س ع د

KÖK HARFLER: س ع د

ANLAM: 

سُعِدَ – سَعِدَ : Mutlu etmek. Müreffeh, talihli, mutlu olmak. Saadet halinde olmak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

سَعِدَ (geniş zaman يَسْعَدُ) ve سُعِدَ (mastar isim سَعَادَةٌ):

سَعِدَ ve سُعِدَ : Müreffeh, talihli, mutlu veya bir saadet halindeydi ya da o hale geldi; şu sözcüğün zıttı: شَقِى

سَعَدَ يَوْمُنَا (geniş zaman يَسْعَدُ mastar isim سَعْدٌ ) : Günümüz hayırlı, talihliydi ya da o hale geldi; şu sözcüğün zıt hali: نَحِس 

سَعَدَ الْمَاءُ فِى الْاَرْضِ : Suyu çıkarmak için bir makineye ihtiyaç duyulmaksızın su kendiliğinden toprağın yüzeyine çıktı.

اَمَّا الَّذِينَ سُعِدُوا : Mutlu olanlara ya da talihli veya kısmetli olanlara gelince (11:108).

سَعِيدٌ (ismi fail): Müreffeh, talihli, mutlu ve saadet halinde bir adam (aynı zamanda şu şekilde: مَسْعُودٌ ; mutlu, müreffeh, talihli, vb. hale getirilmiş; sulama için bir dere veya kanal.

سَعَادَةٌ : Refah, saadet, mutluluk, iyi talih (şu sözcüğün zıttı: شَقَاوَةٌ). 

سَعَادَةٌ iki türdür: اُخْرَوِيَّةٌ (ahiret hayatına ilişkin) دُنْيَاوِيَّةٌ (dünya hayatına ilişkin). İkincisi de üç türdür: نَفْسِيَّةٌ (ruha ilişkin), بَدَنِيَّةٌ (bedene ilişkin), خَارِجِيَّةٌ (harici durumlara ilişkin).

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


TürAdetAnlamÖrnekAçıklama
سَعِدَfiil-I1Hayra nail oldu, mes’ud kıldı, mutlu etti11/108Meçhul: سُعِدَ
سَعِيدٌisim1Mes’ud kılınan, hayra nailiyet hususunda yardıma mazhar olan11/105

Toplam2


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

  • سَعِدَ
  • سَاعَدَ
  • سَعَادَةٌ

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Sa’d سَعْد Uğurluluk. Bahtiyar, mes’ud oluş. Talihi iyi olmak. Mutluluk.
Saîd سَعِيد Saadetli.
Suûd سُعُود Mübarek. Mübarek sayılan yıldızlar.
Suûde سُعُودَة İyi addetmek. Mübarek saymak.
Saâdet سَعَادَة Mes’ud oluş. Talihi iyi olmak. Mutluluk. 
Süedâ سُعَدَاء Saidler. Allah’ın (C.C.) rızasına erenler. Mes’ud olanlar.
Mes’ûd مَسْعُود Saadetli, iman ehli olan, bahtiyar. Mutlu. 
Es’ad أَسْعَد Çok hayırlı.
Tes’îd تَسْعِيد Tebrik etme, saadetlendirme. 
Müsâid مُسَاعِد Muvafık, uygun. Yardım eden. İzin veren.
Müsâade مُسَاعَدَة 1: Elverişli, uygun olma durumu. 2: İzin, elverişli bulunma.
Müs’ad مُسْعـَد Bahtiyar, mes’ud.
İstis’âd اِسْتِسْعَاد Uğurlu sayma. Mes’ud nazarıyla bakma.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

سَعِدَ : Fiil-I. Meçhul: سُعِدَ

11:108وَأَمَّا الَّذِينَ سُعِدُوا فَفِي الْجَنَّةِ خَالِدِينَ فِيهَا
Diyanet Meali:Mutlu olanlara gelince, içinde ebedî kalmak üzere cennettedirler.

سَعِيدٌ : İsim.

11:105يَوْمَ يَأْتِ لَا تَكَلَّمُ نَفْسٌ إِلَّا بِإِذْنِهِ فَمِنْهُمْ شَقِيٌّ وَسَعِيدٌ
Diyanet Meali:O gün geldiği zaman Allah’ın izni olmadan hiçbir kimse konuşamaz. Onlardan mutsuz (cehennemlik) olanlar da vardır, mutlu (cennetlik) olanlar da. *