ش ط ن

KÖK HARFLER: ش ط ن

ANLAM: 

شَطَنَ : Birisinin planının, amacının, yönünün veya istikametinin aksine yönelmek; onu uzaklaştırmak. Onu uzun iple bağlamak. Bertaraf olmak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

شَطَنَ (geniş zaman يَشْطُنُ mastar isim شَطْنٌ ve شُطُونٌ):

شَطَنَهُ : Onun planının veya amacının, yönünün veya istikametinin aksine yöneldi; onu uzaklaştırdı (اَبْعَدَهُ ); onu uzun iple bağladı.

شَطَنَ عَنْهُ : O kişi veya şey bertaraf idi ya da o hale geldi.

شَطَنَ الرَّجُلُ : O kimse Allah’ın (c.c.) gerçeğinden veya merhametinden ırak veya çok uzaktı ya da o hale geldi.

شَطَنَ فِى الْاَرْضِ : O şey toprağa girdi.

اَلشَّيْطَانُ : Kötü veya şer ruh, Şeytan veya iblis.

شَيْطَانٌ : Bir iblis; haddinden fazla veya aşırı derecede kibirli, yozlaşmış veya asi kişi, küstah olan, insanoğlunun, cinlerin ve hayvanların gurur ve isyan eylemleri hususunda aşırı olan; yılan veya yılanların belirli bir türü (شَيَاطِينُ çoğul hali).

رُؤُوسُ الشَّيَاطِينِ bazılarınca pis kokulu veya çirkin olan bazı bitkilerin baş kısımları manasında kullanılmıştır.

شَيْطَانٌ sinir vb. gibi bir insanın her tür kusurlu yetisi, gücü veya eğilimi, manasına da gelmektedir.

رَكِبَهُ الشَّيْطَانُ : Siniri onu ele geçirdi, çok kızgındı ya da o hale geldi.

نَزَعَ شَيْطَانَهُ : Onun kibrini aldı.

شَيْطَانُ الْفَلَا : Susuz çöllerin iblisi, yani susuzluk.

شَيْطَانٌ şu sözcükten de türetilebilir: شَطَا yandı ya da helak oldu, manasına gelmektedir. Bu bağlamda, شَيْطَانٌ kelimesi nefretle ve sinirle yanan ve kaybolan varlık, manasına gelecektir. Daha geniş bağlamda sözcük, zararlı olan, ziyankâr ve ıstıraba neden olması olası her tür şeye istinaden kullanılmaktadır.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek Açıklama
شَيْطَانٌ isim 88 Şeytan 59/16 Çoğul: شَيَاطِينُ

Toplam 88


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Benzer Manada Kelimeler

  • شَطَنَ
  • شَطَنٌ
    • حَبْلٌ > bak: ح ب ل
    • رِشَاءٌ
    • رَسَنٌ
    • مَرَسَةٌ
  • شَيْطَانٌ

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Şeytân شَيْطَان İblis. Çoğul: Şeyâtîn
Şeytânet شَيْطَانَة Şeytanlık, kurnazlık.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

شَيْطَانٌ : İsim. Çoğul: شَيَاطِينُ 

2:36فَأَزَلَّهُمَا الشَّيْطَانُ عَنْهَا فَأَخْرَجَهُمَا مِمَّا كَانَا فِيهِ
Diyanet Meali:Derken, şeytan ayaklarını oradan kaydırdı. Onları içinde bulundukları konumdan çıkardı.
2:102وَاتَّبَعُوا مَا تَتْلُو الشَّيَاطِينُ عَلَىٰ مُلْكِ سُلَيْمَانَ
Diyanet Meali:Süleyman’ın hükümranlığı hakkında şeytanların (ve şeytan tıynetli insanların) uydurdukları yalanların ardına düştüler.
2:102وَمَا كَفَرَ سُلَيْمَانُ وَلَٰكِنَّ الشَّيَاطِينَ كَفَرُوا
Diyanet Meali:Oysa Süleyman (büyü yaparak) küfre girmedi. Fakat şeytanlar, (insanlara sihri öğretmek suretiyle) küfre girdiler.
2:168كُلُوا مِمَّا فِي الْأَرْضِ حَلَالًا طَيِّبًا وَلَا تَتَّبِعُوا خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِ
Diyanet Meali:Yeryüzündeki şeylerin helâl ve temiz olanlarından yiyin! Şeytanın izinden yürümeyin.
2:208ادْخُلُوا فِي السِّلْمِ كَافَّةً وَلَا تَتَّبِعُوا خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِ
Diyanet Meali:Hepiniz topluca barış ve güvenliğe (İslâm’a) girin. Şeytanın adımlarını izlemeyin.
2:268الشَّيْطَانُ يَعِدُكُمُ الْفَقْرَ وَيَأْمُرُكُمْ بِالْفَحْشَاءِ
Diyanet Meali:Şeytan sizi fakirlikle korkutur ve size, çirkinliği ve hayâsızlığı emreder.
2:275الَّذِينَ يَأْكُلُونَ الرِّبَا لَا يَقُومُونَ إِلَّا كَمَا يَقُومُ الَّذِي يَتَخَبَّطُهُ الشَّيْطَانُ مِنَ الْمَسِّ
Diyanet Meali:Faiz yiyenler, ancak şeytanın çarptığı kimsenin kalktığı gibi kalkarlar.
3:36وَإِنِّي أُعِيذُهَا بِكَ وَذُرِّيَّتَهَا مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
Diyanet Meali:“Onu ve soyunu kovulmuş şeytandan senin korumana bırakıyorum.”
3:155إِنَّمَا اسْتَزَلَّهُمُ الشَّيْطَانُ بِبَعْضِ مَا كَسَبُوا
Diyanet Meali:Şeytan onları ancak yaptıkları bazı hatalardan dolayı yoldan kaydırmak istemişti.
3:175إِنَّمَا ذَٰلِكُمُ الشَّيْطَانُ يُخَوِّفُ أَوْلِيَاءَهُ فَلَا تَخَافُوهُمْ
Diyanet Meali:O şeytan sizi ancak kendi dostlarından korkutuyor. Onlardan korkmayın…
4:38وَمَنْ يَكُنِ الشَّيْطَانُ لَهُ قَرِينًا فَسَاءَ قَرِينًا
Diyanet Meali:Şeytan kimin arkadaşı olursa, o ne kötü arkadaştır.
4:60وَيُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَنْ يُضِلَّهُمْ ضَلَالًا بَعِيدًا
Diyanet Meali:Şeytan da onları derin bir sapıklığa düşürmek istiyor.
4:76فَقَاتِلُوا أَوْلِيَاءَ الشَّيْطَانِ
Diyanet Meali:O hâlde, siz şeytanın dostlarına karşı savaşın.
4:76إِنَّ كَيْدَ الشَّيْطَانِ كَانَ ضَعِيفًا
Diyanet Meali:Şüphesiz şeytanın hilesi zayıftır.
4:83وَلَوْلَا فَضْلُ اللَّهِ عَلَيْكُمْ وَرَحْمَتُهُ لَاتَّبَعْتُمُ الشَّيْطَانَ إِلَّا قَلِيلًا
Diyanet Meali:Allah’ın size lütfu ve merhameti olmasaydı, pek azınız hariç, muhakkak şeytana uyardınız.
4:119وَمَنْ يَتَّخِذِ الشَّيْطَانَ وَلِيًّا مِنْ دُونِ اللَّهِ فَقَدْ خَسِرَ خُسْرَانًا مُبِينًا
Diyanet Meali:Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı dost edinirse, şüphesiz o apaçık bir hüsrana düşmüştür.
4:120يَعِدُهُمْ وَيُمَنِّيهِمْ وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ إِلَّا غُرُورًا
Diyanet Meali:Şeytan onlara (birçok) vaadde bulunur ve onları kuruntulara sürükler. Oysa şeytan, ancak aldatmak için onlara vaadde bulunuyor. *
5:90إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالْأَنْصَابُ وَالْأَزْلَامُ رِجْسٌ مِنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ
Diyanet Meali:(Aklı örten) içki (ve benzeri şeyler), kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir.
5:91إِنَّمَا يُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَنْ يُوقِعَ بَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاءَ فِي الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ
Diyanet Meali:Şeytan, içki ve kumarla, ancak aranıza düşmanlık ve kin sokmak ister.
6:43وَلَٰكِنْ قَسَتْ قُلُوبُهُمْ وَزَيَّنَ لَهُمُ الشَّيْطَانُ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Diyanet Meali:Fakat (onu yapmadılar) kalpleri katılaştı. Şeytan da yapmakta olduklarını zaten onlara süslü göstermişti.
6:68وَإِمَّا يُنْسِيَنَّكَ الشَّيْطَانُ فَلَا تَقْعُدْ بَعْدَ الذِّكْرَىٰ مَعَ الْقَوْمِ الظَّالِمِينَ
Diyanet Meali:Şayet şeytan sana unutturursa hatırladıktan sonra (kalk), o zalimler grubu ile beraber oturma.
6:71كَالَّذِي اسْتَهْوَتْهُ الشَّيَاطِينُ فِي الْأَرْضِ حَيْرَانَ
Diyanet Meali:“Yeryüzünde şaşkın şaşkın dolaşıp şeytanların ayarttığı kimse gibi mi (olalım)?”
6:121وَإِنَّ الشَّيَاطِينَ لَيُوحُونَ إِلَىٰ أَوْلِيَائِهِمْ لِيُجَادِلُوكُمْ
Diyanet Meali:Bir de şeytanlar kendi dostlarına sizinle mücadele etmeleri için mutlaka fısıldarlar.
6:142كُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللَّهُ وَلَا تَتَّبِعُوا خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِ
Diyanet Meali:Allah’ın size rızık olarak verdiğinden yiyin de şeytanın adımlarına uymayın.
7:20فَوَسْوَسَ لَهُمَا الشَّيْطَانُ لِيُبْدِيَ لَهُمَا مَا وُورِيَ عَنْهُمَا مِنْ سَوْآتِهِمَا
Diyanet Meali:Derken şeytan, kendilerinden gizlenmiş olan avret yerlerini onlara açmak için kendilerine vesvese verdi.
7:22إِنَّ الشَّيْطَانَ لَكُمَا عَدُوٌّ مُبِينٌ
Diyanet Meali:“Şeytan size apaçık bir düşmandır, (demedim mi)?”
7:27يَا بَنِي آدَمَ لَا يَفْتِنَنَّكُمُ الشَّيْطَانُ كَمَا أَخْرَجَ أَبَوَيْكُمْ مِنَ الْجَنَّةِ
Diyanet Meali:Ey Âdemoğulları! Ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın.
7:27إِنَّا جَعَلْنَا الشَّيَاطِينَ أَوْلِيَاءَ لِلَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ
Diyanet Meali:Şüphesiz biz, şeytanları, iman etmeyenlerin dostları kılmışızdır.
7:30إِنَّهُمُ اتَّخَذُوا الشَّيَاطِينَ أَوْلِيَاءَ مِنْ دُونِ اللَّهِ
Diyanet Meali:Çünkü onlar Allah’ı bırakıp şeytanları dost edinmişlerdi.
7:175فَانْسَلَخَ مِنْهَا فَأَتْبَعَهُ الشَّيْطَانُ فَكَانَ مِنَ الْغَاوِين
Diyanet Meali:(Kendisine âyetlerimizi verdiğimiz hâlde), onlardan sıyrılıp da şeytanın kendisini peşine taktığı, bu yüzden de azgınlardan olan (kimsenin haberini onlara anlat).
7:200وَإِمَّا يَنْزَغَنَّكَ مِنَ الشَّيْطَانِ نَزْغٌ فَاسْتَعِذْ بِاللَّهِ
Diyanet Meali:Eğer şeytandan bir kışkırtma seni dürterse, hemen Allah’a sığın.
7:201إِنَّ الَّذِينَ اتَّقَوْا إِذَا مَسَّهُمْ طَائِفٌ مِنَ الشَّيْطَانِ تَذَكَّرُوا
Diyanet Meali:Şüphe yok ki Allah’a karşı gelmekten sakınanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese dokunduğu zaman iyice düşünürler (derhal Allah’ı hatırlarlar da sonra hemen gözlerini açarlar).
8:11وَيُذْهِبَ عَنْكُمْ رِجْزَ الشَّيْطَانِ وَلِيَرْبِطَ عَلَىٰ قُلُوبِكُمْ
Diyanet Meali:Sizden şeytanın vesvesesini gidermek, kalplerinizi pekiştirmek için…
8:48وَإِذْ زَيَّنَ لَهُمُ الشَّيْطَانُ أَعْمَالَهُمْ
Diyanet Meali:Hani şeytan onlara yaptıklarını süslemişti.
12:5إِنَّ الشَّيْطَانَ لِلْإِنْسَانِ عَدُوٌّ مُبِينٌ
Diyanet Meali:“Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmanıdır.”
12:42فَأَنْسَاهُ الشَّيْطَانُ ذِكْرَ رَبِّهِ فَلَبِثَ فِي السِّجْنِ بِضْعَ سِنِينَ
Diyanet Meali:Fakat şeytan onu efendisine hatırlatmayı unutturdu da bu yüzden o, birkaç yıl daha zindanda kaldı.
12:100وَجَاءَ بِكُمْ مِنَ الْبَدْوِ مِنْ بَعْدِ أَنْ نَزَغَ الشَّيْطَانُ بَيْنِي وَبَيْنَ إِخْوَتِي
Diyanet Meali:“Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra; (Rabbim beni zindandan çıkararak) ve sizi çölden getirerek (bana çok iyilikte bulundu).”
14:22وَقَالَ الشَّيْطَانُ لَمَّا قُضِيَ الْأَمْرُ إِنَّ اللَّهَ وَعَدَكُمْ وَعْدَ الْحَقِّ
Diyanet Meali:İş bitirilince şeytan da diyecek ki: “Şüphesiz Allah, size gerçek olanı söz verdi.”
16:63تَاللَّهِ لَقَدْ أَرْسَلْنَا إِلَىٰ أُمَمٍ مِنْ قَبْلِكَ فَزَيَّنَ لَهُمُ الشَّيْطَانُ أَعْمَالَهُمْ
Diyanet Meali:Allah’a andolsun, senden önceki ümmetlere peygamberler gönderdik. Fakat şeytan onlara işlerini güzel gösterdi.
16:98فَإِذَا قَرَأْتَ الْقُرْآنَ فَاسْتَعِذْ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ
Diyanet Meali:Kur’an okuduğun zaman, kovulmuş şeytandan Allah’a sığın. *
17:27إِنَّ الْمُبَذِّرِينَ كَانُوا إِخْوَانَ الشَّيَاطِينِ
Diyanet Meali:Çünkü saçıp savuranlar şeytanların kardeşleridir.
17:27وَكَانَ الشَّيْطَانُ لِرَبِّهِ كَفُورًا
Diyanet Meali:Şeytan ise Rabbine karşı çok nankörlük etmiştir.
17:53إِنَّ الشَّيْطَانَ يَنْزَغُ بَيْنَهُمْ
Diyanet Meali:Çünkü şeytan aralarını bozar.
17:53إِنَّ الشَّيْطَانَ كَانَ لِلْإِنْسَانِ عَدُوًّا مُبِينًا
Diyanet Meali:Çünkü şeytan insanın apaçık bir düşmanıdır.
17:64وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ إِلَّا غُرُورًا
Diyanet Meali:Hâlbuki şeytan onlara aldatmadan başka bir şey va’detmez.
18:63فَإِنِّي نَسِيتُ الْحُوتَ وَمَا أَنْسَانِيهُ إِلَّا الشَّيْطَانُ أَنْ أَذْكُرَهُ
Diyanet Meali:Kayaya sığındığımız sırada balığı unutmuşum. –Doğrusu onu sana söylememi bana ancak şeytan unutturdu.-
19:44يَا أَبَتِ لَا تَعْبُدِ الشَّيْطَانَ
Diyanet Meali:“Babacığım! Şeytana tapma!”
19:44إِنَّ الشَّيْطَانَ كَانَ لِلرَّحْمَٰنِ عَصِيًّا
Diyanet Meali:“Çünkü şeytan Rahmân’a isyankâr olmuştur.”
19:45يَا أَبَتِ إِنِّي أَخَافُ أَنْ يَمَسَّكَ عَذَابٌ مِنَ الرَّحْمَٰنِ فَتَكُونَ لِلشَّيْطَانِ وَلِيًّا
Diyanet Meali:“Babacığım! Doğrusu ben, sana, çok esirgeyici Rahmân tarafından bir azabın dokunmasından, böylece şeytana bir dost olmandan korkuyorum.” *
19:68فَوَرَبِّكَ لَنَحْشُرَنَّهُمْ وَالشَّيَاطِينَ
Diyanet Meali:Rabbine andolsun, onları şeytanlarla beraber mutlaka haşredeceğiz.
19:83أَلَمْ تَرَ أَنَّا أَرْسَلْنَا الشَّيَاطِينَ عَلَى الْكَافِرِينَ تَؤُزُّهُمْ أَزًّا
Diyanet Meali:Kâfirlerin başına, onları durmadan (günaha ve azgınlığa) tahrik eden şeytanları gönderdiğimizi görmedin mi? *
20:120فَوَسْوَسَ إِلَيْهِ الشَّيْطَانُ قَالَ يَا آدَمُ هَلْ أَدُلُّكَ عَلَىٰ شَجَرَةِ الْخُلْدِ
Diyanet Meali:Nihayet şeytan ona vesvese verip şöyle dedi: “Ey Âdem! Sana ebedîlik ağacını göstereyim mi?”
21:82وَمِنَ الشَّيَاطِينِ مَنْ يَغُوصُونَ لَهُ
Diyanet Meali:Bir de şeytanlardan, Süleyman için dalgıçlık eden (ve daha bundan başka işler yapanları da onun emrine verdik).
22:52وَمَا أَرْسَلْنَا مِنْ قَبْلِكَ مِنْ رَسُولٍ وَلَا نَبِيٍّ إِلَّا إِذَا تَمَنَّىٰ أَلْقَى الشَّيْطَانُ فِي أُمْنِيَّتِهِ
Diyanet Meali:Senden önce hiçbir resûl ve nebî göndermedik ki, bir şey temenni ettiği zaman, şeytan onun bu temennisine dair vesvese vermiş olmasın.
22:52فَيَنْسَخُ اللَّهُ مَا يُلْقِي الشَّيْطَانُ ثُمَّ يُحْكِمُ اللَّهُ آيَاتِهِ
Diyanet Meali:Ama Allah, şeytanın vesvesesini giderir. Sonra Allah, âyetlerini sağlamlaştırır.
22:53لِيَجْعَلَ مَا يُلْقِي الشَّيْطَانُ فِتْنَةً لِلَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ
Diyanet Meali:(Allah), şeytanın verdiği bu vesveseyi, kalplerinde hastalık bulunanlar (ile kalpleri katı olanlar)a bir imtihan vesilesi kılmak için (böyle yapar).
23:97وَقُلْ رَبِّ أَعُوذُ بِكَ مِنْ هَمَزَاتِ الشَّيَاطِينِ
Diyanet Meali:De ki: “Ey Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım.” *
24:21يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّبِعُوا خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِ
Diyanet Meali:Ey iman edenler! Şeytanın adımlarına uymayın.
24:21وَمَنْ يَتَّبِعْ خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِ فَإِنَّهُ يَأْمُرُ بِالْفَحْشَاءِ وَالْمُنْكَرِ
Diyanet Meali:Kim şeytanın adımlarına uyarsa, bilsin ki o hayâsızlığı ve kötülüğü emreder.
25:29وَكَانَ الشَّيْطَانُ لِلْإِنْسَانِ خَذُولًا
Diyanet Meali:“Zaten şeytan insanı yardımcısız bırakıverir.”
26:210وَمَا تَنَزَّلَتْ بِهِ الشَّيَاطِينُ
Diyanet Meali:O Kur’an’ı şeytanlar indirmemiştir. *
26:221هَلْ أُنَبِّئُكُمْ عَلَىٰ مَنْ تَنَزَّلُ الشَّيَاطِينُ
Diyanet Meali:Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi? *
27:24وَزَيَّنَ لَهُمُ الشَّيْطَانُ أَعْمَالَهُمْ فَصَدَّهُمْ عَنِ السَّبِيلِ
Diyanet Meali:“Şeytan, onlara yaptıklarını süslü göstermiş ve böylece onları yoldan çıkarmış.”
28:15فَوَكَزَهُ مُوسَىٰ فَقَضَىٰ عَلَيْهِ قَالَ هَٰذَا مِنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ
Diyanet Meali:Mûsâ da ona bir yumruk indirip onu öldürdü. Mûsâ, “Bu şeytanın işidir.” dedi.
29:38وَزَيَّنَ لَهُمُ الشَّيْطَانُ أَعْمَالَهُمْ فَصَدَّهُمْ عَنِ السَّبِيلِ
Diyanet Meali:Şeytan, onlara işlerini süslemiş ve onları doğru yoldan alıkoymuştur.
31:21أَوَلَوْ كَانَ الشَّيْطَانُ يَدْعُوهُمْ إِلَىٰ عَذَابِ السَّعِيرِ
Diyanet Meali:Şeytan, kendilerini cehennem azabına çağırıyor olsa da mı?
35:6إِنَّ الشَّيْطَانَ لَكُمْ عَدُوٌّ فَاتَّخِذُوهُ عَدُوًّا
Diyanet Meali:Şüphesiz şeytan sizin için bir düşmandır. Öyle ise (siz de) onu düşman tanıyın.
36:60أَلَمْ أَعْهَدْ إِلَيْكُمْ يَا بَنِي آدَمَ أَنْ لَا تَعْبُدُوا الشَّيْطَانَ
Diyanet Meali:“Ey Âdemoğulları! Ben, size, şeytana kulluk etmeyin… diye emretmedim mi?”
37:65طَلْعُهَا كَأَنَّهُ رُءُوسُ الشَّيَاطِينِ
Diyanet Meali:Onun meyveleri sanki şeytanların kafalarıdır. *
38:37وَالشَّيَاطِينَ كُلَّ بَنَّاءٍ وَغَوَّاصٍ
Diyanet Meali:Bina ustası olan ve dalgıçlık yapan her bir şeytanı…*
38:41أَنِّي مَسَّنِيَ الشَّيْطَانُ بِنُصْبٍ وَعَذَابٍ
Diyanet Meali:“Şeytan bana bir yorgunluk ve azap dokundurdu.”
41:36وَإِمَّا يَنْزَغَنَّكَ مِنَ الشَّيْطَانِ نَزْغٌ فَاسْتَعِذْ بِاللَّهِ
Diyanet Meali:Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah’a sığın.
43:62وَلَا يَصُدَّنَّكُمُ الشَّيْطَانُ إِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُبِينٌ
Diyanet Meali:Sakın şeytan sizi yoldan çevirmesin. Çünkü o, size apaçık bir düşmandır. *
47:25إِنَّ الَّذِينَ ارْتَدُّوا عَلَىٰ أَدْبَارِهِمْ مِنْ بَعْدِ مَا تَبَيَّنَ لَهُمُ الْهُدَى الشَّيْطَانُ سَوَّلَ لَهُمْ
Diyanet Meali:Kendileri için hidayet yolu belli olduktan sonra gerisingeri dönenleri, şeytan aldatıp peşinden sürüklemiş ve kendilerini boş ümitlere düşürmüştür. *
58:10إِنَّمَا النَّجْوَىٰ مِنَ الشَّيْطَانِ لِيَحْزُنَ الَّذِينَ آمَنُوا
Diyanet Meali:O kötü fısıltılar iman edenleri üzmek için ancak şeytandan kaynaklanmaktadır.
58:19اسْتَحْوَذَ عَلَيْهِمُ الشَّيْطَانُ فَأَنْسَاهُمْ ذِكْرَ اللَّهِ
Diyanet Meali:Şeytan onları hâkimiyeti altına alıp kendilerine Allah’ı anmayı unutturmuştur.
58:19أُولَٰئِكَ حِزْبُ الشَّيْطَانِ
Diyanet Meali:İşte onlar şeytanın tarafında olanlardır.
58:19أَلَا إِنَّ حِزْبَ الشَّيْطَانِ هُمُ الْخَاسِرُونَ
Diyanet Meali:İyi bilin ki, şeytanın tarafında olanlar ziyana uğrayanların ta kendileridir.
59:16كَمَثَلِ الشَّيْطَانِ إِذْ قَالَ لِلْإِنْسَانِ اكْفُرْ
Diyanet Meali:(Münafıkların durumu ise) tıpkı şeytanın durumu gibidir. Çünkü şeytan insana, “İnkâr et” der.
67:5وَلَقَدْ زَيَّنَّا السَّمَاءَ الدُّنْيَا بِمَصَابِيحَ وَجَعَلْنَاهَا رُجُومًا لِلشَّيَاطِينِ
Diyanet Meali:Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık.
2:14وَإِذَا خَلَوْا إِلَىٰ شَيَاطِينِهِمْ قَالُوا إِنَّا مَعَكُمْ
Diyanet Meali:Fakat şeytanlarıyla (münafık dostlarıyla) yalnız kaldıkları zaman, “Şüphesiz, biz sizinle beraberiz.” derler.
4:117وَإِنْ يَدْعُونَ إِلَّا شَيْطَانًا مَرِيدًا
Diyanet Meali:Onlar, Allah’ı bırakıp ancak dişilere tapıyorlar.  Hâlbuki (aslında) azgın bir şeytana tapmaktadırlar. *
6:112وَكَذَٰلِكَ جَعَلْنَا لِكُلِّ نَبِيٍّ عَدُوًّا شَيَاطِينَ الْإِنْسِ وَالْجِنِّ
Diyanet Meali:İşte böylece biz her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık.
15:17وَحَفِظْنَاهَا مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ رَجِيمٍ
Diyanet Meali:Onu kovulmuş her şeytandan koruduk. *
22:3وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يُجَادِلُ فِي اللَّهِ بِغَيْرِ عِلْمٍ وَيَتَّبِعُ كُلَّ شَيْطَانٍ مَرِيدٍ
Diyanet Meali:İnsanlardan kimi vardır ki, hiçbir bilgisi olmadığı hâlde, Allah hakkında tartışmaya girer ve her azgın şeytanın  ardına düşer. *
37:7وَحِفْظًا مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ مَارِدٍ
Diyanet Meali:Onu itaatten çıkan her şeytandan koruduk. *
43:36وَمَنْ يَعْشُ عَنْ ذِكْرِ الرَّحْمَٰنِ نُقَيِّضْ لَهُ شَيْطَانًا فَهُوَ لَهُ قَرِينٌ
Diyanet Meali:Kim, Rahmân’ın Zikri’ni görmezlikten gelirse, biz onun başına bir şeytan sararız. Artık o, onun ayrılmaz dostudur. *
81:25وَمَا هُوَ بِقَوْلِ شَيْطَانٍ رَجِيمٍ
Diyanet Meali:Kur’an, kovulmuş şeytanın sözü değildir. *