ح ر ج

KÖK HARFLER:  ح ر ج

ANLAM: 

حَرِجَ : (Bir şey) çok sıkı ya da dar olmak.

AÇIKLAMA:

حَرَجٌ ve حَرَاجٌ kelimeleri temelde “iki nesnenin birleşme yeri” anlamına gelir. Birleşen iki nesne arasındaki darlık gözününde bulundurularak, “dar yere” ve “günaha” حَرَج denmiştir. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: ثُمَّ لاَ يَجِدُوا فِي أنْفُسِهِمْ حَرَجاً …verdigin hükümden nefislerinde hiçbir darlık duymaksızın… (4/65). 

Yine şöyle buyurmuştur: وَمَا جَعَلَ عَلَيْكُمْ فِي الدِّينِ مِنْ حَرَجٍ Din konusunda size hiçbir zorluk yüklemedi (22/78).

قَدْ حَرَجَ صَدْرُتُ : Göğsü daraldı. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: يَجْعَلْ صَدْرَهُ ضَيِّقا  حَرَجاً Göğsünü, dar ve tıkanık yapar (6/125). Ayet ayrıca حَِرجًا şeklinde de okunmuştur. Buna göre, “köprü sebebiyle göğsünü dar kılar” anlamına gelir. Çünkü zandan kaynaklanan bir inanış olmasından ötürü nefis neredeyse hiç ama hiç rahatlamak, huzur bulmak ya da sakinleşmek için küfüre dayanmaz, itimat etmez, güvenmez. Bir görüşe göre ise ayet, “göğüsleri İslam’a karşı dar kılınır” anlamındadır. Bu yönüyle Yüce Allah’ın şu sözüne benzer: خَتَمَ اللّهُ عَلَى قُلُوبِهمْ Allah onların kalplerini mühürlemiştir (2/7).

Şu sözüne gelince: فَلاَ يَكُنْ فِي صَدْرِكَ حَرَجٌ مِنْهُ …sakın bundan dolayı göğsünde bir sıkıntı olmasın… (7/2). Bir görüşe göre bu, “bir nehiydir”; bir görüşe göre, “bir duadır”; başka bir görüşe göre ise, ألَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَ Senin göğsünü açmadık mı? (94/1) sözündeki gibi bu “Yüce Allah’ın bir hükmüdür”.

مُتَحَرِّج ve مُتَحَوِّب ise, حَرَجٌ ve حَوْبٌ’den, yani günahtan kaçınan kimse.

DİĞER BAZI TÜREVLER:

حَرِجَ (geniş zaman يَحْرَجُ mastar ismi حَرَجٌ):

حَرِجَ الشَّىْءُ : O şey çok sıkı ya da dardı ya da o hale geldi.

حَرِجَ صَدْرُهُ : Göğsü sıkıştı ya da daraldı.

حَرِجَ الرَّجُلُ : Adam, cezayı hak ettiği bir günah veya suç işledi.

حَرِجَ : Zorluk çekiyordu ya da özellikle bir günah veya suç işlemek suretiyle sıkıntı çekiyordu; tedirgin oldu ve göğsü sıkıştı, şüpheye düştü çünkü şüphe zihni tedirgin eder.

حَرِجَتِ الْعَيْنُ : Göz kamaştı ya da çukurunda kayboldu ve görüşü kısıtlandı.

حَرِجَ عَلَيْهِ الشَّىْءُ : O şey ona yasaklandı.

حَرِجَ اِلَيْهِ : Bir zorluk veya darlıktan korunmak adına onun yolundan gitti.

حَرِجَ الْغُبَارُ : Toz, dar bir alanda yükseldi.

حَرَجٌ : Sıkıntı veya zorluk; bir günah, bir engel veya şer veya güçlük; bir kişinin uğruna cezayı hak ettiği bir suç veya itaatsizlik durumu ya da bir günah veya suçun sonucu olarak ortaya çıkan sıkıntı.

لَابَاْسَ = لَاحَرَجَ : Şer yok, günah yok, suç veya güçlük yok.

لَاحَرَجَ عَلَيْكَ : Sana bir suç, günah, güçlük ya da şer yoktur.

حَرَجٌ ölü bedenin taşındığı tahta parçası veya cenaze tezkeresi anlamına da gelmektedir. Sıska veya cılız bir dişi deve için de kullanılmaktadır.

حَرِجٌ ve حَرَجٌ yasak veya yasaklanmış anlamına da gelmektedir.