KÖK HARFLER: ض ح و
ANLAM:
ضَحَا : Güneşte dışarı çıkmak. Bir kimseyi güneş çarpmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
ضَحَا (geniş zaman يَضْحُو mastar isim ضَحْوٌ vb.):
ضَحَا الرَّجُلُ : O kimse güneşte dışarı çıktı.
ضَحَا الشَّىْءُ اَوِ الرَّجُلُ : O şeyi veya kimseyi güneş çarpmıştı.
ضَحَا الطَّرِيقُ : Yol görünür hale geldi.
ضَحَا ظِلُّهُ : Öldü.
شَجَرَةٌ ضَاحِيَةُ الظِّلِّ : Gölgesi olmayan ağaç.
ضُحًى : Güneşin doğuşunun ve biraz yükselmesinin ardından öğleden öncesinin erken kısmı; kuşluk vakti; güneşin dimdik yükseldiği zaman.
ضَحْوَةٌ güneş henüz çıkmışken olan ışık; güneşin parıltısı; güneş.
ضُحَاءٌ : Öğlen ile güneşin alçalmaya başladığı zaman arasındaki ışık.
ضُحًى keskinlik, manasına da gelmektedir.
مَا لِكَلَامِهِ ضُحًى : Konuşmasında kesinlik yoktur.
يَوْمُ الْاَضْحَى : Hayvanların kesildiği Zilhicce ayının onuncu günü.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
ضَحَا | fiil-I | 1 | Sıcakladı, güneşin hararetine maruz kaldı | 20/119 |
ضُحَى | isim | 6 | Kuşluk vakti | 93/1 |
| Toplam | 7 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- ضَاحِيَةٌ
- رَبْضٌ
- نَاحِيَةٌ
- أَضْحَى
- ضُحًى
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Duhâ | ضُحَى | Kuşluk vakti. |
|
Dahye | ضَحْيَة | Kuşluk vaktinde kesilen koyun. |
|
Dahve | ضَحْوَة | İlk kuşluk vakti. |
|
Udhiyye | أُضْحِيَّة | Sabah ile öğle arası kesilen kurban. Kurban bayramı. | Çoğulu: Adâhî |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
ضَحَا : Fiil-I.
20:119 | وَأَنَّكَ لَا تَظْمَأُ فِيهَا وَلَا تَضْحَىٰ |
Diyanet Meali: | “Orada ne susuzluk çekersin, ne de güneş altında kalırsın.” * |
ضُحَى : İsim.
79:29 | وَأَغْطَشَ لَيْلَهَا وَأَخْرَجَ ضُحَاهَا |
Diyanet Meali: | O göğün gecesini karanlık yaptı, ışığını da çıkardı. * |
79:46 | كَأَنَّهُمْ يَوْمَ يَرَوْنَهَا لَمْ يَلْبَثُوا إِلَّا عَشِيَّةً أَوْ ضُحَاهَا |
Diyanet Meali: | Kıyameti gördükleri gün onlar, sanki dünyada ancak bir akşam, yahut bir kuşluk vakti kadar kalmış gibidirler. * |
91:1 | وَالشَّمْسِ وَضُحَاهَا |
Diyanet Meali: | Güneşe ve onun aydınlığına andolsun, * |
93:1 | وَالضُّحَىٰ |
Diyanet Meali: | Kuşluk vaktine andolsun, * |
7:98 | أَوَأَمِنَ أَهْلُ الْقُرَىٰ أَنْ يَأْتِيَهُمْ بَأْسُنَا ضُحًى وَهُمْ يَلْعَبُونَ |
Diyanet Meali: | Ya da o memleketlerin halkları kuşluk vakti gülüp oynarken kendilerine azabımızın gelmesinden emin mi oldular? * |
20:59 | قَالَ مَوْعِدُكُمْ يَوْمُ الزِّينَةِ وَأَنْ يُحْشَرَ النَّاسُ ضُحًى |
Diyanet Meali: | Mûsâ, “Buluşma vaktimiz, bayram günü, insanların toplandığı kuşluk vaktidir” dedi. * |