KÖK HARFLER: ش و ي
ANLAM:
شَوَى : Eti kavurmak, pişirmek, kızartmak. Suyu ısıtmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
شَوَى (geniş zaman يَشْوِى mastar isim شَىٌّ):
شَوَى اللَّحْمَ : Eti kavurdu, pişirdi ya da kızarttı.
شَوَى الْمَاءَ : Suyu ısıttı.
شَوًى : Kollar, eller ve bacaklar veya ayaklar, ön ve arka bacaklar; kol ve bacakların bütünü; bir insanın başı; bir yaranın ölüme neden olduğu bacaklar gibi hayati önemi olmayan herhangi bir yer; önemsiz veya değersiz herhangi bir şey.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
شَوَى | fiil-I | 1 | Kızarttı, kavurdu | 18/29 |
شَوَى | isim | 1 | El, ayak gibi uzuvlar, kafa derisi, kafatası kemikleri, beynin üzerindeki kemik. Derilerin dış yüzü. | 70/16 |
| Toplam | 2 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
İştivâ’ | اِشْتِوَاء | Kızarma. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
شَوَى : Fiil-I.
18:29 |
وَإِنْ يَسْتَغِيثُوا يُغَاثُوا بِمَاءٍ كَالْمُهْلِ يَشْوِي الْوُجُوهَ
|
Diyanet Meali: | (Susuzluktan) feryat edip yardım dilediklerinde, maden eriyiği gibi, yüzleri yakıp kavuran bir su ile kendilerine yardım edilir. |
شَوَى : İsim.
70:16 |
نَزَّاعَةً لِلشَّوَىٰ
|
Diyanet Meali: | Derileri kavurup çıkaran (alevli ateştir). * |