ش ن أ

KÖK HARFLER: ش ن أ

ANLAM: 

شَنَأَ / شَنِئَ : Bir kimseden nefret etmek.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

شَنَأَ (geniş zaman يَشْنَأُ) ve شَنِئَ (geniş zaman يَشْنَأُ mastar isim شَنَاءٌ ve شَنْأَةٌ):

شَنَأَ الرَّجُلَ اَوْ شَنِئَهُ : O kimseden nefret etti, ondan şiddetli bir biçimde nefret etti.

شَنِئَ حَقَّهُ : Onun hakkını veya layığını kabul etti ve onu ona verdi.

شَنَاٰنٌ اَوْ شَنْاٰنٌ : Düşmanlık, kin veya nefret.

شَانِئٌ : Nefret etme veya nefret eden; (ismi fail) bir düşman.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
شَنَآنٌ isim 2 Buğz, kin.  5/2
شَانِئٌ isim 1 Buğzeden. 108/3

Toplam 3

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

AÇIKLAMA:

ADÂVET ile ŞENEÂN kelimeleri arasındaki fark

( ش ن أ – ع د و )

Adâvet (düşmanlık), düşman olduğu şeye kötülük yapma iradesidir. Asıl itibariyle “meyl” anlamına gelir. Asıl itibariyle “mesafe” anlamına gelmesi de caizdir. Şeneân ise, geçmiş bir düşmanlığı sebebiyle bir başkasının davranışını ayıplama arzusudur. Şeneân aslında “adâvet” türü bir kelime değildir, ancak adâvetin sebebi olduğu için, adâvet anlamında kullanılır. (Farklar Sözlüğü 179) Bknz: ( ع د و )

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Şenân (Şeneân) شَنَان Kin. Buğz ve adavet etmek.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

شَنَآنٌ : İsim.

5:2 وَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَآنُ قَوْمٍ أَنْ صَدُّوكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ أَنْ تَعْتَدُوا
Diyanet Meali: Sizi Mescid-i Haram’dan alıkoydular diye birtakımlarına beslediğiniz kin, sakın ha sizi, haddi aşmaya sürüklemesin. 
5:8 وَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَآنُ قَوْمٍ عَلَىٰ أَلَّا تَعْدِلُوا
Diyanet Meali: Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin.

شَانِئٌ :  İsim. İsm-i Fâil.

108:3 إِنَّ شَانِئَكَ هُوَ الْأَبْتَرُ
Diyanet Meali: Doğrusu sana buğzeden, soyu kesik olanın ta kendisidir. *