KÖK HARFLER: س ه و
ANLAM:
سَهَا : Aklı başka bir şeye, işe veya duruma kaymak, o şeye aldırış etmemek, ihmal etmek, umursamamak, ona dair şuursuz olmak, dikkat etmemek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
سَهَا (geniş zaman يَسْهُو mastar isim سَهْوٌ):
سَهَا عَنْهُ veya سَهَا فِيهِ : Aklı başka bir şeye, işe veya duruma kaymıştı, o şeye aldırış etmezdi, ihmal ederdi, umursamazdı, ona dair şuursuzdu veya dikkat etmezdi ya da o hale geldi. Bazıları düşünmektedir ki اَلسَّهْوُ ve اَلْغَفْلَةُ ve اَلنِّسْيَانُ manada birdirler fakat bazılarına göre ise اَلسَّهْوُ yüzeysel şekilde, غَفْلَةٌ hafıza kapsamında olandır, birinin hafif bir uyarıcı ile dikkatinin uyanması gibi; buna karşın اَلنِّسْيَانُ hafızadan bütünüyle gitmesini ifade etmektedir. Benzer biçimde, bazıları der ki سَهَا فِى الشَّىْءِ o şeyi bilmeden unuttu veya atladı manasına gelmektedir ve سَهَا عَنْهُ o şeyi bilerek unuttu, manasına gelmektedir.
سَهَا اِلَيْهِ : O kişiye veya şeye gözünü kırpmadan baktı.
سَاهٍ ve سَهْوَانٌ (ismi fail): Aldırışsız; umursamaz, şuursuz veya dikkatsiz (çoğulu: سَاهُونَ).
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
سَاهٍ | isim | 2 | Hatırda tutmayıp gaflet ederek terk eden | 51/11 |
| Toplam | 2 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Benzer Manada Kelimeler
- سَهَا
- سَهْوٌ
Zıt Manada Kelimeler
- سَهَا
- سَهْوٌ
AÇIKLAMA:
سَهْوٌ ve نِسْيَانٌ kelimeleri arasındaki farklar: (س ه و – ن س ي)
Bu kelimeler manada birdirler fakat bazı alimlere göre سَهْوٌ yüzeyseldir, نِسْيَانٌ ise hafıza kapsamındadır. سَهْوٌ durumunda, hafif bir uyarıcı ile dikkat uyanır. نِسْيَانٌ durumu, bu işin hafızadan bütünüyle gitmesini ifade etmektedir. (Hasenat Uygulaması)
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Sehv (Sehiv) | سَهْو | Hata, yanlış, yanılma. | Çoğul: Sehviyyât |
Sehven | سَهْوًا | Yanlışlıkla. |
|
Sehiv secdesi: Hanefi mezhebine göre sehiv secdesi, bir namazın kusurlu kılınması hâlinde, bu kusuru düzeltmek maksadı ile namazın sonunda son oturuşta yapılan secdedir.
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
سَاهُونَ : İsim. İsm-i Fâil. Kurallı Erkek Çoğul. Tekili: سَاهٍ
51:11 | الَّذِينَ هُمْ فِي غَمْرَةٍ سَاهُونَ |
Diyanet Meali: | Cehalet içinde gaflete dalmış olanlar..* |
107:5 | الَّذِينَ هُمْ عَنْ صَلَاتِهِمْ سَاهُونَ |
Diyanet Meali: | Onlar namazlarını ciddiye almazlar. * |