ك ف ل

KÖK HARFLER: ك ف ل

ANLAM: 

كَفَلَ : Birini beslemek, destek olmak; onu himayesine alıp korumak; sorumlu olmak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
كَفَلَ fiil-I 3 Kefil oldu, koruyup gözetti 20/40
كَفَّلَ fiil-II 1 Kefil kıldı, baktırdı, bakmasını sağladı 3/37
أَكْفَلَ fiil-IV 1 Kefil kıldı, baktırdı, bakmasını sağladı 38/23
كِفْلٌ isim 2 Nasip, pay 4/85
ذُوالْكِفْلِ özel isim 2 Zülkifl: Bir Peygamber (nasip sahibi manasında) 38/48
كَفِيلٌ isim 1 Kefil, koruyucu-gözetici 16/91

Toplam 10

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

  • كَفَلَ
    • عَالَ > bak: ع ي ل
    • (أَنْفَقَ (عَلَى > bak: ن ف ق
    • (اِعْتَنَى (بِ > bak: ع ن و
    • ضَمَنَ
  • كِفْلٌ
  • كَفِيلٌ (a)
    • قَبِيلٌ > bak: ق ب ل
    • كَافِلٌ > bu kök
    • ضَمِينٌ
    • ضَامِنٌ
  • كَفِيلٌ (b)

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Kifl كِفْل Nazir, benzer. Nasib, ecir. Oturma yeri.
Kefîl كَفِيل Birisinin bir borcu ifası lazım gelirken, ifa etmediği takdirde, o borcu ifayı kendi üzerine alan kimse. Kefalet eden kimse. Kefîl olmak
Kefâlet كَفَالَة Birinin borcunu ödememesi veya verdiği sözü yerine getirmemesi durumunda bütün sorumluluğu üzerine alma durumu, kefillik.
Tekfîl تَكْفِيل Kefil gösterme.
Mükâfele مُكَافَلَة Karşılıklı olarak birbirine kefil olma.
Tekeffül تَكَفُّل Kefil olma.
Mütekeffil مُتَكَفِّل Kefil olan, tekeffül eden. 
İstikfâl اِسْتِكْفَال Kefil olma, kefilliği kabul etme.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

كَفَلَ :  Fiil-I. 

3:44 وَمَا كُنْتَ لَدَيْهِمْ إِذْ يُلْقُونَ أَقْلَامَهُمْ أَيُّهُمْ يَكْفُلُ مَرْيَمَ
Diyanet Meali: Meryem’i kim himayesine alıp koruyacak diye kalemlerini (kur’a için) atarlarken sen yanlarında değildin.
20:40 إِذْ تَمْشِي أُخْتُكَ فَتَقُولُ هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَىٰ مَنْ يَكْفُلُهُ
Diyanet Meali: “Hani kız kardeşin (Firavun ailesine) gidiyor ve “size onun bakımını üstlenecek kimseyi göstereyim mi?” diyordu.
28:12 فَقَالَتْ هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَىٰ أَهْلِ بَيْتٍ يَكْفُلُونَهُ لَكُمْ
Diyanet Meali: Kız kardeşi, “Size onun bakımını, sizin adınıza üstlenecek bir aile göstereyim mi?” dedi.

كَفَّلَ : Fiil-II. 

3:37 وَأَنْبَتَهَا نَبَاتًا حَسَنًا وَكَفَّلَهَا زَكَرِيَّا
Diyanet Meali: … onu güzel bir şekilde yetiştirdi. Zekeriya’yı  da onun bakımıyla görevlendirdi.

أكْفَلَ :  Fiil-IV. 

38:23 فَقَالَ أَكْفِلْنِيهَا وَعَزَّنِي فِي الْخِطَابِ
Diyanet Meali: “Böyle iken ‘Onu da bana ver’ dedi ve tartışmada beni bastırdı.”

كِفْلٌ :  İsim. 

4:85 وَمَنْ يَشْفَعْ شَفَاعَةً سَيِّئَةً يَكُنْ لَهُ كِفْلٌ مِنْهَا
Diyanet Meali: Kim de kötü bir (işte) aracılık ederse, ona da o kötülükten bir pay vardır.
57:28 اتَّقُوا اللَّهَ وَآمِنُوا بِرَسُولِهِ يُؤْتِكُمْ كِفْلَيْنِ مِنْ رَحْمَتِهِ
Diyanet Meali: Allah’a karşı gelmekten sakının ve peygamberine iman edin ki, size rahmetinden iki kat pay versin.

ذُو الْكِفْلِ :  Özel isim. 

21:85 وَإِسْمَاعِيلَ وَإِدْرِيسَ وَذَا الْكِفْلِ كُلٌّ مِنَ الصَّابِرِينَ
Diyanet Meali: İsmail’i, İdris’i ve Zülkifl’i de hatırla. Bunların hepsi sabredenlerdendi. *
38:48 وَاذْكُرْ إِسْمَاعِيلَ وَالْيَسَعَ وَذَا الْكِفْلِ وَكُلٌّ مِنَ الْأَخْيَارِ
Diyanet Meali: (Ey Muhammed!) İsmail, el-Yesa’ ve Zülkifl’i de an. Onların her biri iyi kimselerdi. *

كَفِيلٌ: İsim. 

16:91 وَقَدْ جَعَلْتُمُ اللَّهَ عَلَيْكُمْ كَفِيلًا
Diyanet Meali: Allah’ı kendinize kefil kılarak (pekiştirdikten sonra yeminlerinizi bozmayın).