ح ر س

KÖK HARFLER:  ح ر س

ANLAM: 

حَرَسَ : İzlemek, kontrol etmek. Yönetmek, gözetmek, nezaret etmek. Korumak, kollamak, himaye etmek. Göz kulak olmak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

حَرَسَ (geniş zamanlı يَحْرُسُ ve يَحْرِسُ mastar ismi حَرْسًا):

حَرَسَهُ : Onu savundu, onunla ilgilendi.

حَرَسَ şu anlamlara da gelmektedir: Çaldı ya da geceleyin çaldı; koyun veya develeri geceleyin çaldı ve onları yedi. 

حَارِسٌ (çoğul hali: حَرَسٌ) : Koruma ya da muhafaza etme; bir koruyucu veya muhafız.
 حَرْسُ السُّلْطَانِ : Hükümdarın muhafızları.

حَرَاسٌ bir hırsız manasına da gelmektedir, bu anlam ironik olarak kullanılmıştır çünkü muhafızların kimi zaman hırsızlar olduğu ortaya çıkmıştır.

حَرْسٌ çok uzun bir zaman manasına gelmektedir.

اَلْحَرَسَانِ gündüz ve gece manasına gelmektedir.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek Açıklama
حَرَسٌ isim 1 Muhafız, koruyucu, bekçi (çoğul) 72/8 Tekil: حَارِسٌ

Toplam 1


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

AÇIKLAMA:

HIFZ ile HIRÂSE kelimeleri arasındaki fark

( ح ف ظح ر س )

Hırâse, “sürekli hıfz / koruma”dır. Bu nedenle bekçi, gece beklediği için ya da bekçilik mesleği olup, bu işi devamlı yaptığı için hâris (bekçi) diye isimlendirilmiştir. Kelime “dehr” (zaman) anlamına gelen hars’tan türetilmiştir. Hırâse (bekçilik), bir âfet gelmeden önce “sürekli bir koruma ile bir şeyin gelecek âfetlerden uzak tutulması”dır. Hıfz ise, “süreklilik” anlamı taşımaz. (Farklar Sözlüğü 300) Bknz: ( ح ف ظ )

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Hâris حَارِس Muhafız, bekçi, gözcü.  Çoğul: Hares, Ahrâs, Hurrâs
Mahrûs مَحْرُوس Himaye edilen. Korunan. Gözetilen.
Mahrûsa مَحْرُوسَة Büyük şehir.
Tahrîs تَحْرِيس Ambar. Kendini korumak.
İhtirâs اِحْتِرَاس Kaçınmak, kendini korumak, muhafaza etmek. Kesmek.
Muhteris مُحْتَرِس Sakınan. Çekinen. Çekingen.
Hırâset حِرَاسَة Koruma. Bekleme, bekçilik etme, muhafaza etme.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

حَرَسٌ : İsim. 

72:8 وَأَنَّا لَمَسْنَا السَّمَاءَ فَوَجَدْنَاهَا مُلِئَتْ حَرَسًا شَدِيدًا وَشُهُبًا
Diyanet Meali: “Kuşkusuz biz göğe ulaşmak istedik, fakat onu çetin bekçilerle ve yakıcı ışıklarla dolu bulduk.” *