KÖK HARFLER: ج ب ب
ANLAM:
جَبَّ: Bir şeyi kesmek, kesip ayırmak.
DİĞER BAZI TÜREVLER:
جَبَّ (geniş zamanlı يَجُبُّ mastar isim جَبٌّ):
جَبَّهُ : O şeyi kesti, kesip ayırdı.
جَبَّ الْقَوْمَ : İnsanların üstesinden geldi.
جُبٌّ : Kuyu; taş veya benzeri şeylerle örtülmemiş kuyu; derin bir kuyu; çok fazla su barındıran kuyu; geniş veya büyük kuyu.
جُبَّةٌ : Bilindik bir giysi (ya da ceket).
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
جُبٌّ | isim | 2 | Kuyu | 12/10 |
| Toplam | 2 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Benzer Manada Kelimeler
- جَبَّ
- بَتَرَ > bak: ب ت ر
- جَدَعَ
- صَلَمَ
- قَصَّبَ
- جَزَّ
- حَذَّ
- بَتَّ
- جُبٌّ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Cübb | جُبّ | Kuyu. |
|
Cibâb | جِبَاب | Car dedikleri kaftan. Cübbeler. Üstlükler. |
|
Cübbe | جُبَّة | Hukukçuların, üniversite öğretim üyelerinin, din adamlarının, mezuniyet törenlerinde öğrencilerin elbise üstüne giydikleri uzun, yanları geniş, düğmesiz giysi. | Çoğul: Cübeb |
Jüpon | ——— | Kadınların giysi altına giydikleri etek, iç etek. | Kelime bu kökten Fransızcaya geçmiştir. |
Kaban kelimesi Arapça kökenlidir, (ق ب أ) kökünden gelmektedir, (أ ب ي) ve (ج ب ب) kökleri de bu kökün varyantlarıdır. (Nişanyan Sözlük)
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
جُبٌّ : İsim.
12:10 | قَالَ قَائِلٌ مِنْهُمْ لَا تَقْتُلُوا يُوسُفَ وَأَلْقُوهُ فِي غَيَابَتِ الْجُبِّ |
Diyanet Meali: | Onlardan bir sözcü, “Yûsuf’u öldürmeyin, onu bir kuyunun dibine bırakın” dedi. |
12:15 | فَلَمَّا ذَهَبُوا بِهِ وَأَجْمَعُوا أَنْ يَجْعَلُوهُ فِي غَيَابَتِ الْجُبِّ |
Diyanet Meali: | Diyanet Meali : 12.15 – Yûsuf’u götürüp kuyunun dibine bırakmaya karar verdikleri zaman … |