ب ك م

KÖK HARFLER:  ب ك م

ANLAM: 

بَكِمَ : Dilsiz olmak. Doğuştan dilsiz olmaktan veya kendini ifade edecek kelimeleri bulamamaktan dolayı, cevap verecek irfanı ya da sözle dile getirme becerisi olmamak. Konuşma yetisi olsa da, dilsiz ve idrak hususunda yetersiz olmak; aptal veya alık olmak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

بَكِمَ (geniş zamanlı يَبْكَمُ mastar isim بَكْمٌ): Dilsizdi, doğuştan veya kendini ifade edecek kelimeleri bulamamaktan; cevap verecek irfanı ya da sözle dile getirme becerisi yoktu, konuşma yetisi olsa da dilsizdi ve idrak hususunda yetersizdi, aptal veya alıktı, ya da doğuştan dilsiz, sağır ve kördü; kasten veya cehaletten cinsel ilişkiye girmekten vazgeçti.

بَكُمَ (geniş zamanlı يَبْكُمُ): Kasten veya cehalet nedeniyle, konuşmaktan çekindi.

اَبْكَمُ : (çoğul بُكْمٌ ): Doğuştan dilsiz olma veya kendini ifade edecek kelimeleri bulamama; cevap verecek irfanı ya da güzel konuşma becerisi olmama, konuşma yetisi olmasına rağmen; budala ve aptal.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek Âyet Açıklama
أَبْكَمُ isim 6 Dilsiz, ahras 2/18 Çoğulu: بُكْمٌ

Toplam: 6


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Benzer Manada Kelimeler

  • أَبْكَمَ
  • أَبْكَمُ
    • صَامِتٌ > bak: ص م ت
    • أَعْجَمُ > bak: ع ج م
    • أَخْرَسُ

Zıt Manada Kelimeler

  • أَبْكَمَ
  • أَبْكَمُ
    • مُفَوَّهٌ > bak: ف و ه
    • فَصِيحٌ > bak: ف ص ح
    • نَاطِقٌ > bak: ن ط ق
    • مُتَكَلِّمٌ > bak: ك ل م
    • ذَرِبٌ
    • مُصْقَعٌ

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Bükm بُكْم Dilsizler.
Ebkem أَبْكَم Dilsiz. Konuşamayan. Ebkemî, Ebkemiyyet
Tebekküm تَبَكُّم Dili tutulma. Konuşurken tutulup kalma.
Bekîm بَكِيم Dilsiz adam.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

أَبْكَمُ : İsim. Çoğulu: بُكْمٌ

2:18 صُمٌّ بُكْمٌ عُمْيٌ فَهُمْ لَا يَرْجِعُونَ
Diyanet Meali: Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Artık (hakka) dönmezler.*
2:171 صُمٌّ بُكْمٌ عُمْيٌ فَهُمْ لَا يَعْقِلُونَ
Diyanet Meali: Onlar sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bundan dolayı anlamazlar.
6:39 وَالَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا صُمٌّ وَبُكْمٌ فِي الظُّلُمَاتِ
Diyanet Meali: Âyetlerimizi yalanlayanlar, karanlıklar içerisindeki birtakım sağırlar ve dilsizlerdir. 
8:22 إِنَّ شَرَّ الدَّوَابِّ عِنْدَ اللَّهِ الصُّمُّ الْبُكْمُ الَّذِينَ لَا يَعْقِلُونَ
Diyanet Meali: Şüphesiz, yeryüzünde yürüyen canlıların Allah katında en kötüsü, akıllarını kullanmayan (gerçeği görmeyen) sağırlar, dilsizlerdir.
16:76 أَحَدُهُمَا أَبْكَمُ لَا يَقْدِرُ عَلَىٰ شَيْءٍ وَهُوَ كَلٌّ عَلَىٰ مَوْلَاهُ
Diyanet Meali: Onlardan biri dilsizdir, hiçbir şeye gücü yetmez, efendisine sadece bir yüktür. 
17:97 وَنَحْشُرُهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَلَىٰ وُجُوهِهِمْ عُمْيًا وَبُكْمًا وَصُمًّا
Diyanet Meali: Onları kıyamet günü körler, dilsizler ve sağırlar olarak yüzüstü haşredeceğiz.