س ك ت

KÖK HARFLER: س ك ت

ANLAM: 

سَكَتَ : Sessiz, suskun olmak. Susmak. Durgun, sakin, dingin, uysal olmak ya da o hale gelmek. Azalmak, dinmek.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

سَكَتَ (geniş zaman يَسْكُتُ mastar isim سُكُوتٌ ve سَكْتٌ): Sessiz, suskundu, sustu ya da o hale geldi; durgun veya sessizdi ya da o hale geldi; öldü; o şey durgun, sakin, dingin veya uysaldı ya da o hale geldi; azaldı; dindi. سَكَتَ عَنْ مُوسٰى الْغَضَبُ : Musa’nın öfkesi dindi ya da azaldı (7:154).

سَكَتَ الْحَرُّ : Rüzgar esmeyi kesince sıcaklık yoğunlaştı.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
سَكَتَ fiil-I 1 Sustu, sükut etti, sakinleşti, yatıştı 7/154

Toplam 1

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Sekt (Sekte) سَكْت (سَكْتَة) 1: Durma, kısılma. 2: Kıraat esnasında nefes almadan sesi kesme.
Sâkit سَاكِت Susan, susmuş.
Sukût سُكُوت Susma. Konuşmama. Sessizlik.
Sukûtî سُكُوتِى 1: Susmayı seven, az konuşan. 2: Erkek adı.
Meskût مَسْكُوت Söylenmemiş. Sükut edilmiş.
Teskît تَسْكِيت Susturma. Sükut ettirme.
İskât إِسْكَات Sükut ettirme.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

سَكَتَ : Fiil-I. 

7:154وَلَمَّا سَكَتَ عَنْ مُوسَى الْغَضَبُ أَخَذَ الْأَلْوَاحَ
Diyanet Meali:Mûsâ’nın öfkesi dinince (attığı) levhaları aldı.