KÖK HARFLER: أ س س
ANLAM:
أَسَّسَ : Bir şeyi (bina vb.) kurmak; sınırlarını çizmek ve temellerini atmak; inşa etmek, inşayı başlatmak.
AÇIKLAMA:
أَسَّسَ بُنْيَانَهُ deyimi, binası için bir temel attı demektir. Bu anlamı veren أُسٌّ ve أَسَاسٌ kelimesi, binanın üzerinde yapıldığı kaidedir. أُسّ ’ün çoğulu, أَسَاس şeklinde gelir. أَسَاسٌ kelimesinin de çoğulu ise أُسُس kelimesidir.
“Bu eski zamanlardaydı ya da zamanın başlarındaydı” anlamında
كَانَ ذَلِكَ عَلَى أُسِّ الدَّهْرِ denir ki, bu Arapların كَانَ ذَلِكَ عَلَى وَجْهِ الدَّهْرِ sözleriyle eş anlamlıdır.
DİĞER BAZI TÜREVLER:
اَسَّسَ (mastar isim تَاْسِيسٌ) : Tesis etti, (bir temel üzerine) kurdu.
اَسَّسَهُ : anlamları: (1) Onu kurdu; ( 2) sınırlarını çizdi ve temellerini attı; (3) onu başlattı; (4) onu inşa etti, mesela bir evi vb.
اَسَاسٌ : anlamları: (1) Temel; bir binanın altyapısı; (2) bir başlangıç, orijin, bir şeyin kaynağı ya da kökü.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama | |
أَسَّسَ | fiil-II | 3 | Tesis etti | 9/108 | Meçhulü: أُسِّسَ |
Toplam | 3 |
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Esâs | أَسَاس |
Bir şeyin özünü oluşturan ana öge, temel. Kök.
| Esâsî, Esâsiyye, Esâsen, Esâslı |
Üss | أُسّ | Esas, asıl. Kök, temel. |
|
Öz | ——— | Asıl. Temel, başlangıç. Bir şeyin en kuvvetli veya kıvamlı bölümü, hülasa, zübde. Kendi, zat. Kalıcı, değişmez olan, gelip geçici olmayan, her zaman var olmakta olan varlık. |
|
Te’sîs | تَأْسِيس | Kurma, temelleştirme, esaslar koyma. |
|
Te’sîsât | تَأْسِيسَات | Birbirine bağlı döşenmiş aletler veya araçların tümü. |
|
Müesses | مُؤَسَّس | Kurulu, kurulmuş.Tesis olunmuş. |
|
Müessese | مُؤَسَّسَة | Kuruluş, kurum. Bina | Çoğul: Müessesât |
Teessüs | تَأَسُّس | 1: Kurulma, ortaya çıkma. 2: Yerleşme, temelleşme, kökleşme. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
أَسَّسَ : Fiil-II. Meçhulü: أُسِّسَ
9:108 | لَمَسْجِدٌ أُسِّسَ عَلَى التَّقْوَىٰ مِنْ أَوَّلِ يَوْمٍ أَحَقُّ أَنْ تَقُومَ فِيهِ |
Diyanet Meali: | İlk günden temeli takva (Allah’a karşı gelmekten sakınmak) üzerine kurulan mescit (Kuba mescidi), içinde namaz kılmana elbette daha lâyıktır. |
9:109 | أَفَمَنْ أَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلَىٰ تَقْوَىٰ مِنَ اللَّهِ وَرِضْوَانٍ خَيْرٌ |
Diyanet Meali: | Binasını takva (Allah’a karşı gelmekten sakınmak) ve O’nun rızasını kazanmak temeli üzerine kuran kimse mi daha hayırlıdır.. |
9:109 | أَمْ مَنْ أَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلَىٰ شَفَا جُرُفٍ هَارٍ |
Diyanet Meali: | … yoksa binasını çökmeye yüz tutmuş bir yarın kenarına kurup, (onunla birlikte kendisi de cehennem ateşine yuvarlanan kimse mi)? |