KÖK HARFLER: س ج ن
ANLAM:
سَجَنَ : Birisini zindana atmak. Endişesini gizli tutmak, onu açığa çıkarmamak.
AÇIKLAMA:
سَجْنٌ : Bir سِجْنٌ’e (zindana) hapsetmek, kapatmak. Yüce Allah’ın رَبِّ السَِّجْنُ أَحَبُّ إِلَيَّ : Rabbim dedi, bana göre zindan daha iyidir (12/33) sözünde س harfi fethalı ve kesralı okunmuştur.
Yüce Allah şöyle buyurmuştur: لَيَسْجُنُنَّهُ حَتَّى حِينٍ : Onu belli bir süreye kadar hapishaneye atmayı (uygun gördüler) (12/35); وَدَخَلَ مَعَهُ السِّجْنَ فَتَيَانَ : Onunla birlikte hapishaneye iki genç adam da girdi (12/36).
سِجِّين : Cehennemin bir adıdır. عَلِّيُّون’un mukabilidir. Anlamındaki artışa dikkatleri çekmek için lafzında artış yapılmıştır. Bunun “yedinci arzın adı” olduğu da söylenmiştir. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: كَلاَ إِنَّ كِتَابَ الفُجَّارِ لَفِي سِجِّينٍ – وَمَا أَدْرَاكَ مَا سِجِّينٌ : Doğrusu günâhkârların yazısı, muhakkak Siccîn’dedir. Siccîn nedir, bilir misin? (83/7-8).
Şöyle denmiştir: Yüce Allah وَمَا أَدْرَاكَ sözü ile zikrettiği her şeyi Kendisi tefsir etmiştir. وَمَا يُدْرِيكَ sözü ile zikrettiklerin hepsini de müphem olarak bırakmıştır. Yüce Allah burada وَمَا أَدْرَاكَ ifadesini zikretmiş ve aynı şekilde bunu, وَمَا أَدْرَاكَ مَا سِجِّينٌ “İlliyyûn”un ne olduğunu sen ne bileceksin (83/19) ayetinde de zikr etmiştir. Daha sonra سِجِّين ve عَلِّيُّون kelimelerini değil, kitabı açıklamıştır. Burada bir latife bulunmaktadır. (Ragıp el-Isfahani bunu daha sonra yazacağı kitaplarda açıklayacağını söyler.) (Müfredât)
DİĞER BAZI TÜREVLER:
سَجَنَ (geniş zaman يَسْجُنُ mastar isim سَجْنٌ):
سَجَنَهُ : Onu zindana attı.
سَجَنَ الْهَمَّ : Endişesini gizli tuttu, onu açığa çıkarmadı.
سِجْنٌ : Bir zindan.
مَسْجُونٌ ve سَجِينٌ : Zindana atılmış.
سِجِّينٌ : Habislerin kötü amellerinin kaydının diğer dünyada tutulduğu bir kayıt defteri veya kitap. Sözcük, sert, şiddetli ve zor; devamlı, sürekli her tür şey, manasına da gelmektedir.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama | |
سَجَنَ | fiil-I | 3 | Hapise attı, zindana kapattı | 12/35 | Meçhul muzari: يُسْجَنُ |
سِجْنٌ | isim | 6 | Hapishane, zindan | 12/33 | |
سِجِّينٌ | isim | 2 | İçerisinde şer ve fısk u fücura ait dîvan bulunan mevki | 83/8 | |
مَسْجُونٌ | isim | 1 | Hapse atılmış | 26/29 | |
Toplam | 12 |
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Benzer Manada Kelimeler
- سَجَنَ
- سِجْنٌ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Sicn | سِجْن | Hapis, zindan. | Çoğul: Sücûn |
Mescen | مَسْجَن | Cezaevi, zindan, hapishane. |
|
Mescûn | مَسْجُون | Hapsedilmiş. |
|
Tescîn | تَسْجِين | Hapsetme, zindana koyma. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
سَجَنَ : Fiil-I. Meçhul muzari: يُسْجَنُ
12:25 | إِلَّا أَنْ يُسْجَنَ أَوْ عَذَابٌ أَلِيمٌ |
Diyanet Meali: | “Ancak zindana atılmak veya can yakıcı bir azaptır.” |
12:32 | لَيُسْجَنَنَّ وَلَيَكُونًا مِنَ الصَّاغِرِينَ |
Diyanet Meali: | Mutlaka zindana atılacak ve zillete uğrayanlardan olacak. |
12:35 | ثُمَّ بَدَا لَهُمْ مِنْ بَعْدِ مَا رَأَوُا الْآيَاتِ لَيَسْجُنُنَّهُ حَتَّىٰ حِينٍ |
Diyanet Meali: | Sonra onlar, Yûsuf’un suçsuzluğunu ortaya koyan delilleri gördükten sonra yine de mutlaka onu bir süre zindana atmayı uygun buldular. * |
سِجْنٌ : İsim.
12:33 | قَالَ رَبِّ السِّجْنُ أَحَبُّ إِلَيَّ مِمَّا يَدْعُونَنِي إِلَيْهِ |
Diyanet Meali: | Yûsuf, “Ey Rabbim! Zindan bana, bunların beni dâvet ettiği şeyden daha sevimlidir.” dedi. |
12:36 | وَدَخَلَ مَعَهُ السِّجْنَ فَتَيَانِ قَالَ أَحَدُهُمَا إِنِّي أَرَانِي أَعْصِرُ خَمْرًا |
Diyanet Meali: | Onunla beraber zindana iki delikanlı daha girdi. Biri, “Ben rüyamda şaraplık üzüm sıktığımı gördüm” dedi. |
12:39 | يَا صَاحِبَيِ السِّجْنِ أَأَرْبَابٌ مُتَفَرِّقُونَ خَيْرٌ أَمِ اللَّهُ الْوَاحِدُ الْقَهَّارُ |
Diyanet Meali: | “Ey zindan arkadaşlarım! Ayrı ayrı ilâhlar mı daha iyidir, yoksa mutlak hâkimiyet sahibi olan tek Allah mı?” * |
12:41 | يَا صَاحِبَيِ السِّجْنِ أَمَّا أَحَدُكُمَا فَيَسْقِي رَبَّهُ خَمْرًا |
Diyanet Meali: | “Ey zindan arkadaşlarım! (Rüyanızın yorumuna gelince,) biriniz efendisine şarap sunacak.” |
12:42 | فَأَنْسَاهُ الشَّيْطَانُ ذِكْرَ رَبِّهِ فَلَبِثَ فِي السِّجْنِ بِضْعَ سِنِينَ |
Diyanet Meali: | Fakat şeytan onu efendisine hatırlatmayı unutturdu da bu yüzden o, birkaç yıl daha zindanda kaldı. |
12:100 | وَقَدْ أَحْسَنَ بِي إِذْ أَخْرَجَنِي مِنَ السِّجْنِ وَجَاءَ بِكُمْ مِنَ الْبَدْوِ |
Diyanet Meali: | “Rabbim beni zindandan çıkararak ve sizi çölden getirerek bana çok iyilikte bulundu.” |
سِجِّينٌ : İsim.
83:7 | كَلَّا إِنَّ كِتَابَ الْفُجَّارِ لَفِي سِجِّينٍ |
Diyanet Meali: | Hayır, günahkârların yazısı, muhakkak “Siccîn”dedir. * |
83:8 | وَمَا أَدْرَاكَ مَا سِجِّينٌ |
Diyanet Meali: | “Siccîn”in ne olduğunu sen ne bileceksin. * |
مَسْجُونِينَ : İsim. İsm-i Mef’ûl. Kurallı Erkek Çoğul. Nasb / Cerr hali. Tekili: مَسْجُونٌ
26:29 | لَأَجْعَلَنَّكَ مِنَ الْمَسْجُونِينَ |
Diyanet Meali: | “Andolsun seni zindana atılanlardan ederim.” |