KÖK HARFLER: ر ك ز
ANLAM:
رَكَزَ : Mızrağı dik bir biçimde toprağa saplamak ya da yerleştirmek.
AÇIKLAMA:
رِكْزٌ : Gizli, alçak ses. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: هَلْ تُحِسُّ مِنْهُم مِنْ أَحَدٍ أَوْ تَسْمَعُ لَهُمْ رِكْزًا : Onlardan hiç birini hissediyor veya onların gizli bir sesini işitiyor musun? (19/98).
رَكَزْتُ كَذَا : Şöyle bir şeyi gizlice gömdüm. Bundan hareketle “ya mesela define, gömü gibi, adem oğlunun bir fiiliyle ya da maden gibi ilahi bir fiille yer altına gömülmüş olan mala” da رِكَازٌ denmiştir. رِكَازٌ kelimesi bunların her ikisini de içerir.
Allah Rasulünün (s.a.v.) وَفِي الرِّكَازِ اَلْخُمْسُ “Rikazda beşte bir vardır” sözündeki الرِّكَازِ kelimesi her iki anlamda da yorumlanmıştır.
“Mızrağını dik bir şekilde yere sapladı, soktu” anlamında رَكَزَ رُمْحَهُ denir.
مَرْكَزُ الْجُنْدِ : Ordunun veya askerlerin mızraklarını yere dik bir şekilde sapladıkları, soktukları konak yerleri. (Müfredât)
DİĞER BAZI TÜREVLER:
رَكَزَ (geniş zaman يَرْكُزُ mastar ismi رَكْزٌ):
رَكَزَ الرُّمْحَ : Mızrağı dik bir biçimde toprağa sapladı ya da yerleştirdi.
رِكْزٌ : Bir ses, alçak bir ses; şiddetli olmayan bir ses; bir fısıltı; bir kişinin uzaktan duyduğu bir ses; zeki, uzaktan duyan, liberal bir kimse; bilgili, zeki veya cömert bir kimse.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
رِكْزٌ | isim | 1 | Gizli (içten, alçak) ses, fısıltı | 19/98 |
| Toplam | 1 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Rekz | رَكْز | Dikme, yere saplayıp sabit kılma. |
|
Rikâz | رِكَاز | Define, maden. |
|
Merkez | مَرْكَز | 1: Belirli bir yerin ortası. 2: Ordunun mızraklarını yere dik bir şekilde sapladıkları konak yeri. | Çoğul: Merâkiz |
Terkîz | تَرْكِيز | Dikme. Mıhlama, saplama. |
|
Mürekkez | مُرَكَّز | Dikilmiş. |
|
Temerküz | تَمَرْكُز | Merkez tutma, merkezleşme. |
|
Mütemerkiz | مُتَمَرْكِز | Bir yere toplanmış. Merkezleşmiş. |
|
İrtikâz | اِرْتِكَاز | Saplanıp kalma. Dik durma. |
|
Mürtekiz | مُرْتَكِز | Dimdik duran. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
رِكْزٌ : İsim.
19:98 | هَلْ تُحِسُّ مِنْهُمْ مِنْ أَحَدٍ أَوْ تَسْمَعُ لَهُمْ رِكْزًا |
Diyanet Meali: | Onlardan hiçbirini hissediyor yahut onların bir fısıltısını olsun işitiyor musun? |