KÖK HARFLER: م ي ز
ANLAM:
مَازَ : Bir şeyi diğerlerinden ayırmak, seçmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
Tür | Adet | Anlam | Örnek | |
مَازَ | fiil-I | 2 | Ayırd etti, seçti | 8/37 |
تَمَيَّزَ | fiil-V | 1 | Ayrıştı, dağıldı, çatladı | 67/8 |
اِمْتَازَ | fiil-VIII | 1 | Ayrıldı, yalnız kaldı | 36/59 |
Toplam | 4 |
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Temyîz | تَمْيِيز | Ayırmak. |
Mümeyyiz | مُمَيِّز | Ayıran. |
Mümtâz | مُمْتَاز | Seçkin. |
Mümtâziyyet | مُمْتَازِيَّة | Ayrılık, ayrı vasıf sahibi olmak. |
Temeyyüz | تَمَيُّز | Benzerlerinden farklı ve üstün olma. |
Mütemeyyiz | مُتَمَيِّز | Seçilen, seçkin. |
Temâyüz | تَمَايُز | Kendini göstermek. Farklı ve yüksek vasfı olmak. |
Mütemâyiz | مُتَمَايِز | Temayüz etmiş, ayrılmış olan. |
İmtiyâz | اِمْتِيَاز | Seçkin vasıf. |
Temiz | ——— | 1: Kirli olmayan, pak. 2: Ahlak yönünden temiz, nezih. 3: Özenle yapılmış, güzel. |
Temiz kelimesi, “seçme, ayıklama, arıtma” anlamına gelen temyîz (تمييز) sözcüğünden gelmektedir. Bu kelime temyîz olmak, “ayıklanmak, arınmak” deyiminden ayrışarak Türkçede sıfat anlamı kazanmıştır. (Nişanyan Sözlük)
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
مَازَ : Fiil-I.
3:179 | مَا كَانَ اللَّهُ لِيَذَرَ الْمُؤْمِنِينَ عَلَىٰ مَا أَنْتُمْ عَلَيْهِ حَتَّىٰ يَمِيزَ الْخَبِيثَ مِنَ الطَّيِّبِ |
Diyanet Meali: | Allah, pisi temizden ayırıncaya kadar mü’minleri içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak değildir. |
8:37 | لِيَمِيزَ اللَّهُ الْخَبِيثَ مِنَ الطَّيِّبِ وَيَجْعَلَ الْخَبِيثَ بَعْضَهُ عَلَىٰ بَعْضٍ |
Diyanet Meali: | Allah, pis olanı temizden ayırmak, pis olanların hepsini birbiri üstüne koyup (yığarak cehenneme koymak için) böyle yapar. |
تَمَيَّزَ : Fiil-V
67:8 | تَكَادُ تَمَيَّزُ مِنَ الْغَيْظِ |
Diyanet Meali: | Neredeyse cehennem öfkeden çatlayacaktır! |
اِمْتَازَ : Fiil-VIII.
36:59 | وَامْتَازُوا الْيَوْمَ أَيُّهَا الْمُجْرِمُونَ |
Diyanet Meali: | (Allah, şöyle der:) “Ey suçlular! Ayrılın bu gün!” * |