غ ل ل

KÖK HARFLER: غ ل ل

ANLAM: 

غَلَّ : Bir şeyin içine girmek. Bir şeyi ayağı arasına saklamak; çalmak. Güvenilmez olmak. Güvenilmez bir biçimde davranmak. İhanet etmek. 

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek Açıklama
غَلَّ fiil-I 5 Ganimete hıyanet etti, aşırdı 3/161 Meçhul: غُلَّ
غِلٌّ isim 9 Kinin galeyanı 7/43 Çoğulu: أَغْلَالٌ
مَغْلُولَةٌ isim 2 Bağlanmış 5/64 Müzekkeri: مَغْلُولٌ

Toplam 16


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Gall غَلّ Hıyanet etmek.
Gıll غِلّ Düşmanlık, garaz ve adavet, gizli kin ve haset. Gıll u gışş
Gull غُلّ Kelepçe.  Çoğulu: Aglâl
Galle غَلَّة Mahsul. Çoğulu: Gılâl
Mağlûl مَغْلُول Bağlanmış. Mağlûlen (emekli)
İğlâl إِغْلَال Gallelenme, tarlada mahsul, ekin erişme.
Müstagall مُسْتَغَلّ Üstü kapalı iradlardan başka, zahire, tahıl gibi irat getiren vakıf malı.
İstiğlâl اِسْتِغْلَال Kirası veya mahsülü borca mukabil verilmek üzere bir mülkün rehine verilmesi.

Gıllıgış kelimesi, “hile ve huda” anlamındaki gill u gişş (غِلّ و غِشّ) deyiminden gelmektedir. Bu deyim, “hile yaptı” anlamındaki galle (غَلَّ) ve “kandırdı” anlamındaki gaşşa (غَشَّ) fiillerinin mastarlarının birleşmesinden oluşmuştur. (Nişanyan Sözlük)

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

غَلَّ : Fiil-I. Meçhul: غُلَّ

3:161 وَمَا كَانَ لِنَبِيٍّ أَنْ يَغُلَّ
Diyanet Meali: Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez.
3:161 وَمَنْ يَغْلُلْ يَأْتِ بِمَا غَلَّ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
Diyanet Meali: Kim hıyanet ederse, kıyamet günü, hıyanet ettiği şeyle birlikte gelir.
3:161 وَمَنْ يَغْلُلْ يَأْتِ بِمَا غَلَّ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
Diyanet Meali: Kim hıyanet ederse, kıyamet günü, hıyanet ettiği şeyle birlikte gelir.
5:64 غُلَّتْ أَيْدِيهِمْ وَلُعِنُوا بِمَا قَالُوا
Diyanet Meali: Söylediklerinden ötürü kendi elleri bağlansın ve lânete uğrasınlar!
69:30 خُذُوهُ فَغُلُّوهُ
Diyanet Meali: (Allah, şöyle der:) “Onu yakalayıp bağlayın.” *

غِلٌّ : İsim. Çoğulu: أَغْلَالٌ

7:43 وَنَزَعْنَا مَا فِي صُدُورِهِمْ مِنْ غِلٍّ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهِمُ الْأَنْهَارُ
Diyanet Meali: Biz onların kalplerinde kin namına ne varsa söküp attık. Altlarından da ırmaklar akar.
7:157 وَيَضَعُ عَنْهُمْ إِصْرَهُمْ وَالْأَغْلَالَ الَّتِي كَانَتْ عَلَيْهِمْ
Diyanet Meali: Üzerlerindeki ağır yükleri ve zincirleri kaldırır.
13:5 أُولَٰئِكَ الَّذِينَ كَفَرُوا بِرَبِّهِمْ وَأُولَٰئِكَ الْأَغْلَالُ فِي أَعْنَاقِهِمْ
Diyanet Meali: İşte bunlar Rablerini inkâr edenlerdir. İşte onlar boyunlarına demir halkalar vurulanlardır…
15:47 وَنَزَعْنَا مَا فِي صُدُورِهِمْ مِنْ غِلٍّ إِخْوَانًا عَلَىٰ سُرُرٍ مُتَقَابِلِينَ
Diyanet Meali: Biz, onların kalplerindeki kini söküp attık. Artık onlar sedirler üzerinde, kardeşler olarak karşılıklı otururlar. *
34:33 وَجَعَلْنَا الْأَغْلَالَ فِي أَعْنَاقِ الَّذِينَ كَفَرُوا
Diyanet Meali: Biz de inkâr edenlerin boyunlarına demir halkalar geçiririz.
36:8 إِنَّا جَعَلْنَا فِي أَعْنَاقِهِمْ أَغْلَالًا
Diyanet Meali: Onların boyunlarına demir halkalar geçirdik..
40:71 إِذِ الْأَغْلَالُ فِي أَعْنَاقِهِمْ وَالسَّلَاسِلُ يُسْحَبُونَ
Diyanet Meali: O zaman onlar, boyunlarında demir halkalar ve zincirler olduğu hâlde (kaynar suda) sürüklenecekler.. *
59:10 وَلَا تَجْعَلْ فِي قُلُوبِنَا غِلًّا لِلَّذِينَ آمَنُوا رَبَّنَا إِنَّكَ رَءُوفٌ رَحِيمٌ
Diyanet Meali: “Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin.”
76:4 إِنَّا أَعْتَدْنَا لِلْكَافِرِينَ سَلَاسِلَ وَأَغْلَالًا وَسَعِيرًا
Diyanet Meali: Şüphesiz biz, kâfirler için zincirler, demir halkalar ve alevli bir ateş hazırladık. *

مَغْلُولَةٌ : İsim. İsm-i Mef’ûl. Müennes. Müzekkeri: مَغْلُولٌ

5:64 وَقَالَتِ الْيَهُودُ يَدُ اللَّهِ مَغْلُولَةٌ
Diyanet Meali: Bir de Yahudiler, “Allah’ın eli bağlıdır” dediler.
17:29 وَلَا تَجْعَلْ يَدَكَ مَغْلُولَةً إِلَىٰ عُنُقِكَ
Diyanet Meali: Eli sıkı olma.. (Elini boynuna asıp bağlama)