ب ر ح

KÖK HARFLER:  ب ر ح

ANLAM: 

بَرِحَ : Müfarakat etmek, ayrılmak. 

مَا بَرِحَ – لَا يَبْرَحُ : Nakıs fiil olup, manası “devam etmek, ayrılmamak”tır. İstimrara delâlet eder.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

بَرِحَ (geniş zamanlı يَبْرَحُ mastar isim بَرْحًا): Ayrıldı. Eşanlamlısı: زَال 

مَا بَرِحَ-لَا يَبْرَحُ : Nakıs fiil olup, manası “devam etmek, ayrılmamak”tır. İstimrara delâlet eder.

مَا بَرِحَ مَكَانَهُ وَمِنْ مَكَانِهِ : Yerinden ayrılmadı.

لَا اَبْرَحُ اَفْعَلُ ذٰلِكَ : Durmayacağım veya onu yapmaya devam edeceğim.

اَلْبَارِحَةُ : Önceki ya da dün gece; evvelki gece.

رَاَيْتُهُ الْبَارِحَةَ : Onu dün gece gördüm.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.

TürAdetAnlamÖrnek ÂyetAçıklama
بَرِحَfiil-I3مَا بَرِحَ : Devam etti, yapıp durdu.12/80Yarı câmid mâzi ve muzâri fiil, nâkıs fiil
Toplam:3

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Benzer Manada Kelimeler

  • بَرِحَ (a)
    • هَجَرَ > bak: ه ج ر
    • بَارَحَ > bu kök
  • بَرِحَ (b)
  • بَرَّحَ
  • بَارَحَ
  • بَارِحَةٌ

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Berâh بَرَاح Zail olmak. Ayrılma. Açık, işlenmemiş yer, arazi.
Bâriha بَارِحَة Dünkü gece, evvelki günün gecesi. Dünkü gün. Dün.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

بَرِحَ : Fiil-I (Yarı câmid mâzi ve muzâri fiil, nâkıs fiil).

12:80 فَلَنْ أَبْرَحَ الْأَرْضَ حَتَّىٰ يَأْذَنَ لِي أَبِي أَوْ يَحْكُمَ اللَّهُ لِي
Diyanet Meali: Artık babam bana izin verinceye veya Allah, hakkımda hükmedinceye kadar buradan asla ayrılmayacağım.
18:60 لَا أَبْرَحُ حَتَّىٰ أَبْلُغَ مَجْمَعَ الْبَحْرَيْنِ أَوْ أَمْضِيَ حُقُبًا
Diyanet Meali: “İki denizin birleştiği yere varıncaya kadar durmayacağım, ya da uzun zaman gideceğim.”
20:91 قَالُوا لَنْ نَبْرَحَ عَلَيْهِ عَاكِفِينَ حَتَّىٰ يَرْجِعَ إِلَيْنَا مُوسَىٰ
Diyanet Meali: Onlar da, “Mûsâ bize dönünceye kadar buzağıya ibadet etmeye devam edeceğiz” dediler.*