KÖK HARFLER: س ي ح
ANLAM:
سَاحَ : (Su) toprak yüzeyinin üstünden akmak. Kendini dini hizmetlere veya uygulamalara adamak amacıyla yeryüzünde veya dünyada dolaşmak ya da seyahat etmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
سَاحَ (geniş zaman يَسِيحُ mastar isim سَيْحٌ):
سَاحَ عَلَى وَجْهِ الْاَرْضِ : O şey (su) toprak yüzeyinin üstünden aktı.
سَاحَ فِى الْاَرْضِ (mastar isim سِيَاحَةٌ ) : Kendini dini hizmetlere veya uygulamalara adamak amacıyla yeryüzünde veya dünyada dolaştı ya da seyahat etti.
سَائِحٌ (çoğul hali سَائِحُونَ ) : Dünyayı dolaşan veya seyahat eden bir kimse; oruç tutma veya oruç tutan biri; camilerden çıkmayan, oruç tutan biri.
سَائِحُونَ : Oruç tutanlar; farz olan oruçlarını yerine getiren kimseler; devamlı olarak oruç tutan kimseler; kafirlere karşı cihat etmek için veya bilgiye ulaşmak için seyahat eden kimseler.
مَاءٌ سَائِحٌ : Akan bir su.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama |
سَاحَ | fiil-I | 1 | Seyahat etti, gezdi | 9/2 |
|
سَائِحٌ | isim | 2 | Seyahat eden, gezen | 9/112 | Müennes: سَائِحَةٌ |
| Toplam | 3 |
|
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- سَاحَ
- سَائِحٌ
- طَوَّافٌ > bak: ط و ف
- سَوَّاحٌ > bu kök
- جَوَّالٌ
- سِيَاحَةٌ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Seyh | سَيْح | Akarsu. | Çoğul: Süyûh, Esyâh |
Seyyâh | سَيَّاح | Seyahat eden, dolaşan, gezen. |
|
Seyâhat | سَيَاحَة | Yolculuk. |
|
Seyhân | سَيْحَان | Nehir. Seyhan nehri. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
سَاحَ : Fiil-I.
9:2 | فَسِيحُوا فِي الْأَرْضِ أَرْبَعَةَ أَشْهُرٍ |
Diyanet Meali: | Yeryüzünde dört ay daha dolaşın. |
سَائِحُونَ : İsim. İsm-i Fâil. Kurallı Erkek Çoğul. Tekili: سَائِحٌ
9:112 | التَّائِبُونَ الْعَابِدُونَ الْحَامِدُونَ السَّائِحُونَ الرَّاكِعُونَ السَّاجِدُونَ |
Diyanet Meali: | Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler, hamdedenler, oruç tutanlar , rükû’ ve secde edenler …(dir) |
سَائِحَاتٌ : İsim. İsm-i Fâil. Kurallı Bayan Çoğul. Tekili: سَائِحَةٌ
66:5 | أَنْ يُبْدِلَهُ أَزْوَاجًا خَيْرًا مِنْكُنَّ مُسْلِمَاتٍ مُؤْمِنَاتٍ قَانِتَاتٍ تَائِبَاتٍ عَابِدَاتٍ سَائِحَاتٍ |
Diyanet Meali: | Eğer o sizi boşarsa, Rabbi ona, sizden daha hayırlı, müslüman, inanan, sebatla itaat eden, tövbe eden, ibadet eden, oruç tutan… eşler verebilir. |