م و ه

KÖK HARFLER: م و ه

ANLAM: 

مَاهَ : (Kuyunun suyu) çoğalmak ya da büyük bir miktara gelmek.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


TürAdetAnlamÖrnek
مَاءٌisim63Su2/22

Toplam63

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Benzer Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Mâ’مَاءSu. Ab.
MâyiمَائِىSuya ait, su ile ilgili. Sulu.
MaviمَاوِىYeşil ile menekşe rengi arasında bir renk, bulutsuz gökyüzünün rengi.

Mavi kelimesi, “su gibi, su rengi, mavi” anlamına gelen mâî / mâvî (ماوى) sözcüğünden gelmektedir. (Nişanyan Sözlük) 

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

مَاءٌ : İsim. 

2:22وَأَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَخْرَجَ بِهِ مِنَ الثَّمَرَاتِ رِزْقًا لَكُمْ
Diyanet Meali:O, … gökten su indirip onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkarandır.
2:74وَإِنَّ مِنْهَا لَمَا يَشَّقَّقُ فَيَخْرُجُ مِنْهُ الْمَاءُ
Diyanet Meali:Taş vardır ki yarılır da içinden sular çıkar.
2:164وَمَا أَنْزَلَ اللَّهُ مِنَ السَّمَاءِ مِنْ مَاءٍ فَأَحْيَا بِهِ الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا
Diyanet Meali:Allah’ın gökyüzünden indirip kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği yağmurda…
4:43فَلَمْ تَجِدُوا مَاءً فَتَيَمَّمُوا صَعِيدًا طَيِّبًا
Diyanet Meali:Su da bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa yönelin…
5:6فَلَمْ تَجِدُوا مَاءً فَتَيَمَّمُوا صَعِيدًا طَيِّبًا
Diyanet Meali:Su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin.
6:99وَهُوَ الَّذِي أَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَخْرَجْنَا بِهِ نَبَاتَ كُلِّ شَيْءٍ
Diyanet Meali:O, gökten su indirendir. İşte biz onunla her türlü bitkiyi çıkarırız.
7:50أَنْ أَفِيضُوا عَلَيْنَا مِنَ الْمَاءِ أَوْ مِمَّا رَزَقَكُمُ اللَّهُ
Diyanet Meali:“Ne olur, sudan veya Allah’ın size verdiği rızıktan biraz da bizim üzerimize akıtın.”
7:57سُقْنَاهُ لِبَلَدٍ مَيِّتٍ فَأَنْزَلْنَا بِهِ الْمَاءَ
Diyanet Meali:Onları ölü bir belde(yi diriltmek) için sevk ederiz de oraya suyu indiririz.
8:11وَيُنَزِّلُ عَلَيْكُمْ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً لِيُطَهِّرَكُمْ بِهِ
Diyanet Meali:Sizi temizlemek … için üzerinize gökten yağmur yağdırıyordu.
10:24إِنَّمَا مَثَلُ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا كَمَاءٍ أَنْزَلْنَاهُ مِنَ السَّمَاءِ
Diyanet Meali:Dünya hayatının hâli, ancak gökten indirdiğimiz bir yağmurun hâli gibidir…
11:7وَكَانَ عَرْشُهُ عَلَى الْمَاءِ لِيَبْلُوَكُمْ أَيُّكُمْ أَحْسَنُ عَمَلًا
Diyanet Meali:O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı konusunda sizi imtihan için, henüz Arş’ı su üstünde iken (gökleri ve yeri altı gün içinde, altı evrede yaratandır).
11:43قَالَ سَآوِي إِلَىٰ جَبَلٍ يَعْصِمُنِي مِنَ الْمَاءِ
Diyanet Meali:O, “Ben, kendimi sudan koruyacak bir dağa sığınacağım” dedi.
11:44وَقِيلَ يَا أَرْضُ ابْلَعِي مَاءَكِ وَيَا سَمَاءُ أَقْلِعِي
Diyanet Meali:“Ey yeryüzü! Yut suyunu. Ey gök! Tut suyunu” denildi.
11:44وَغِيضَ الْمَاءُ وَقُضِيَ الْأَمْرُ وَاسْتَوَتْ عَلَى الْجُودِيِّ
Diyanet Meali:Su çekildi, iş bitirildi. Gemi de Cûdî’ye oturdu.
13:4وَنَخِيلٌ صِنْوَانٌ وَغَيْرُ صِنْوَانٍ يُسْقَىٰ بِمَاءٍ وَاحِدٍ
Diyanet Meali:Bir kökten çıkan çok gövdeli ve tek gövdeli hurma ağaçları vardır ki hepsi aynı su ile sulanır.
13:14إِلَّا كَبَاسِطِ كَفَّيْهِ إِلَى الْمَاءِ لِيَبْلُغَ فَاهُ وَمَا هُوَ بِبَالِغِهِ
Diyanet Meali:Durumları, suyun ağzına gelmesi için avuçlarını ona açmış bekleyen adamın durumu gibidir. Hiçbir zaman suya kavuşamaz. 
13:17أَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَسَالَتْ أَوْدِيَةٌ بِقَدَرِهَا
Diyanet Meali:O, gökten su indirdi de dereler kendi ölçülerince dolup aktı…
14:16مِنْ وَرَائِهِ جَهَنَّمُ وَيُسْقَىٰ مِنْ مَاءٍ صَدِيدٍ
Diyanet Meali:Hüsranın ardından da cehennem vardır. Orada kendisine irinli su içirilecektir. *
14:32وَأَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَخْرَجَ بِهِ مِنَ الثَّمَرَاتِ رِزْقًا لَكُمْ
Diyanet Meali:Allah, gökten yağmur indiren ve onunla size rızık olarak türlü meyveler çıkaran …dır.
15:22وَأَرْسَلْنَا الرِّيَاحَ لَوَاقِحَ فَأَنْزَلْنَا مِنَ السَّمَاءِ مَاءً
Diyanet Meali:Rüzgârları da aşılayıcı olarak gönderip yukarıdan su indirdik.
16:10هُوَ الَّذِي أَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً لَكُمْ مِنْهُ شَرَابٌ وَمِنْهُ شَجَرٌ
Diyanet Meali:O, gökten sizin için su indirendir. İçilecek su ondandır. (Hayvanlarınızı otlattığınız) bitkiler de onunla meydana gelir.
16:65وَاللَّهُ أَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَحْيَا بِهِ الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا
Diyanet Meali:Allah, gökten su indirdi de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltti.
18:29وَإِنْ يَسْتَغِيثُوا يُغَاثُوا بِمَاءٍ كَالْمُهْلِ يَشْوِي الْوُجُوهَ
Diyanet Meali:“(Susuzluktan) feryat edip yardım dilediklerinde, maden eriyiği gibi, yüzleri yakıp kavuran bir su ile kendilerine yardım edilir.”
18:41أَوْ يُصْبِحَ مَاؤُهَا غَوْرًا فَلَنْ تَسْتَطِيعَ لَهُ طَلَبًا
Diyanet Meali:“Ya da suyu çekiliverir de (bırak bir daha bulmayı) artık onu arayamazsın bile.” *
18:45وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيَاةِ الدُّنْيَا كَمَاءٍ أَنْزَلْنَاهُ مِنَ السَّمَاءِ
Diyanet Meali:Onlara dünya hayatının örneğini ver: (Dünya hayatı), gökten indirdiğimiz yağmur gibidir…
20:53وَأَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَخْرَجْنَا بِهِ أَزْوَاجًا مِنْ نَبَاتٍ شَتَّىٰ
Diyanet Meali:“Size gökten yağmur indirendir.” Böylece onunla sizin için yerden türlü türlü bitkileri çift çift çıkardık.
21:30وَجَعَلْنَا مِنَ الْمَاءِ كُلَّ شَيْءٍ حَيٍّ
Diyanet Meali:Diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi (görmediler mi)?
22:5وَتَرَى الْأَرْضَ هَامِدَةً فَإِذَا أَنْزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَاءَ اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ
Diyanet Meali:Yeryüzünü de ölü, kupkuru görürsün. Biz, onun üzerine yağmur indirdiğimiz zaman kıpırdar, kabarır…
22:63أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ أَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَتُصْبِحُ الْأَرْضُ مُخْضَرَّةً
Diyanet Meali:Allah’ın gökten yağmur indirdiği, böylece yeryüzünün yemyeşil olduğunu görmedin mi?
23:18وَأَنْزَلْنَا مِنَ السَّمَاءِ مَاءً بِقَدَرٍ فَأَسْكَنَّاهُ فِي الْأَرْضِ
Diyanet Meali:Biz, gökten belli bir ölçüde su indirdik de (faydalanmanız için) onu yeryüzünde tuttuk.
24:39وَالَّذِينَ كَفَرُوا أَعْمَالُهُمْ كَسَرَابٍ بِقِيعَةٍ يَحْسَبُهُ الظَّمْآنُ مَاءً
Diyanet Meali:İnkâr edenlere gelince; onların amelleri ıssız bir çöldeki serap gibidir. Susamış kimse onu su sanır.
24:45وَاللَّهُ خَلَقَ كُلَّ دَابَّةٍ مِنْ مَاءٍ
Diyanet Meali:Allah, bütün canlıları sudan yarattı.
25:48وَأَنْزَلْنَا مِنَ السَّمَاءِ مَاءً طَهُورًا
Diyanet Meali:Gökten tertemiz bir su indirdik.
25:54وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ مِنَ الْمَاءِ بَشَرًا فَجَعَلَهُ نَسَبًا وَصِهْرًا
Diyanet Meali:O, sudan bir insan yaratıp ondan soy sop ve hısımlık meydana getirendir.
27:60أَمَّنْ خَلَقَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ وَأَنْزَلَ لَكُمْ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً
Diyanet Meali:Yahut gökleri ve yeri yaratan ve size gökten yağmur indiren mi?
28:23وَلَمَّا وَرَدَ مَاءَ مَدْيَنَ وَجَدَ عَلَيْهِ أُمَّةً مِنَ النَّاسِ يَسْقُونَ
Diyanet Meali:Medyen suyuna varınca, suyun başında (hayvanlarını) sulamakta olan bazı insanlar gördü.
29:63وَلَئِنْ سَأَلْتَهُمْ مَنْ نَزَّلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَحْيَا بِهِ الْأَرْضَ مِنْ بَعْدِ مَوْتِهَا لَيَقُولُنَّ اللَّهُ
Diyanet Meali:Andolsun, eğer onlara, “Gökten yağmuru kim indirip de onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltti?” diye soracak olsan, mutlaka, “Allah” diyeceklerdir.
30:24وَيُنَزِّلُ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَيُحْيِي بِهِ الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا
Diyanet Meali:Gökten yağmur indirip onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesi…
31:10وَأَنْزَلْنَا مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَنْبَتْنَا فِيهَا مِنْ كُلِّ زَوْجٍ كَرِيمٍ
Diyanet Meali:Gökten de yağmur indirip orada her türden güzel ve faydalı bitki bitirdik.
32:8ثُمَّ جَعَلَ نَسْلَهُ مِنْ سُلَالَةٍ مِنْ مَاءٍ مَهِينٍ
Diyanet Meali:Sonra onun neslini bir öz sudan, değersiz bir sudan yarattı. *
32:27أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّا نَسُوقُ الْمَاءَ إِلَى الْأَرْضِ الْجُرُزِ
Diyanet Meali:Görmediler mi ki, biz yağmuru kupkuru yere göndeririz…
35:27أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ أَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَخْرَجْنَا بِهِ ثَمَرَاتٍ مُخْتَلِفًا أَلْوَانُهَا
Diyanet Meali:Görmüyor musun ki, Allah gökten su indirdi. Biz onunla türlü türlü renkte  ürünler çıkardık.
39:21أَلَمْ تَرَ أَنَّ اللَّهَ أَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَسَلَكَهُ يَنَابِيعَ فِي الْأَرْضِ
Diyanet Meali:Görmedin mi, Allah gökten su indirdi de onu yeryüzündeki kaynaklara ulaştırdı.
41:39فَإِذَا أَنْزَلْنَا عَلَيْهَا الْمَاءَ اهْتَزَّتْ وَرَبَتْ
Diyanet Meali:Onun üzerine yağmuru indirdiğimiz zaman kıpırdar kabarır.
43:11وَالَّذِي نَزَّلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً بِقَدَرٍ فَأَنْشَرْنَا بِهِ بَلْدَةً مَيْتًا
Diyanet Meali:O, gökten bir ölçüye göre yağmur indirendir. Biz onunla ölü araziyi canlandırdık.
47:15فِيهَا أَنْهَارٌ مِنْ مَاءٍ غَيْرِ آسِنٍ وَأَنْهَارٌ مِنْ لَبَنٍ لَمْ يَتَغَيَّرْ طَعْمُهُ
Diyanet Meali:Orada bozulmayan su ırmakları, tadı değişmeyen süt ırmakları … vardır.
47:15كَمَنْ هُوَ خَالِدٌ فِي النَّارِ وَسُقُوا مَاءً حَمِيمًا فَقَطَّعَ أَمْعَاءَهُمْ
Diyanet Meali:(Bu cennetliklerin durumu), ateşte temelli kalacak olan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimseler(in durumu gibi olur mu)?
50:9وَنَزَّلْنَا مِنَ السَّمَاءِ مَاءً مُبَارَكًا فَأَنْبَتْنَا بِهِ جَنَّاتٍ وَحَبَّ الْحَصِيدِ
Diyanet Meali:Gökten de bereketli bir su indirip onunla kullar için rızık olarak bahçeler ve biçilecek taneler (ekinler) … bitirdik. *
54:11فَفَتَحْنَا أَبْوَابَ السَّمَاءِ بِمَاءٍ مُنْهَمِرٍ
Diyanet Meali:Biz de göğün kapılarını dökülürcesine yağan bir yağmurla açtık. *
54:12وَفَجَّرْنَا الْأَرْضَ عُيُونًا فَالْتَقَى الْمَاءُ عَلَىٰ أَمْرٍ قَدْ قُدِرَ
Diyanet Meali:Yeryüzünü pınar pınar fışkırttık. Derken sular takdir edilmiş bir iş için birleşti. *
54:28وَنَبِّئْهُمْ أَنَّ الْمَاءَ قِسْمَةٌ بَيْنَهُمْ كُلُّ شِرْبٍ مُحْتَضَرٌ
Diyanet Meali:“Onlara, suyun (deve ile) kendileri arasında (nöbetleşe) paylaştırıldığını, bildir. Her su nöbetinde sahibi hazır bulunsun.” *
56:31وَمَاءٍ مَسْكُوبٍ
Diyanet Meali:Çağlayarak akan sular kenarlarında…*
56:68أَفَرَأَيْتُمُ الْمَاءَ الَّذِي تَشْرَبُونَ
Diyanet Meali:İçtiğiniz suya ne dersiniz?! *
67:30قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَصْبَحَ مَاؤُكُمْ غَوْرًا فَمَنْ يَأْتِيكُمْ بِمَاءٍ مَعِينٍ
Diyanet Meali:De ki: “Söyleyin bakalım: Suyunuz çekiliverse, size kim temiz bir akar su getirir?” *
67:30قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِنْ أَصْبَحَ مَاؤُكُمْ غَوْرًا فَمَنْ يَأْتِيكُمْ بِمَاءٍ مَعِينٍ
Diyanet Meali:De ki: “Söyleyin bakalım: Suyunuz çekiliverse, size kim temiz bir akar su getirir?” *
69:11إِنَّا لَمَّا طَغَى الْمَاءُ حَمَلْنَاكُمْ فِي الْجَارِيَةِ
Diyanet Meali:Şüphesiz, (Nûh zamanında) su bastığı vakit, sizi gemide biz taşıdık. *
72:16وَأَنْ لَوِ اسْتَقَامُوا عَلَى الطَّرِيقَةِ لَأَسْقَيْنَاهُمْ مَاءً غَدَقًا
Diyanet Meali:“Eğer yolda dosdoğru olurlarsa, mutlaka onlara bol yağmur yağdırırız…” *
77:20أَلَمْ نَخْلُقْكُمْ مِنْ مَاءٍ مَهِينٍ
Diyanet Meali:Biz sizi bayağı bir sudan (meniden) yaratmadık mı? *
77:27وَجَعَلْنَا فِيهَا رَوَاسِيَ شَامِخَاتٍ وَأَسْقَيْنَاكُمْ مَاءً فُرَاتًا
Diyanet Meali:Orada sabit yüce dağlar yaratmadık mı, size tatlı bir su içirmedik mi? *
78:14وَأَنْزَلْنَا مِنَ الْمُعْصِرَاتِ مَاءً ثَجَّاجًا
Diyanet Meali:Yağmur yüklü yoğun bulutlardan şarıl şarıl yağmur yağdırdık. *
79:31أَخْرَجَ مِنْهَا مَاءَهَا وَمَرْعَاهَا
Diyanet Meali:Ondan suyunu ve merasını çıkardı. *
80:25أَنَّا صَبَبْنَا الْمَاءَ صَبًّا
Diyanet Meali:Gerçekten biz, yağmuru bol bol yağdırdık. *
86:6خُلِقَ مِنْ مَاءٍ دَافِقٍ
Diyanet Meali:Fışkırıp çıkan bir sudan yaratıldı. *