KÖK HARFLER: ك ل ف
ANLAM:
كَلِفَ : Kendisi için sıkıntılı veya zor olan bir şeyin yapılması görevini başkasına yüklemek, mükellef tutmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama | |
كَلَّفَ | fiil-II | 7 | Gücü yeteceği kadar (iş) yükledi | 23/62 | Meçhul Muzari: يُكَلَّفُ |
مُتَكَلِّفٌ | isim | 1 | Külfetle elde eden | 38/86 | |
Toplam | 8 |
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Benzer Manada Kelimeler
- كَلَّفَ (a)
- كَلَّفَ (b)
- كُلْفَةٌ (a)
- كُلْفَةٌ (b)
- أُجْرَةٌ > bak: أ ج ر
Zıt Manada Kelimeler
- كَلَّفَ (a)
- كَلَّفَ (b)
- كُلْفَةٌ
- رِضًى > bak: ر ض و
AÇIKLAMA:
TEKLÎF ile TAHMÎL kelimeleri arasındaki fark
( ك ل ف – ح م ل )
Tahmîl sadece “ağırlığı olan” şeyler için kullanılır. Bu sebeple Yüce Allah, velâ tahmil ‘aleynâ ısran… (bize ağır bir yük yükleme) (Bakara/286) buyurmaktadır. Ayette geçen ısr, “sikâl” (ağırlık) anlamına gelir. Teklîf ise, bazen ağırlığı olmayan şeyler için de kullanılır, istiğfâr gibi. Kellefellahu’l istiğfâre (Allah onu istiğfarla yükümlü tuttu) denilir ki, bu anlamda hamelehu (ona yükledi) ifadesi kullanılmaz. (Farklar Sözlüğü 316) Bknz: ( ح م ل )
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Külfet | كُلْفَة | Sıkıntı, zorluk. |
|
Teklîf | تَكْلِيف | İleri sürme, önerme. | Çoğulu: Tekâlif |
Mükellef | مُكَلَّف | Bir şeyi yapmağa mecbur olan. Vazifeli. | Mükellefiyyet |
Tekellüf | تَكَلُّف | Kendi isteğiyle külfete girmek, bir zorluğa katlanmak. |
|
Mütekellif | مُتَكَلِّف | Zahmetli iş tutan, külfetli işe girişen. | Çoğulu: Mütekellifîn |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
كَلَّفَ : Fiil-II. Meçhul Muzari: يُكَلَّفُ
2:233 | لَا تُكَلَّفُ نَفْسٌ إِلَّا وُسْعَهَا |
Diyanet Meali: | Hiçbir kimseye gücünün üstünde bir yük ve sorumluluk teklif edilmez. |
2:286 | لَا يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا |
Diyanet Meali: | Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar. |
4:84 | فَقَاتِلْ فِي سَبِيلِ اللَّهِ لَا تُكَلَّفُ إِلَّا نَفْسَكَ |
Diyanet Meali: | (Ey Muhammed!) Artık Allah yolunda savaş! Sen ancak kendinden sorumlusun! |
6:152 | لَا نُكَلِّفُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا |
Diyanet Meali: | Biz herkesi ancak gücünün yettiği kadarıyla sorumlu tutarız. |
7:42 | وَالَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَا نُكَلِّفُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا |
Diyanet Meali: | İman edip salih ameller işleyenlere gelince -ki biz kişiye ancak gücünün yettiğini yükleriz- … |
23:62 | وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا إِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِقُ بِالْحَقِّ |
Diyanet Meali: | Biz hiçbir kimseye gücünün yettiğinden fazla yük yüklemeyiz. Katımızda hakkı söyleyen bir kitab vardır. |
65:7 | لَا يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْسًا إِلَّا مَا آتَاهَا |
Diyanet Meali: | Allah, bir kimseyi ancak kendine verdiği ile yükümlü kılar. |
مُتَكَلِّفِينَ : İsim. İsm-i Fâil. Tefâ’ul Bâbı (V. Bâb). Kurallı Erkek Çoğul. Nasb / Cerr Hali. Tekili: مُتَكَلِّفٌ
38:86 | قُلْ مَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ مِنْ أَجْرٍ وَمَا أَنَا مِنَ الْمُتَكَلِّفِينَ |
Diyanet Meali: | (Ey Muhammed!) De ki: “Bundan (tebliğ görevinden) dolayı sizden hiçbir ücret istemiyorum. Ben kendiliğinden yükümlülük altına girenlerden değilim.” * |