KÖK HARFLER: د ح ر
ANLAM:
دَحَرَ : Tard etmek, kovmak, uzaklaştırmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
دَحَرَ (geniş zaman يَدْحَرُ mastar isim دُحُورٌ ve دَحْرٌ):
دَحَرَهُ : Onu defetti; onu kovdu ya da sürdü; onu sertlikle ve nefretle kovdu; onu uzak bir yere koydu ya da defetti.
دُحُورٌ ve مَدْحُورٌ : Defedilmiş; kovulmuş veya sürülmüş; nefret ve şiddetle uzak bir yere defedilmiş.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
دُحُورٌ | isim | 1 | Defedilmiş; kovulmuş veya sürülmüş; nefret ve şiddetle uzak bir yere defedilmiş. | 37/9 |
مَدْحُورٌ | isim | 3 | Defedilmiş; kovulmuş veya sürülmüş; nefret ve şiddetle uzak bir yere defedilmiş. | 7/18 |
| Toplam | 4 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Duhûr (Dahr) | دُحُور | Def’etme, çıkarma, kovma, uzaklaştırma. |
Medhûr | مَدْحُور | Uzaklaştırılmış veya kovulmuş olan. |
İdhâr | إِدْحَار | Hakir görme, tahkir etme, aşağılatma, hor görme. |
Müdhir | مُدْحِر | Hor ve hakir gören. İdhar eden. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
دُحُورٌ : İsim.
37:9 | دُحُورًا وَلَهُمْ عَذَابٌ وَاصِبٌ |
Diyanet Meali: | Kovulup atılırlar. Ve onlar için sürekli bir azap vardır.* |
مَدْحُورٌ : İsim. İsm-i Mef’ûl.
7:18 | قَالَ اخْرُجْ مِنْهَا مَذْءُومًا مَدْحُورًا |
Diyanet Meali: | Kovulup atılırlar. Ve onlar için sürekli bir azap vardır.* |
17:18 | ثُمَّ جَعَلْنَا لَهُ جَهَنَّمَ يَصْلَاهَا مَذْمُومًا مَدْحُورًا |
Diyanet Meali: | Sonra da cehennemi ona mekân yaparız. O, buraya kınanmış ve Allah’ın rahmetinden kovulmuş olarak girer. |
17:39 | وَلَا تَجْعَلْ مَعَ اللَّهِ إِلَٰهًا آخَرَ فَتُلْقَىٰ فِي جَهَنَّمَ مَلُومًا مَدْحُورًا |
Diyanet Meali: | Allah ile birlikte başka ilâh edinme. Sonra kınanmış ve Allah’ın rahmetinden kovulmuş olarak cehenneme atılırsın. |