KÖK HARFLER: ن خ ل
ANLAM:
نَخْلٌ ve نَخِيلٌ : Hurmalıklar.
AÇIKLAMA:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama | |
نَخْلَةٌ | isim | 20 | Hurma ağacı | 19/23 | Çoğulu: نَخْلٌ – نَخِيلٌ |
Toplam | 20 |
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Nahl | نَخْل | Hurma ağacı. |
Nahle | نَخْلَة | Tek hurma fidanı. |
Nahîl | نَخِيل | Hurma ağaçları. Hurmalık. |
Nahliye | نَخْلِيَة | Hurmalar. |
Nahlistân | ——— | Hurma fidanlığı, hurmalık. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
نَخْلَةٌ : İsim.
19:23 | فَأَجَاءَهَا الْمَخَاضُ إِلَىٰ جِذْعِ النَّخْلَةِ |
Diyanet Meali: | Doğum sancısı onu bir hurma ağacına yöneltti. |
19:25 | وَهُزِّي إِلَيْكِ بِجِذْعِ النَّخْلَةِ تُسَاقِطْ عَلَيْكِ رُطَبًا جَنِيًّا |
Diyanet Meali: | “Hurma ağacını kendine doğru silkele ki sana taze hurma dökülsün.” * |
نَخْلٌ : İsim. Çoğul. Tekili: نَخْلَةٌ
6:99 | وَمِنَ النَّخْلِ مِنْ طَلْعِهَا قِنْوَانٌ دَانِيَةٌ |
Diyanet Meali: | Hurma ağacının tomurcuğunda da aşağıya sarkmış salkımlar… |
6:141 | وَهُوَ الَّذِي أَنْشَأَ جَنَّاتٍ مَعْرُوشَاتٍ وَغَيْرَ مَعْرُوشَاتٍ وَالنَّخْلَ وَالزَّرْعَ مُخْتَلِفًا أُكُلُهُ |
Diyanet Meali: | O, çardaklı-çardaksız olarak bahçeleri, ürünleri, çeşit çeşit hurmalıkları ve ekinleri yaratandır. |
18:32 | جَعَلْنَا لِأَحَدِهِمَا جَنَّتَيْنِ مِنْ أَعْنَابٍ وَحَفَفْنَاهُمَا بِنَخْلٍ |
Diyanet Meali: | Onlardan birine iki üzüm bağı vermiş, bağların çevresini hurmalarla donatmıştık. |
20:71 | وَلَأُصَلِّبَنَّكُمْ فِي جُذُوعِ النَّخْلِ |
Diyanet Meali: | “Mutlaka sizi hurma dallarına asacağım.” |
26:148 | وَزُرُوعٍ وَنَخْلٍ طَلْعُهَا هَضِيمٌ |
Diyanet Meali: | Ekinlerde, meyveleri olgunlaşmış hurmalıklarda…* |
50:10 | وَالنَّخْلَ بَاسِقَاتٍ لَهَا طَلْعٌ نَضِيدٌ |
Diyanet Meali: | Birbirine girmiş kat kat tomurcukları olan yüksek hurma ağaçları (bitirdik). * |
54:20 | تَنْزِعُ النَّاسَ كَأَنَّهُمْ أَعْجَازُ نَخْلٍ مُنْقَعِرٍ |
Diyanet Meali: | İnsanları köklerinden sökülmüş hurma kütükleri gibi kaldırıp atıyordu. * |
55:11 | فِيهَا فَاكِهَةٌ وَالنَّخْلُ ذَاتُ الْأَكْمَامِ |
Diyanet Meali: | Orada meyve(ler) ve salkımlı hurma ağaçları vardır. * |
55:68 | فِيهِمَا فَاكِهَةٌ وَنَخْلٌ وَرُمَّانٌ |
Diyanet Meali: | İçlerinde her türlü meyve, hurma ve nar vardır. * |
69:7 | فَتَرَى الْقَوْمَ فِيهَا صَرْعَىٰ كَأَنَّهُمْ أَعْجَازُ نَخْلٍ خَاوِيَةٍ |
Diyanet Meali: | Öyle ki (eğer orada olsaydın), o kavmi, içi boş hurma kütükleri gibi oracıkta yere serilmiş hâlde görürdün. |
80:29 | وَزَيْتُونًا وَنَخْلًا |
Diyanet Meali: | Zeytinler, hurmalıklar…* |
نَخِيلٌ : İsim. Çoğul. Tekili: نَخْلَةٌ
2:266 | أَيَوَدُّ أَحَدُكُمْ أَنْ تَكُونَ لَهُ جَنَّةٌ مِنْ نَخِيلٍ وَأَعْنَابٍ |
Diyanet Meali: | Herhangi biriniz ister mi ki, hurma ve üzüm ağaçlarından oluşan bir bahçesi olsun… |
13:4 | وَنَخِيلٌ صِنْوَانٌ وَغَيْرُ صِنْوَانٍ يُسْقَىٰ بِمَاءٍ وَاحِدٍ |
Diyanet Meali: | Bir kökten çıkan çok gövdeli ve tek gövdeli hurma ağaçları vardır ki hepsi aynı su ile sulanır. |
16:11 | يُنْبِتُ لَكُمْ بِهِ الزَّرْعَ وَالزَّيْتُونَ وَالنَّخِيلَ وَالْأَعْنَابَ |
Diyanet Meali: | (Allah) o su ile size; ekin, zeytin, hurma ağaçları, üzümler bitirir. |
16:67 | وَمِنْ ثَمَرَاتِ النَّخِيلِ وَالْأَعْنَابِ تَتَّخِذُونَ مِنْهُ سَكَرًا وَرِزْقًا حَسَنًا |
Diyanet Meali: | Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden hem içki, hem de güzel bir rızık edinirsiniz. |
17:91 | أَوْ تَكُونَ لَكَ جَنَّةٌ مِنْ نَخِيلٍ وَعِنَبٍ |
Diyanet Meali: | Yahut senin hurmalardan, üzümlerden oluşan bir bahçen olsa… |
23:19 | فَأَنْشَأْنَا لَكُمْ بِهِ جَنَّاتٍ مِنْ نَخِيلٍ وَأَعْنَابٍ |
Diyanet Meali: | Onunla sizin için hurma bahçeleri ve üzüm bağları meydana getirdik. |
36:34 | وَجَعَلْنَا فِيهَا جَنَّاتٍ مِنْ نَخِيلٍ وَأَعْنَابٍ وَفَجَّرْنَا فِيهَا مِنَ الْعُيُونِ |
Diyanet Meali: | Biz orada hurmalıklar, üzüm bağları var ettik ve içlerinde pınarlar fışkırttık. * |