KÖK HARFLER: ص ب أ
ANLAM:
صَبَأَ : (Yıldızlar) ortaya çıkmak. Kendi dininden ayrılmak (veya bırakmak) ve başka bir dine geçmek. Çocuk olmak. Ansızın başına bir şey gelmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
صَبَأَ (geniş zaman يَصْبَأُ) ve صَبُأَ (geniş zaman يَصْبُؤُ mastar isim صَبْؤٌ ve صَبُوؤٌ):
صَبَأَتِ النُّجُومُ : Yıldızlar ortaya çıktı.
صَبَأَ مِنْ دِينِهِ اِلَى دِينِ اٰخَرَ : Kendi dininden ayrıldı (veya onu bıraktı) ve başka bir dine geçti.
صَبَأَ فِى دِينِهِ (veya sadece صَبَأَ ) : Bir Sâbi (صَابِئٌ) idi ya da o hale geldi.
صَبَأَ عَلَيْهِمْ : Ansızın başlarına geldi.
صَبَأَ الْعَدُوُّ عَلَيْهِمْ : Düşmanı onlara götürdü.
صَابِئُونَ ve صَابِئِينَ (tekil hali صَابِئٌ) : Arabistan ve ona sınır komşusu olan ülkelerin belli kısımlarında oluşmuş belirli dini gruplar. Bu ad şu inançlar için kullanılmıştır: (1) Irak’ta yaşayan yıldıza tapan kişiler; (2) Yahudilik, Hıristiyanlık ve Zerdüştlük’ün bir tür karışımı olan inanç; (3) Irak’ta Musul civarında yaşamış ve tek bir İlaha inanmış, fakat bilinen bir Hukuku veya Kitabı olmayan bir halk. Hz. Nuh’un (a.s) dinini takip ettiklerini iddia etmişlerdir (4) Irak civarında yaşamış ve Allah’ın (c.c.) tüm Resullerine inanç ikrar etmiş ve özel bir ibadet ve oruç sistemine sahip olan bir halk.
صَابِئٌ : Başka bir din için kendi dinini bırakan kişi.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
صَابِئٌ | isim | 3 | Bir dinden çıkıp başka bir dine giren | 5/69 |
| Toplam | 3 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Sâbi’ | صَابِئ | Yıldıza tapan. | Çoğulu: Sâbiîn |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
صَابِئُونَ : İsim. İsm-i Fâil. Kurallı Erkek Çoğul. Tekili: صَابِئ
2:62 | إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَالَّذِينَ هَادُوا وَالنَّصَارَىٰ وَالصَّابِئِينَ مَنْ آمَنَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَعَمِلَ صَالِحًا فَلَهُمْ أَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz, inananlar (Müslümanlar) ile Yahudiler, Hıristiyanlar ve Sâbiîlerden (her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için Rableri katında mükâfat vardır. |
5:69 | إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَالَّذِينَ هَادُوا وَالصَّابِئُونَ وَالنَّصَارَىٰ مَنْ آمَنَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَعَمِلَ صَالِحًا فَلَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz inananlar (müslümanlar) ile Yahudiler, Sabiîler ve Hıristiyanlardan (her bir grubun kendi şeriatında) “Allah’a ve ahiret gününe inanan ve salih ameller işleyenler için hiçbir korku yoktur. Onlar mahzun da olmayacaklardır” (diye hükmedilmiştir.) * |
22:17 | إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَالَّذِينَ هَادُوا وَالصَّابِئِينَ وَالنَّصَارَىٰ وَالْمَجُوسَ وَالَّذِينَ أَشْرَكُوا إِنَّ اللَّهَ يَفْصِلُ بَيْنَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz, iman edenler, Yahudiler, Sâbiîler, Hıristiyanlar, Mecûsiler ve Allah’a ortak koşanlar var ya; Allah, kıyamet günü onların aralarında mutlaka hüküm verecektir. |