ق ل ع

KÖK HARFLER: ق ل ع

ANLAM: 

قَلَعَ : Bir şeyi çekmek, çekip çıkarmak, kökünden çıkarmak, kökünü kurutmak, kökünü kazımak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
أَقْلَعَ fiil-IV 1 Vazgeçti, kesti 11/44

Toplam 1

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

  • أَقْلَعَ (a)
  • أَقْلَعَ (b)
  • اِقْتَلَعَ

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Kal’ قَلْع Bir şeyi kökünden çekip koparmak.
Kal’a قَلْعَة Kale. 
Takla تَقْلَع Elleri yere koyduktan sonra ayakları kaldırıp vücudu üstten aşırtarak öne veya arkaya yapılan dönme hareketi.
Taklî’ تَقْلِيع Koparma.
İktilâ’ اِقْتِلَاع Kapıp alma, koparma.
Kalay قَلَاعِى Atom numarası 50, atom ağırlığı 118,7, yoğunluğu 7,29 olan, 232 °C’de eriyen, gümüş beyazlığında, kolay işlenebilen, yumuşak bir element (simgesi Sn)

Takla kelimesi, “devirme” anlamındaki takla’ (تقلع) sözcüğünden gelmektedir. (Nişanyan Sözlük) 

Kalay kelimesi, aynı anlamdaki kalâî (قلاعى / قلعى) sözcüğünden gelmektedir. Bu kelime, “Güneydoğu Asya’dan gelen iyi bir cins kalay” anlamındaki rasâsu’l kalâî (رصاص القلاعى) sözcüğünden türetilmiştir. Bu sözcük Kuala “Malaya’da Asya’nın başlıca kalay yataklarına sahip olan kent, Kuala Lumpur” özel adından türetilmiş olabilir; ancak bu kesin değildir. (Nişanyan Sözlük) 

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

أَقْلَعَ :  Fiil-IV. 

11:44 وَقِيلَ يَا أَرْضُ ابْلَعِي مَاءَكِ وَيَا سَمَاءُ أَقْلِعِي
Diyanet Meali: “Ey yeryüzü! Yut suyunu. Ey gök! Tut suyunu” denildi.