KÖK HARFLER: ز ل ف
ANLAM:
زَلَفَ : İlerlemek ve yakınlaşmak. Bir şeyi yakın kılmak, yakına getirmek, yaklaştırmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
زَلَفَ (geniş zaman يَزْلُفُ mastar isim زَلْفٌ ve زَلَفٌ): İlerledi ve yakınlaştı.
زَلَفَ : O kişiyi veya şeyi yakın kıldı, yakına getirdi ya da yaklaştırdı.
اَزْلَفَهُ : O şeyi toparladı.
زُلْفَةٌ : Mertebe, derece, makam, yer veya konum açısından yakınlık (aynı zamanda şu şekilde: زُلْفَى); makam, mertebe, kademe veya derece. Bazılarına göre şu manada kullanılmıştır: قَرِيبٌ (yakın). Gecenin bir bölümü veya kısmı. Çoğul hali: زُلَفٌ gündüzden başlayarak, gece vakitleri veya zamanları ve geceden başlayarak gündüz vakitleri veya zamanlarını ifade etmektedir. Sözcük, bir kase veya tabak manasına da gelmektedir.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama |
أَزْلَفَ | fiil-IV | 4 | Yaklaştırdı, yakınlaştırdı | 26/64 | Meçhulü: اُزْلِفَ |
زُلْفَى | isim | 4 | Derece, mertebe, yakınlık | 38/40 |
|
زُلْفَةٌ | isim | 2 | Yakınlık, yakınlaşma, gecenin ilk bölümü | 11/114 | Çoğulu: زُلَفٌ |
| Toplam | 10 |
|
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Benzer Manada Kelimeler
- أَزْلَفَ
- زُلْفَى
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Zülfe | زُلْفَة | Küçük saçak, püskül. Eski sülüs yazısı eliflerinin ucundaki çengel. |
Zülfâ | زُلْفَى | Yakınlık, yaklaşma. |
Zülüf | زُلْف | Şakaklardan sarkan saç lülesi. |
Müzdelife | مُزْدَلِفَة | Mekke’de Arafat ile Mina arasında bulunan mukaddes bir yer. |
Nişanyan Sözlük “zülüf” kelimesinin Farsça kökenli olduğunu söylemektedir.
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
أَزْلَفَ : Fiil-IV. Meçhulü: أُزْلِفَ
26:64 | وَأَزْلَفْنَا ثَمَّ الْآخَرِينَ |
Diyanet Meali: | Ötekileri de oraya yaklaştırdık. * |
26:90 | وَأُزْلِفَتِ الْجَنَّةُ لِلْمُتَّقِينَ |
Diyanet Meali: | Cennet, Allah’a karşı gelmekten sakınanlara yaklaştırılacak. * |
50:31 | وَأُزْلِفَتِ الْجَنَّةُ لِلْمُتَّقِينَ غَيْرَ بَعِيدٍ |
Diyanet Meali: | Cennet, Allah’a karşı gelmekten sakınanlara uzak olmayacak şekilde yaklaştırılacak. * |
81:13 | وَإِذَا الْجَنَّةُ أُزْلِفَتْ |
Diyanet Meali: | Cennet yaklaştırıldığı zaman..* |
زُلْفَى : İsim.
34:37 | وَمَا أَمْوَالُكُمْ وَلَا أَوْلَادُكُمْ بِالَّتِي تُقَرِّبُكُمْ عِنْدَنَا زُلْفَىٰ |
Diyanet Meali: | Ne mallarınız ne de çocuklarınız, sizi bizim katımıza daha çok yaklaştıran şeylerdir! |
38:25 | فَغَفَرْنَا لَهُ ذَٰلِكَ وَإِنَّ لَهُ عِنْدَنَا لَزُلْفَىٰ وَحُسْنَ مَآبٍ |
Diyanet Meali: | Biz de bunu ona bağışladık. Şüphesiz katımızda onun için bir yakınlık ve dönüp geleceği güzel bir yer vardır. * |
38:40 | وَإِنَّ لَهُ عِنْدَنَا لَزُلْفَىٰ وَحُسْنَ مَآبٍ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz katımızda onun için bir yakınlık ve dönüp geleceği güzel bir yer vardır.* |
39:3 | مَا نَعْبُدُهُمْ إِلَّا لِيُقَرِّبُونَا إِلَى اللَّهِ زُلْفَىٰ |
Diyanet Meali: | “Biz onlara sadece, bizi Allah’a daha çok yaklaştırsınlar diye ibadet ediyoruz.” |
زُلْفَةٌ : İsim. Çoğulu: زُلَفٌ
11:114 | وَأَقِمِ الصَّلَاةَ طَرَفَيِ النَّهَارِ وَزُلَفًا مِنَ اللَّيْلِ |
Diyanet Meali: | (Ey Muhammed!) Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın vakitlerinde namaz kıl. |
67:27 | فَلَمَّا رَأَوْهُ زُلْفَةً سِيئَتْ وُجُوهُ الَّذِينَ كَفَرُوا |
Diyanet Meali: | Onu (azabı) yakından gördükleri zaman inkâr edenlerin yüzleri kötüleşir… |