KÖK HARFLER: ح ر ص
ANLAM:
حَرَصَ : Bir şeyi şiddetli bir biçimde arzulamak, o şeyi çok istemek, o şeyi elde edebilmek adına çok çabalamak, çok uğraşmak; birisine karşı çok düşkün olmak.
AÇIKLAMA:
حِرْصٌ : Aşırı şekilde tamahkar, açgözlü olmak ve aşırı şekilde istemek veya arzulamak. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: إِن تَحْرِصْ عَلَى هُدَاهُمْ Sen onların doğru yola gelmelerini ne kadar ısrarla istesen de (16/37). Yani “onların hidayet bulmalarını aşırı derecede istesen de, arzularsan da…”
Yüce Allah şöyle buyurmuştur: وَلَتَجِدَنَّهُمْ أحْرَصَ النَّاسِ عَلَى حَيَاةٍ Onları, insanların hayata en düşkünü olarak bulacaksın (2/96);وَمَا أكْثَرُ النَّاسِ وَلَوْ حَرَصْتَ بِمُؤْمِنِينَ Sen insanların iman etmesini ne kadar ısrarla istersen iste, onların çoğu iman etmeyecektir (12/103). Bunun aslı, “Çırpıcı elbiseyi veya bez parçasını döverken kazıdı, yüzeyini soydu veya onu yırttı” anlamına gelen حَرَصَ الْقَصَّارُ الثَّوْبَ kullanımından gelir.
حَارِصَةٌ : Başın derisini soyup kaldıran ama kan çıkarmayan baş yarığı.
حَارِصَةٌ ve حَرِيصَةٌ : Damlalarının yere şiddetle düşmesinden dolayı yağmuruyla, yerin yüzeyini sıyırıp kaldıran bulut. (Müfredât)
DİĞER BAZI TÜREVLER:
حَرَصَ (geniş zaman يَحْرُصُ mastar ismi حَرْصٌ):
حَرَصَ الْجِلْدَ : Deriyi parçaladı ya da yardı; yüzeydeki kısmını sıyırdı ya da kopardı.
حَرَصَ عَلَيْهِ (geniş zaman يَحْرِصُ) veya حَرَصَ عَلَيْهِ (geniş zaman يَحْرَصُ): O şeyi şiddetli bir biçimde arzuladı; o şeyi çok istedi; o şeyi elde edebilmek adına çok çabaladı ya da çok uğraştı; o kişi hususunda oldukça istekli ya da dikkatli ya da kaygılıydı; o kişiye karşı oldukça düşkündü.
مَااَحْرَصَكَ عَلَى الدُّنْيَا : Dünyevi şeylere karşı ne kadar çok arzulusunuz.
اَحْرَصُ : Daha fazla ve en fazla bir biçimde arzulu.
حَرِيصٌ (ism-i fail): Düşkün, arzulu.
حَرِيصٌ عَلَيْكُمْ : Size çok düşkündür (9:128).
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
حَرَصَ | fiil-I | 3 | Hırs gösterdi, rağbeti artırdı, üzerine düştü | 12/103 |
أَحْرَصُ | isim | 1 | En hırslı | 2/96 |
حَرِيصٌ | isim | 1 | Hırslı, düşkün | 9/128 |
| Toplam | 5 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- حَرَصَ
- حِرْصٌ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Hırs | حِرْص | 1: Sonu gelmeyen istek, aşırı tutku. 2: Öfke, kızgınlık | Hırslı |
Hâris | حَارِص | Açgözlü. Son derece hırslı olan. |
|
Harîs | حَرِيص | İstekli, çok düşkün. |
|
Tahrîs | تَحْرِيص | Hırslandırma. | Çoğul: Tahrîsât |
İhtirâs | اِحْتِرَاص | Aşırı, güçlü istek. Tutku |
|
Muhteris | مُحْتَرِص | Hırslı. İhtiras sahibi. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
حَرَصَ : Fiil-I.
4:129 | وَلَنْ تَسْتَطِيعُوا أَنْ تَعْدِلُوا بَيْنَ النِّسَاءِ وَلَوْ حَرَصْتُمْ |
Diyanet Meali: | Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, kadınlar arasında adaleti yerine getiremezsiniz. |
12:103 | وَمَا أَكْثَرُ النَّاسِ وَلَوْ حَرَصْتَ بِمُؤْمِنِينَ |
Diyanet Meali: | Sen ne kadar şiddetle arzu etsen de insanların çoğu inanacak değillerdir. * |
16:37 | إِنْ تَحْرِصْ عَلَىٰ هُدَاهُمْ فَإِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي مَنْ يُضِلُّ |
Diyanet Meali: | Sen onların doğru yola erişmelerine aşırı istek göstersen de şüphesiz Allah saptırdığı kimseyi doğru yola iletmez. |
أَحْرَصُ : İsim.
2:96 | وَلَتَجِدَنَّهُمْ أَحْرَصَ النَّاسِ عَلَىٰ حَيَاةٍ |
Diyanet Meali: | Andolsun, sen onların, yaşamaya, bütün insanlardandaha düşkün olduklarını görürsün. |
حَرِيصٌ : İsim.
9:128 | لَقَدْ جَاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ أَنْفُسِكُمْ عَزِيزٌ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَرِيصٌ عَلَيْكُمْ |
Diyanet Meali: | Andolsun, size kendi içinizden öyle bir peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O, size çok düşkündür. |