غ ر ر

KÖK HARFLER: غ ر ر

ANLAM: 

غَرَّ : Kandırmak; aldatmak; boş veya yanlış olan şeyi arzu etmesini sağlamak. 

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

غَرَّ (geniş zaman يَغُرُّ mastar isim غَرٌّ ve غُرُورٌ):

غَرَّهُ : Onu kandırdı; onu aldattı; boş veya yanlış olan şeyi arzu etmesini sağladı.

غَرَّتْهُ الدُّنْيَا : Süsü, görkemi veya gösterişiyle dünya onu kandırdı ya da aldattı.

مَا غَرَّكَ بِفُلَانٍ : Falanca birine karşı seni kandıran/aldatan veya yüreklendiren ne; böyle birine karşı nasıl yüreklenirsin.

غَرَّ فُلَانٌ فُلَانًا : Falanca biri kandırarak falanca birini cehennem azabına veya yıkıma maruz bıraktı.

غَرُورٌ : Bir hayli aldatıcı bir insan veya bir iblis, Şeytan; mal veya zenginlik, mertebe veya konum gibi birini kandıran başka herhangi bir şey; dünya hayatı veya dünya; yanlış ve boş şeyler; beyhude şeyler; kandırma; aldatma; bir kişinin sayesinde kandırıldığı bir şey.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
غَرَّ fiil-I 15 Aldattı, kandırdı 31/33
غَرُورٌ isim 3 Aldatan, kandıran, şeytan 57/14
غُرُورٌ isim 9 Aldatmak, kandırmak 4/120

Toplam 27

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Benzer Manada Kelimeler

  • غَرَّ
  • اِغْتَرَّ
  • غُرُورٌ
    • تَكَبُّرٌ > bak: ك ب ر
    • تَجَبُّرٌ > bak: ج ب ر
    • خُيَلَاءُ > bak: خ ي ل
    • كِبْرِيَاءُ > bak: ك ب ر
    • تَبَاهٍ
    • صَلَفٌ
  • غُرَّةٌ (a)
    • تَبَاشِيرُ > bak: ب ش ر
    • عُنْفُوَانٌ
    • مَيْعَةٌ
    • شَرْخٌ
  • غُرَّةٌ (b)
  • غَرِيرٌ
    • أَخْرَقُ > bak: خ ر ق
    • سَاذِجٌ
    • أَبْلَهُ
    • أَحْمَقُ
  • غِرَارَةٌ
    • خَرْجٌ > bak: خ ر ج
    • زَكِيبَةٌ

Zıt Manada Kelimeler

AÇIKLAMA:

HAD‘ ile GURÛR kelimeleri arasındaki fark

( خ د عغ ر ر )

Gurûr, “insanı zarar göreceği bir fiile sevk eden bir ilham/vehim”dir. Serap görüp su zannetmek ve suyun kaybolmasıyla susuzluktan helâk olmak gibi. Had‘ ise, “doğrunun üzerini örtmek ve böylece kişiyi kötülüğe düşürmek”tir. 

Gurûr’un asıl anlamı “gaflet”tir. Gurûr, “tam aksi bir durumun söz konusu olduğu bilinirken, kişiye sevinç hâli vehmettirmek”tir. Oysa had‘ (aldatma), sadece “işin gerçek yönünü örtme” anlamına gelir. (Farklar Sözlüğü 383) Bknz: ( خ د ع )

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Gurûr غُرُور Kibir. Boş yere güvenmek. Aldanma.
Garûr غَرُور Dünyada insana gurur veren herhangi bir şey. Aldatıcı.
Magrûr مَغْرُور Gururlu. Boş bir şeye güvenen.
Tagrîr تَغْرِير Müşteriyi aldatma. Gurur verip aldatma.
İgrâr إِغْرَار Batırmak.
Tegarrür تَغَرُّر Gururlanma, kibirlenme.
Harar غِرَار Çoğu kıldan dokunmuş, büyük çuval

“Kıl çuval” anlamındaki harar kelimesi, “çuval, özellikle saman çuvalı” anlamındaki girâr veya girâre (غِرَار/غِرَارَة) sözcüğünden gelmektedir. (Nişanyan Sözlük) 

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

غَرَّ : Fiil-I. 

3:24 وَغَرَّهُمْ فِي دِينِهِمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُونَ
Diyanet Meali: Uydurageldikleri şeyler dinleri konusunda kendilerini aldatmıştır.
3:196 لَا يَغُرَّنَّكَ تَقَلُّبُ الَّذِينَ كَفَرُوا فِي الْبِلَادِ
Diyanet Meali: Kâfirlerin refah içinde diyar diyar dolaşmaları sakın seni aldatmasın. *
6:70 وَذَرِ الَّذِينَ اتَّخَذُوا دِينَهُمْ لَعِبًا وَلَهْوًا وَغَرَّتْهُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا
Diyanet Meali: Dinlerini oyun ve eğlence edinenleri ve dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak.
6:130 وَغَرَّتْهُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَشَهِدُوا عَلَىٰ أَنْفُسِهِمْ أَنَّهُمْ كَانُوا كَافِرِينَ
Diyanet Meali: Dünya hayatı onları aldattı ve kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.
7:51 الَّذِينَ اتَّخَذُوا دِينَهُمْ لَهْوًا وَلَعِبًا وَغَرَّتْهُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا
Diyanet Meali: Onlar dinlerini oyun ve eğlence edinmişler ve dünya hayatı da kendilerini aldatmıştı.
8:49 إِذْ يَقُولُ الْمُنَافِقُونَ وَالَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ غَرَّ هَٰؤُلَاءِ دِينُهُمْ
Diyanet Meali: Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık bulunan kimseler, “Bunları dinleri aldatmış” diyorlardı.
31:33 فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَلَا يَغُرَّنَّكُمْ بِاللَّهِ الْغَرُورُ
Diyanet Meali: Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. O aldatıcı şeytan da Allah hakkında sizi aldatmasın.
31:33 فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَلَا يَغُرَّنَّكُمْ بِاللَّهِ الْغَرُورُ
Diyanet Meali: Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. O aldatıcı şeytan da Allah hakkında sizi aldatmasın.
35:5 فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَلَا يَغُرَّنَّكُمْ بِاللَّهِ الْغَرُورُ
Diyanet Meali: Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. Sakın çok aldatıcı (şeytan), Allah hakkında sizi aldatmasın.
35:5 فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَلَا يَغُرَّنَّكُمْ بِاللَّهِ الْغَرُورُ
Diyanet Meali: Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. Sakın çok aldatıcı (şeytan), Allah hakkında sizi aldatmasın.
40:4 فَلَا يَغْرُرْكَ تَقَلُّبُهُمْ فِي الْبِلَادِ
Diyanet Meali: Onların şehirlerde gezip dolaşmaları seni aldatmasın.
45:35 ذَٰلِكُمْ بِأَنَّكُمُ اتَّخَذْتُمْ آيَاتِ اللَّهِ هُزُوًا وَغَرَّتْكُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا
Diyanet Meali: “Bunun sebebi, Allah’ın âyetlerini alaya almanız ve dünya hayatının sizi aldatmasıdır.”
57:14 وَلَٰكِنَّكُمْ فَتَنْتُمْ أَنْفُسَكُمْ وَتَرَبَّصْتُمْ وَارْتَبْتُمْ وَغَرَّتْكُمُ الْأَمَانِيُّ
Diyanet Meali: “Fakat siz kendinizi yaktınız. Başımıza musibetler gelmesini gözlediniz, şüphe ettiniz. (Allah’ın emri gelinceye kadar) kuruntular sizi aldattı.”
57:14 وَغَرَّتْكُمُ الْأَمَانِيُّ حَتَّىٰ جَاءَ أَمْرُ اللَّهِ وَغَرَّكُمْ بِاللَّهِ الْغَرُورُ
Diyanet Meali: “Allah’ın emri gelinceye kadar kuruntular sizi aldattı. O çok aldatıcı (şeytan) Allah hakkında da sizi aldattı.”
82:6 يَا أَيُّهَا الْإِنْسَانُ مَا غَرَّكَ بِرَبِّكَ الْكَرِيمِ
Diyanet Meali: Ey insan! Cömert Rabbine karşı seni ne aldattı? *

غَرُورٌ : İsim. 

31:33 فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَلَا يَغُرَّنَّكُمْ بِاللَّهِ الْغَرُورُ
Diyanet Meali: Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. O aldatıcı şeytan da Allah hakkında sizi aldatmasın.
35:5 فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيَاةُ الدُّنْيَا وَلَا يَغُرَّنَّكُمْ بِاللَّهِ الْغَرُورُ
Diyanet Meali: Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. Sakın çok aldatıcı (şeytan), Allah hakkında sizi aldatmasın.
57:14 حَتَّىٰ جَاءَ أَمْرُ اللَّهِ وَغَرَّكُمْ بِاللَّهِ الْغَرُورُ
Diyanet Meali: Allah’ın emri gelinceye kadar (kuruntular sizi aldattı). O çok aldatıcı (şeytan) Allah hakkında da sizi aldattı.”

غُرُورٌ : İsim. 

3:185 وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِ
Diyanet Meali: Dünya hayatı, aldatıcı metadan başka bir şey değildir.
4:120 يَعِدُهُمْ وَيُمَنِّيهِمْ وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ إِلَّا غُرُورًا
Diyanet Meali: Şeytan onlara (birçok) vaadde bulunur ve onları kuruntulara sürükler. Oysa şeytan, ancak aldatmak için onlara vaadde bulunuyor. *
6:112 يُوحِي بَعْضُهُمْ إِلَىٰ بَعْضٍ زُخْرُفَ الْقَوْلِ غُرُورًا
Diyanet Meali: Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı laflar fısıldarlar.
7:22 فَدَلَّاهُمَا بِغُرُورٍ فَلَمَّا ذَاقَا الشَّجَرَةَ بَدَتْ لَهُمَا سَوْآتُهُمَا
Diyanet Meali: Bu sûretle onları kandırarak yasağa sürükledi. Ağaçtan tattıklarında kendilerine avret yerleri göründü.
17:64 وَعِدْهُمْ وَمَا يَعِدُهُمُ الشَّيْطَانُ إِلَّا غُرُورًا
Diyanet Meali: “Onlara vaadlerde bulun.” Hâlbuki şeytan onlara aldatmadan başka bir şey va’detmez.
33:12 وَإِذْ يَقُولُ الْمُنَافِقُونَ وَالَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ مَا وَعَدَنَا اللَّهُ وَرَسُولُهُ إِلَّا غُرُورًا
Diyanet Meali: Hani münafıklar ve kalplerinde hastalık olanlar, “Allah ve Resûlü bize, ancak aldatmak için vaadde bulunmuşlar” diyorlardı. *
35:40 بَلْ إِنْ يَعِدُ الظَّالِمُونَ بَعْضُهُمْ بَعْضًا إِلَّا غُرُورًا
Diyanet Meali: Hayır, zalimler birbirlerine aldatmadan başka hiçbir şey vaad etmezler.
57:20 وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِ
Diyanet Meali: Dünya hayatı, aldanış metaından başka bir şey değildir.
67:20 إِنِ الْكَافِرُونَ إِلَّا فِي غُرُورٍ
Diyanet Meali: İnkârcılar ancak bir aldanış içindedirler.