KÖK HARFLER: ف ر ش
ANLAM:
فَرَشَ : Sermek. Yaymak, döşemek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama |
فَرَشَ | fiil-I | 1 | Yaydı, döşedi | 51/48 |
|
فَرْشٌ | isim | 1 | Ufak hayvan, kesim hayvanı | 6/142 |
|
فِرَاشٌ | isim | 3 | Döşek | 2/22 | Çoğul: فُرُشٌ |
فَرَاشٌ | isim | 1 | Kelebek (çoğul) | 101/4 |
|
| Toplam | 6 |
|
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Benzer Manada Kelimeler
- فَرَشَ
- فَرْشٌ
- فِرَاشٌ (a)
- فِرَاشٌ (b)
- مُتَّكَأٌ > bak: و ك أ
- وِسَادَةٌ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Ferş | فَرْش | 1: Yer. Yeryüzü. 2: Döşeme. Döşeyiş. 3: Yaymak. Yayılmak. |
|
Firâş | فِرَاش | Döşek. Yatak. Yere serilen şey. Minder. şilte. | Çoğulu: Füruş |
Faraş (Farâş) | فَرَش، فَرَاش | Toplanan süprüntüleri alıp atmak için kullanılan teneke veya plastikten yapılmış kısa saplı bir tür kürek. |
|
Ferâşe | فَرَاشَة | Pervane denilen kelebek. |
|
Ferrâş | فَرَّاش | Süpüren. |
|
Mefrûşât | مَفْرُرشَات | Ev, iş yeri vb. yerleri döşemek için gerekli eşya, döşeme. |
|
Tefrîş | تَفْرِيش | Döşeme. Yayma. Yayıp döşeme. |
|
Tefrîşât | تَفْرِيشَات | Döşeme işleri. |
|
İfrâş | إِفْرَاش | Serip döşeme. Çekiştirme. |
|
Teferrüş | تَفَرُّش | Yayılma, serilme. |
|
Müteferriş | مُتَفَرِّش | Döşenen, teferrüş eden. |
|
Müfteriş | مُفْتَرِش | Secdede iken iki kolunu yere koyan. |
|
İstifrâş | اِسْتِفْرَاش | Yataklık yapma. Odalık alma. Yatağa alıp beraber yatma. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
فَرَشَ : Fiil-I.
51:48 | وَالْأَرْضَ فَرَشْنَاهَا فَنِعْمَ الْمَاهِدُونَ |
Diyanet Meali: | Yeri de biz döşedik. Biz ne güzel döşeyiciyiz. * |
فَرْشٌ : İsim.
6:142 | وَمِنَ الْأَنْعَامِ حَمُولَةً وَفَرْشًا كُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللَّهُ |
Diyanet Meali: | Yine O, hayvanlardan da irili ufaklı var edendir. Allah’ın size rızık olarak verdiğinden yiyin… |
فِرَاشٌ : İsim. Çoğulu: فُرُشٌ
2:22 | الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ فِرَاشًا وَالسَّمَاءَ بِنَاءً |
Diyanet Meali: | O, yeri sizin için döşek, göğü de bina yapandır. |
55:54 | مُتَّكِئِينَ عَلَىٰ فُرُشٍ بَطَائِنُهَا مِنْ إِسْتَبْرَقٍ وَجَنَى الْجَنَّتَيْنِ دَانٍ |
Diyanet Meali: | Onlar astarları kalın ipekten olan döşeklere yaslanırlar. Bu iki cennetin meyveleri (zahmetsizce alınacak kadar) yakındır. * |
56:34 | وَفُرُشٍ مَرْفُوعَةٍ |
Diyanet Meali: | Yüksek döşekler (üzerindedirler). * |
فَرَاشٌ : İsim.
101:4 | يَوْمَ يَكُونُ النَّاسُ كَالْفَرَاشِ الْمَبْثُوثِ |
Diyanet Meali: | O gün insanlar, her biri bir tarafa uçuşan küçük kelebekler gibi olacaktır. * |