ب ق ع

KÖK HARFLER:  ب ق ع

ANLAM: 

بَقِعَ : Siyah beyaz olmak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

بَقِعَ (geniş zamanlı يَبْقَعُ mastar isim بَقْعًا): Siyah beyazdı.

لَا اَدْرِى اَيْنَ بَقَعَ : Onun nereye gittiğini bilmiyorum.

بَقَعَتْهُمُ الدَّاهِيَةُ : Başlarına felaket geldi.

بُقْعَةٌ ve بَقْعَةٌ : Toprak parçası veya parsel; bitişiğindeki topraktan renk ve durum olarak farklı olan toprak parçası; suyun kalıp durduğu yer.

فُلَانٌ حَسَنُ الْبَقْعَةِ عِنْدَ الْاَمِيرِ : Öyle biri liderle iyi bir vaziyettedir.

بَقِيعٌ : Geniş ve ferah yer veya toprak parçası; farklı türden ağaçlarla dolu toprak parçası.

اِبْنُ بَقِيعٍ : Köpek.

فِى الْبُقْعَةِ الْمُبَارَكَةِ : Mübarek yerde (28:30).

اَلْاَبْقَعُ : Serap.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek Âyet
بُقْعَةٌ isim 1 Yakınındaki parçaya benzemeyen, onun şeklinde olmayan arazi parçası, muayyen yer. 28/30

Toplam: 1

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Mahreci Benzeyen Kökler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Buk’a بُقـعَة Menzil, memleket, arazi kıtası. Çoğul: Bikâ’

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

بُقْعَةٌ : İsim. 

28:30 فَلَمَّا أَتَاهَا نُودِيَ مِنْ شَاطِئِ الْوَادِ الْأَيْمَنِ فِي الْبُقْعَةِ الْمُبَارَكَةِ
Diyanet Meali: Mûsâ, ateşin yanına gelince, o mübarek yerdeki vadinin sağ tarafındaki (ağaçtan) şöyle seslenildi