KÖK HARFLER: ب خ س
ANLAM:
بَخَسَ : Bir şeyi küçültmek, onu azaltmak. Bir şeyi eksik veya yetersiz hale getirmek. Birinin günahını almak, ona karşı hatalı veya adaletsiz davranmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
بَخَسَ (geniş zamanlı يَبْخُسُ mastar isim بَخْسٌ):
بَخَسَهُ : Onu küçülttü; onu azalttı; onu eksik veya yetersiz hale getirdi; onun günahını aldı; ona karşı hatalı veya adaletsiz davrandı.
بَخَسَهُ حَقَّهُ : Onun haklarını azalttı; onun haklarını elinden aldı veya haklarından mahrum etti.
بَخْسٌ : Eksik; yetersiz; cüzi veya küçük; adaletsiz.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
Tür | Adet | Anlam | Örnek Âyet | Açıklama | |
بَخَسَ | fiil-I | 5 | Hakkını vermedi, düşük fiyat verdi, eksiltti. | 2/282 | Meçhul muzarisi: يُبْخَسُ |
بَخْسٌ | isim | 2 | Düşük, eksik; düşürülmüş, eksiltilmiş | 72/13 | |
Toplam: | 7 |
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Bahs | بَخْس | Noksanlık. Azlık. Nakıs. Az. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
بَخَسَ : Fiil-I. Meçhul muzarisi: يُبْخَسُ
2:282 | وَلْيُمْلِلِ الَّذِي عَلَيْهِ الْحَقُّ وَلْيَتَّقِ اللَّهَ رَبَّهُ وَلَا يَبْخَسْ مِنْهُ شَيْئًا |
Diyanet Meali: | Üzerinde hak olan (borçlu) da yazdırsın ve Rabbi olan Allah’tan korkup sakınsın da borçtan hiçbir şeyi eksik etmesin (hepsini tam yazdırsın). |
7:85 | وَلَا تَبْخَسُوا النَّاسَ أَشْيَاءَهُمْ |
Diyanet Meali: | İnsanların mallarını eksiltmeyin. |
11:15 | نُوَفِّ إِلَيْهِمْ أَعْمَالَهُمْ فِيهَا وَهُمْ فِيهَا لَا يُبْخَسُونَ |
Diyanet Meali: | Biz onlara yaptıklarının karşılığını orada tastamam öderiz. Orada onlar bir eksikliğe uğratılmazlar. |
11:85 | وَلَا تَبْخَسُوا النَّاسَ أَشْيَاءَهُمْ وَلَا تَعْثَوْا فِي الْأَرْضِ مُفْسِدِينَ |
Diyanet Meali: | İnsanların eşyalarını (mallarını ve haklarını) eksiltmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.” |
26:183 | وَلَا تَبْخَسُوا النَّاسَ أَشْيَاءَهُمْ وَلَا تَعْثَوْا فِي الْأَرْضِ مُفْسِدِينَ |
Diyanet Meali: | “İnsanların mallarını ve haklarını eksiltmeyin. Yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın.” |
بَخْسٌ : İsim.
12:20 | وَشَرَوْهُ بِثَمَنٍ بَخْسٍ دَرَاهِمَ مَعْدُودَةٍ وَكَانُوا فِيهِ مِنَ الزَّاهِدِينَ |
Diyanet Meali: | Onu ucuz bir fiyata, birkaç dirheme sattılar. Zaten ona değer vermiyorlardı. |
72:13 | فَمَنْ يُؤْمِنْ بِرَبِّهِ فَلَا يَخَافُ بَخْسًا وَلَا رَهَقًا |
Diyanet Meali: | Kim Rabbine inanırsa, artık ne hakkının eksik verilmesinden, ne de haksızlığa uğramaktan korkar. |