KÖK HARFLER: ع ج م
ANLAM:
عَجَمَ : Bir şeyi ısırmak; o şeyi çiğnemek. عَجُمَ : Konuşurken, özellikle de Arapça konuşurken bir zayıflığı veya peltekliği olmak; konuşmasında bir zorluk yaşıyor olmak; açıklık veya sadeliğe ihtiyacı olmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
أَعْجَمِىٌّ | isim | 4 | Yabancı dili konuşan, yabancı dil | 41/44 |
| Toplam | 4 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Acem | عَجَم | İranlı. Yabancı. Arap olmayan. |
A’cemî | اَعْجَمِىّ | Tecrübesiz. Bir yerin, bir şeyin yabancısı. Yeni. |
Acemiyân | عَجَمِيَان | İranlılar. Acemler. Tecrübesizler. Yeniçeri ocağına giren acemi oğlanlar. |
Ta’cîm | تَعْجِيم | Noktalama, nokta koyma. |
İ’câm | إِعْجَام | Yazıya nokta koymak. |
Mu’cem | مُعْجَم | Bir bilimi ayrıntılarıyla belirten eser. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
أَعْجَمِىٌّ : İsim.
16:103 | لِسَانُ الَّذِي يُلْحِدُونَ إِلَيْهِ أَعْجَمِيٌّ |
Diyanet Meali: | İma ettikleri kimsenin dili yabancıdır. |
41:44 | أَأَعْجَمِيٌّ وَعَرَبِيٌّ قُلْ هُوَ لِلَّذِينَ آمَنُوا هُدًى وَشِفَاءٌ |
Diyanet Meali: | (Eğer biz onu başka dilde bir Kur’an yapsaydık) … “Başka dilde bir kitap ve Arap bir peygamber öyle mi?” derlerdi. De ki: “O, inananlar için bir hidayet ve şifâdır.” |
41:44 | وَلَوْ جَعَلْنَاهُ قُرْآنًا أَعْجَمِيًّا لَقَالُوا لَوْلَا فُصِّلَتْ آيَاتُهُ |
Diyanet Meali: | Eğer biz onu başka dilde bir Kur’an yapsaydık onlar mutlaka, “Onun âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi?…” derlerdi. |
أَعْجَمِينَ : İsim. Kurallı Erkek Çoğul. Nasb / Cerr Hali. Tekili: أَعْجَمِىٌّ
26:198 | وَلَوْ نَزَّلْنَاهُ عَلَىٰ بَعْضِ الْأَعْجَمِينَ |
Diyanet Meali: | Biz onu Arapça bilmeyenlerden birine indirseydik …* |