KÖK HARFLER: ذ ب ذ ب
ANLAM:
ذَبْذَبَ : İnsanlara zarar vermek, yaralamak, tacizde bulunmak. Birisini şaşırmış ve kafası karışmış bir halde bırakmak. Onu bocalar veya kararsız bir hale getirmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
ذَبْذَبَ
ذَبْذَبَ اَهْلَهُ: Ailesini savundu.
ذَبْذَبَ الْقَوْمَ : İnsanlara zarar verdi veya yaraladı veya tacizde bulundu.
ذَبْذَبَهُ : Onu şaşırmış ve kafası karışmış bir halde bıraktı ya da o hale getirdi; onu bocalayan veya kararsız bir hale getirdi.
تَذَبْذَبَ بَيْنَ اَمْرَيْنِ : İki mesele arasında bocaladı, kararsız kaldı ya da tereddüt etti.
تَذَبْذَبَ اَمْرُهُمْ : İşleri çalkantılı bir hal aldı. (mastar isim تَذَبْذُبٌ) .
مُذَبْذَبٌ : Bocalama, kararsız kalma; böyle olan kişi.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
Tür | Adet | Anlam | Örnek | |
مُذَبْذَبٌ | isim | 1 | Tereddüt eden, bocalayan, kararsız kalan. Muzdarip. | 4/143 |
Toplam | 1 |
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Müzebzeb | مُذَبْذَب | İkircikli. |
Müzebzib | مُذَبْذِب | Karıştıran. |
Tezebzüb | تَذَبْذُب | Karışıklık. |
Mütezebzib | مُتَذَبْذِب | Tezebzüb eden, kararsız, mütereddit. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
مُذَبْذَبِينَ : İsim. İsm-i Mef’ûl. Kurallı Erkek Çoğul. Nasb / Cerr Hali. Tekili: مُذَبْذَبٌ
4:143 | مُذَبْذَبِينَ بَيْنَ ذَٰلِكَ لَا إِلَىٰ هَٰؤُلَاءِ وَلَا إِلَىٰ هَٰؤُلَاءِ |
Diyanet Meali: | Onlar küfür ile iman arasında bocalayıp dururlar. Ne bunlara (mü’minlere) ne de şunlara (kâfirlere) bağlanırlar. |