ز ر ع

KÖK HARFLER: ز ر ع

ANLAM: 

زَرَعَ : Tohum atmak. Toprağı sabanla, pullukla sürmek; ekip biçmek.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


TürAdetAnlamÖrnekAçıklama
زَرَعَfiil-I2Tohum saçtı, ekin ekti56/64
زَارِعٌisim2Tohum saçan, eken 56/64Kırık çoğul: زُرَّاعٌ
زَرْعٌisim10Ekin, toprağı sürülüp ekilmiş nebat16/11Çoğulu: زُرُوعٌ

Toplam14


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

  • زَرَعَ
    • أَنْبَتَ > bak: ن ب ت
    • حَرَثَ > bak: ح ر ث
    • بَزَرَ
    • شَتَلَ
    • غَرَسَ
  • زَرْعٌ
  • زَارِعٌ
    • فَلَّاحٌ > bak: ف ل ح
    • مُزَارِعٌ > bu kök

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Zer’ زَرْع Ekin. Ekilmiş ekin. Ekme. Tohum saçmak.
Zürû’ زُرُوع Ekili tarlalar.
Zâri’ زَارِع Ekin eken. Çiftçi. Çoğul: Zürrâ’
Zerrâ’ زَرَّاع Çiftçi.
Zer’iyyât زَرْعِيَّات Ekim işleri.
Zirâat زِرَاعَة Çiftçilik, ekincilik.
Zirâî زِرَاعِي Çiftçiliğe ait.
Mezra’ مَزْرَع Ekime elverişli, ekilecek tarla veya yer, ekenek.
Müzerri’ مُزَرِّع Tohum eken makine.
İzdirâ’ اِزْدِرَاع Ekin ekme, ziraat yapma.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

زَرَعَ : Fiil-I.

12:47 قَالَ تَزْرَعُونَ سَبْعَ سِنِينَ دَأَبًا
Diyanet Meali: Yûsuf dedi ki: “Yedi yıl âdetiniz üzere ekin ekeceksiniz..”
56:64 أَأَنْتُمْ تَزْرَعُونَهُ أَمْ نَحْنُ الزَّارِعُونَ
Diyanet Meali: Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz? *

زَارِعُونَ : İsim. İsm-i Fâil. Kurallı Erkek Çoğul. Tekili: زَارِعٌ 

56:64 أَأَنْتُمْ تَزْرَعُونَهُ أَمْ نَحْنُ الزَّارِعُونَ
Diyanet Meali: Onu siz mi bitiriyorsunuz, yoksa bitiren biz miyiz? *

زُرَّاعٌ : İsim. İsm-i Fâil. Kırık Çoğul. Tekili: زَارِعٌ

48:29 فَاسْتَوَىٰ عَلَىٰ سُوقِهِ يُعْجِبُ الزُّرَّاعَ لِيَغِيظَ بِهِمُ الْكُفَّارَ
Diyanet Meali: Gövdesi üzerine dikilmiş, ziraatçıların hoşuna giden (bir ekin gibidirler). Allah, kendileri sebebiyle inkârcıları öfkelendirmek için onları böyle sağlam ve dirençli kılar.   

زَرْعٌ : İsim. Çoğulu: زُرُوعٌ

6:141 وَهُوَ الَّذِي أَنْشَأَ جَنَّاتٍ مَعْرُوشَاتٍ وَغَيْرَ مَعْرُوشَاتٍ وَالنَّخْلَ وَالزَّرْعَ مُخْتَلِفًا أُكُلُهُ
Diyanet Meali: O, çardaklı-çardaksız olarak bahçeleri, ürünleri, çeşit çeşit hurmalıkları ve ekinleri yaratandır.
13:4 وَفِي الْأَرْضِ قِطَعٌ مُتَجَاوِرَاتٌ وَجَنَّاتٌ مِنْ أَعْنَابٍ وَزَرْعٌ وَنَخِيلٌ
Diyanet Meali: Yeryüzünde birbirine komşu kara parçaları, üzüm bağları, ekinler; hurma ağaçları vardır.
14:37 رَبَّنَا إِنِّي أَسْكَنْتُ مِنْ ذُرِّيَّتِي بِوَادٍ غَيْرِ ذِي زَرْعٍ
Diyanet Meali: “Rabbimiz! Ben çocuklarımdan bazısını ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim.”
16:11 يُنْبِتُ لَكُمْ بِهِ الزَّرْعَ وَالزَّيْتُونَ وَالنَّخِيلَ وَالْأَعْنَابَ
Diyanet Meali: Allah o su ile size; ekin, zeytin, hurma ağaçları, üzümler … bitirir. 
18:32 وَحَفَفْنَاهُمَا بِنَخْلٍ وَجَعَلْنَا بَيْنَهُمَا زَرْعًا
Diyanet Meali: (Bağların) çevresini hurmalarla donatmış, ikisinin arasına da bir ekinlik koymuştuk.
26:148 وَزُرُوعٍ وَنَخْلٍ طَلْعُهَا هَضِيمٌ
Diyanet Meali: Ekinlerde, meyveleri olgunlaşmış hurmalıklarda.. *
32:27 أَوَلَمْ يَرَوْا أَنَّا نَسُوقُ الْمَاءَ إِلَى الْأَرْضِ الْجُرُزِ فَنُخْرِجُ بِهِ زَرْعًا
Diyanet Meali: Görmediler mi ki, biz yağmuru kupkuru yere gönderip onunla ekinler çıkarırız.
39:21 ثُمَّ يُخْرِجُ بِهِ زَرْعًا مُخْتَلِفًا أَلْوَانُهُ ثُمَّ يَهِيجُ فَتَرَاهُ مُصْفَرًّا
Diyanet Meali: Sonra onunla renkleri çeşit çeşit ekinler çıkarıyor. Sonra ekinler kuruyor da onları sapsarı kesilmiş görüyorsun. 
44:26 وَزُرُوعٍ وَمَقَامٍ كَرِيمٍ
Diyanet Meali: Nice ekinler, nice güzel konaklar! *
48:29 وَمَثَلُهُمْ فِي الْإِنْجِيلِ كَزَرْعٍ أَخْرَجَ شَطْأَهُ
Diyanet Meali: İşte bu, onların (Tevrat’ta ve) İncil’de anlatılan durumlarıdır: Onlar filizini çıkarmış…