KÖK HARFLER: س ر ع
ANLAM:
سَرِعَ : Çabuk, hızlı, atik olmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
سَرِعَ (geniş zaman يَسْرَعُ) ve سَرُعَ (geniş zaman يَسْرُعُ mastar isim سُرْعَةٌ vb.):
سَرِعَ ve سَرُعَ : O kişi veya şey çabuk, hızlı, atikti ya da o hale geldi.
اَسْرَعَ فِى الْمَشْىِ : Koşar adım yürüdü; çabuk olmaya çalıştı ya da çabaladı. Bununla birlikte, اَسْرَعَ çabuk olma çabası ya da gösteriş, anlamına gelmektedir.
سُرْعٌ doğuştan gelen bir özelliği ifade etmektedir.
سَارَعَ اِلَى الشَّىْءِ : O şeye doğru hızlandı.
سَارَعَ فِى الْاَمْرِ : O işte çabaladı ya da çok çalıştı.
سَارَعُوا اِلَى كَذَا : Böyle bir şeye doğru hızlıca gitti, hızlandırmada veya o şeyi diğerlerinden önce elde etmek hususunda birbirleriyle yarışa girdiler.
مُسَارَعَةٌ : Bir şeyi diğerlerinden önce elde etme hususunda birbiriyle yarışma.
سَرِيعٌ : Çabuk; süratli; hızlı veya atik. Çoğulu: سِرَاعٌ
فَرَسٌ سَرِيعٌ : Atik bir at.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
Tür | Adet | Anlam | Örnek | |
سَارَعَ | fiil-III | 9 | Sürat gösterdi, çabucak yaptı, yuvarlandı | 5/62 |
اَسْرَعُ | isim | 2 | Çok süratli, en hızlı | 10/21 |
سَرِيعٌ | isim | 10 | Süratli, hızlı, çabuk | 13/41 |
سِرَاعٌ | isim | 2 | Süratli, hızlı, çabuk | 50/44 |
Toplam | 23 |
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- أَسْرَعَ
- سُرْعَةٌ
Zıt Manada Kelimeler
- أَسْرَعَ
- سُرْعَةٌ
AÇIKLAMA:
SÜR‘AT ile ‘ACELE kelimeleri arasındaki fark
( س ر ع – ع ج ل )
Sür’at, “öne geçilmesi gerektiğinde öne geçme” anlamına gelir ve bir övgü nitelemesidir. Zıddı olan ibtâ’ (yavaş hareket etme ve gecikme) ise bir yergi nitelemesidir. ‘Acele, “öne geçilmesi gerekli olmayan konularda öne geçmek” anlamına gelir ki, kötülenmiş bir niteliktir. Zıddı ise enât (ağır hareket etmek) kelimesidir ve bu da övülen bir niteliktir. (Farklar Sözlüğü 298) Bknz: ( ع ج ل )
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Serî’ | سَرِيع | Çabuk, hızlı. Az vakitte çok iş yapan. |
Sirâ’ | سِرَاع | Hızla gitmek, acele etmek. |
Esra’ | أَسْرَع | Daha çabuk. |
Sür’at | سُرْعَة | Hızlılık, çabukluk. |
Tesrî’ | تَسْرِيع | Çabuklaştırma, hızlandırma. |
Müsâraa | مُسَارَعَة | Acele etmek. |
İsrâ’ | إِسْرَاع | Hızlandırmak. Sür’atlendirmek. |
Müsri’ | مُسْرِع | Sür’at ve hız veren, acele ettiren. |
Mütesâri’ | مُتَسَارِع | Çabucak. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
سَارَعَ : Fiil-III.
3:114 | وَيُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَأُولَٰئِكَ مِنَ الصَّالِحِينَ |
Diyanet Meali: | Hayır işlerinde birbirleriyle yarışırlar. İşte onlar salihlerdendir. |
3:133 | وَسَارِعُوا إِلَىٰ مَغْفِرَةٍ مِنْ رَبِّكُمْ |
Diyanet Meali: | Rabbinizin bağışına koşun. |
3:176 | وَلَا يَحْزُنْكَ الَّذِينَ يُسَارِعُونَ فِي الْكُفْرِ |
Diyanet Meali: | Küfürde yarışanlar seni üzmesin. |
5:41 | يَا أَيُّهَا الرَّسُولُ لَا يَحْزُنْكَ الَّذِينَ يُسَارِعُونَ فِي الْكُفْرِ |
Diyanet Meali: | Ey Peygamber! Küfürde yarışanlar seni üzmesin. |
5:52 | فَتَرَى الَّذِينَ فِي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ يُسَارِعُونَ فِيهِمْ |
Diyanet Meali: | İşte kalplerinde bir hastalık (nifak) bulunanların, onların arasında koşup durduklarını görürsün. |
5:62 | وَتَرَىٰ كَثِيرًا مِنْهُمْ يُسَارِعُونَ فِي الْإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ |
Diyanet Meali: | Onlardan çoğunun günahta, düşmanlıkta, haram yemede birbirleriyle yarıştıklarını görürsün. |
21:90 | إِنَّهُمْ كَانُوا يُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَيَدْعُونَنَا رَغَبًا وَرَهَبًا |
Diyanet Meali: | Onlar gerçekten hayır işlerinde yarışırlar, (rahmetimizi) umarak ve (azabımızdan) korkarak bize dua ederlerdi. |
23:56 | نُسَارِعُ لَهُمْ فِي الْخَيْرَاتِ |
Diyanet Meali: | Onların iyiliğine koştuğumuzu mu sanıyorlar? |
23:61 | أُولَٰئِكَ يُسَارِعُونَ فِي الْخَيْرَاتِ وَهُمْ لَهَا سَابِقُونَ |
Diyanet Meali: | İşte bunlar hayır işlerine koşuşurlar ve o uğurda öne geçerler. * |
اَسْرَعُ : İsim.
6:62 | أَلَا لَهُ الْحُكْمُ وَهُوَ أَسْرَعُ الْحَاسِبِينَ |
Diyanet Meali: | İyi bilin ki hüküm yalnız O’nundur. O, hesap görenlerin en çabuğudur. |
10:21 | قُلِ اللَّهُ أَسْرَعُ مَكْرًا إِنَّ رُسُلَنَا يَكْتُبُونَ مَا تَمْكُرُونَ |
Diyanet Meali: | De ki: “Allah, daha çabuk tuzak kurar.” Şüphesiz elçilerimiz (melekler) kurmakta olduğunuz tuzakları yazıyorlar. |
سَرِيعٌ : İsim.
2:202 | أُولَٰئِكَ لَهُمْ نَصِيبٌ مِمَّا كَسَبُوا وَاللَّهُ سَرِيعُ الْحِسَابِ |
Diyanet Meali: | İşte onlara kazandıklarından bir nasip vardır. Allah, hesabı pek çabuk görendir. * |
3:19 | وَمَنْ يَكْفُرْ بِآيَاتِ اللَّهِ فَإِنَّ اللَّهَ سَرِيعُ الْحِسَابِ |
Diyanet Meali: | Kim Allah’ın âyetlerini inkâr ederse, bilsin ki Allah hesabı çok çabuk görendir. |
3:199 | أُولَٰئِكَ لَهُمْ أَجْرُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ إِنَّ اللَّهَ سَرِيعُ الْحِسَابِ |
Diyanet Meali: | Onlar var ya, işte onların, Rableri katında mükâfatları vardır. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir. |
5:4 | وَاذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ عَلَيْهِ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنَّ اللَّهَ سَرِيعُ الْحِسَابِ |
Diyanet Meali: | Onu (av için) salarken üzerine Allah’ın adını anın (besmele çekin). Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir. |
6:165 | إِنَّ رَبَّكَ سَرِيعُ الْعِقَابِ وَإِنَّهُ لَغَفُورٌ رَحِيمٌ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz Rabbin, cezası çabuk olandır. Şüphe yok ki O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. |
7:167 | إِنَّ رَبَّكَ لَسَرِيعُ الْعِقَابِ وَإِنَّهُ لَغَفُورٌ رَحِيمٌ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz Rabbin, elbette cezayı çabuk verendir. Şüphesiz O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. |
13:41 | وَاللَّهُ يَحْكُمُ لَا مُعَقِّبَ لِحُكْمِهِ وَهُوَ سَرِيعُ الْحِسَابِ |
Diyanet Meali: | Allah, hükmeder. O’nun hükmünü bozacak hiçbir kimse yoktur. O, hesabı çabuk görendir. |
40:17 | لَا ظُلْمَ الْيَوْمَ إِنَّ اللَّهَ سَرِيعُ الْحِسَابِ |
Diyanet Meali: | Bugün asla zulüm yoktur. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir. |
14:51 | لِيَجْزِيَ اللَّهُ كُلَّ نَفْسٍ مَا كَسَبَتْ إِنَّ اللَّهَ سَرِيعُ الْحِسَابِ |
Diyanet Meali: | Allah, herkese kazandığının karşılığını vermek için böyle yapar. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir. * |
24:39 | وَوَجَدَ اللَّهَ عِنْدَهُ فَوَفَّاهُ حِسَابَهُ وَاللَّهُ سَرِيعُ الْحِسَابِ |
Diyanet Meali: | Ancak Allah’ı yanında bulur da Allah onun hesabını tastamam görür. Allah, hesabı çabuk görendir. |
سِرَاعٌ : İsim. Masdar. Mufâale Bâbı (III. Bâb).
50:44 | يَوْمَ تَشَقَّقُ الْأَرْضُ عَنْهُمْ سِرَاعًا ذَٰلِكَ حَشْرٌ عَلَيْنَا يَسِيرٌ |
Diyanet Meali: | O gün yer, onların üzerinden süratle yarılıp açılır. Bu, (hesap için) bir toplamadır, bize göre kolaydır. * |
70:43 | يَوْمَ يَخْرُجُونَ مِنَ الْأَجْدَاثِ سِرَاعًا |
Diyanet Meali: | Mezarlarından süratle çıkacakları o günü hatırla! |