KÖK HARFLER: س ك ر
ANLAM:
سَكِرَ : Şaraptan dolayı sarhoş olmak, kendinden geçmek.
AÇIKLAMA:
سُكْرٌ : Kişiyle aklı arasında bir engel olarak giren hâlet. Daha çok “sarhoş edici içeceklerle” ilgili kullanılır. Ayrıca bazen bu hâlet, öfkeden ve aşktan da kaynaklanır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: وَجَاءتْ سَكْرَةُ الْمَوْتِ : Ölüm sekerâtı/sarhoşluğu geldi (50/19).
سَكَرٌ kelimesi سُكْرٌ’a (sarhoşluğa) neden olan şeyin” adıdır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: تَتَّخِذُونَ مِنْهُ سَكَرًا وَرِزْقًا حَسَنًا : Ondan hem seker/içki hem de güzel gıdalar edinirsiniz (16/67).
سَكْرٌ : Suyu hapsetmek, tutmak. Bu kullanımda, “kişiyle aklı arasına giren set, engel” göz önünde bulundurulmuştur.
سِكْرٌ : Set çekilmiş yer, su bendi.
Yüce Allah’ın şu sözüne gelince: إِنَّمَا سُكِّرَتْ أَبْصَارُنَا : Gözlerimiz döndürüldü (15/15). Buradaki سُكِّرَتْ fiili,
- Bir görüşe göre سَكْرٌ kökünden gelir,
- Başka bir görüşe göre ise, سُكْرٌ kökünden gelir.
لَيْلَةٌ سَاكِرَةٌ : Sakin, rüzgarsız gece. “سُكْرٌ (sarhoşluk) sonucunda kişiye arız olan sükûnet hali” göz önünde bulundurularak böyle adlandırılmıştır. (Müfredât)
DİĞER BAZI TÜREVLER:
سَكِرَ (geniş zaman يَسْكَرُ mastar isim سَكَرٌ ve سَكْرٌ ve سَكْرَانٌ):
سَكِرَ مِنَ الشَّرَابِ : Şarap içtiğinden dolayı sarhoştu veya kendinden geçmişti ya da o hale geldi.
سَكِرَ عَلَىَّ فُلَانٌ : Falanca biri bana karşı son derece kızgındı ya da o hale geldi.
سَكَّرَ الْاِنَاءَ : Kabı doldurdu.
سَكَرَ الْبَابَ : Kapıyı kapattı.
سَكَرَتِ الرِّيحُ : Rüzgar durgunlaştı.
سَكَرَتِ الْحَرُّ : Sıcaklık dindi.
سَكَّرَهُ : Onu boğazladı.
سَكَرَهُ الشَّرَابُ : Şarap onu sarhoş etti.
سَكَرٌ : Şarap; sert içki; sertleştiğinde taze, olgun hurmaların sıkılmış suyu.
سَكْرَةٌ : Alkol koması (سَكَرَاتٌ çoğul hali) ; gençleri etkisi altına alan aşırı bir mutluluk hissi; bir sinir krizi.
سَكْرَةُ الْهَمِّ : Telaş sonrası aşırı veya ağır hissiyat.
سُكْرَانٌ (çoğul hali سُكَارَى ) : Sarhoş olmuş; kendinden geçmiş; sarhoş.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
|
| Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama |
| سَكَّرَ | fiil-II | 1 | Kabı doldurdu. سُكِّرَ البَصَرُ : Göz kapatıldı. Göze perde çekildi, göz boyandı. | 15/15 | Meçhul: سُكِّرَ |
| سُكَارَى | isim | 3 | Sarhoş (Çoğul) | 4/43 | Tekili: سَكْرَانٌ |
| سَكَرٌ | isim | 1 | Sarhoşluk verici madde | 16/67 |
|
| سَكْرَةٌ | isim | 2 | Sarhoşluk, baygınlık, dalgınlık. | 50/19 |
|
|
| Toplam | 7 |
|
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- سَكِرَ
- ثَمِلَ
- إِنْتَشَى
- عَرْبَدَ
- سَكَّرَ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
| Sekr (Sekir) | سَكْر | Sarhoşluk. |
|
| Sekre | سَكْرَة | Sarhoşluk. |
|
| Sekrân | سَكْرَان | Sarhoş. | Çoğul: Sükârâ |
| Teskîr | تَسْكِير | Sarhoş etme. |
|
| İskâr | إِسْكَار | Sekir verme, sarhoş etme. |
|
| Müskir | مُسْكِر | Sarhoşluk veren. Sarhoş eden. |
|
| Müskirât | مُسْكِرَات | İçilmesi ve kullanılması Allah (C.C.) tarafından men’edilmiş sarhoşluk veren şeyler. |
|
| Tesâkür | تَسَاكُر | Sarhoş olmak. |
|
| Mütesekkir | مُتَسَكِّر | Sarhoş olan. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
سَكَّرَ : Fiil-II. Meçhulü: سُكِّرَ
| 15:15 | لَقَالُوا إِنَّمَا سُكِّرَتْ أَبْصَارُنَا بَلْ نَحْنُ قَوْمٌ مَسْحُورُونَ |
| Diyanet Meali: | “Gözlerimiz döndürüldü, biz herhâlde büyülenmiş bir toplumuz” derlerdi.* |
سُكَارَى : İsim. Çoğul. Tekili: سَكْرَانٌ
| 4:43 | لَا تَقْرَبُوا الصَّلَاةَ وَأَنْتُمْ سُكَارَىٰ حَتَّىٰ تَعْلَمُوا مَا تَقُولُونَ |
| Diyanet Meali: | Sarhoş iken ne söylediğinizi bilinceye kadar, namaza yaklaşmayın. |
| 22:2 | وَتَرَى النَّاسَ سُكَارَىٰ |
| Diyanet Meali: | İnsanları sarhoş görürsün. |
| 22:2 | وَمَا هُمْ بِسُكَارَىٰ وَلَٰكِنَّ عَذَابَ اللَّهِ شَدِيدٌ |
| Diyanet Meali: | Hâlbuki onlar sarhoş değillerdir. Ne var ki Allah’ın azabı çok şiddetlidir. |
سَكَرٌ : İsim.
| 16:67 | وَمِنْ ثَمَرَاتِ النَّخِيلِ وَالْأَعْنَابِ تَتَّخِذُونَ مِنْهُ سَكَرًا وَرِزْقًا حَسَنًا |
| Diyanet Meali: | Hurma ağaçlarının meyvelerinden ve üzümlerden hem içki, hem de güzel bir rızık edinirsiniz. |
سَكْرَةٌ : İsim.
| 15:72 | لَعَمْرُكَ إِنَّهُمْ لَفِي سَكْرَتِهِمْ يَعْمَهُونَ |
| Diyanet Meali: | (Melekler, Lût’a:) “Ömrüne andolsun ki onlar (şehvetten) gözleri dönmüş hâlde, sarhoşlukları içinde bocalayıp duruyorlar (Bu durumda asla seni dinlemezler)” dediler. * |
| 50:19 | وَجَاءَتْ سَكْرَةُ الْمَوْتِ بِالْحَقِّ ذَٰلِكَ مَا كُنْتَ مِنْهُ تَحِيدُ |
| Diyanet Meali: | Ölüm sarhoşluğu bir hakikat olarak insana gelir de ona, “İşte bu, senin öteden beri kaçıp durduğun şeydir” denir. * |