KÖK HARFLER: ش و ر
ANLAM:
شَارَ : Petekten bal toplamak, onu çıkarmak ve onu balmumundan ayrıştırmak. Gücünü ortaya koymak için çevikliğini göstermek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
شَارَ (geniş zaman يَشُورُ mastar isim شَوْرٌ):
اَشَارَ الْعَسَلَ veya شَارَ الْعَسَلَ : Petekten bal topladı ya da çıkardı ve onu balmumundan ayrıştırdı.
اَشَارَ الدَّابَّةَ veya شَارَ الدَّابَّةَ : Onun gerçek değerini bilmek için hayvanı sürdü.
شَارَ نَفْسَهُ : Gücünü ortaya koymak için çevikliğini gösterdi.
اَشَارَ اِلَيْهِ : Ona bir işaret yaptı; o kişi veya şeyi işaret etti, o şeyi gösterdi.
اَشَارَ عَلَيْهِ : İşi, hayra vesile olan tamamlama biçimini ona bilinir hale getirdi ve ona doğru olanın yolunu gösterdi.
شَاوَرَهُ فِى الْاَمْرِ : Ona danıştı ya da onunla görüş alışverişinde bulundu; işe dair fikrini veya tavsiyesini öğrenmek istedi; fikrini öğrenmek için o işi onunla tartıştı (mastar isimler مُشَاوَرَةٌ ve مَشْوَرَة).
تَشَاوَرُوا (mastar isimler مُشَاوَرَةٌ ve مَشْوَرَةٌ ve تَشَاوُرٌ ) : Birbirlerine danıştılar ya da karşılıklı olarak görüş alışverişinde bulundular; birbirlerinin fikrini görebilirler veya çıkarımda bulunabilirler ya da birbirlerinin görüşünü çıkarabilirler diye karşılıklı istişare ettiler.
مَشْوَرَةٌ ve شُورَى aynı şeyi ifade etmektedir: Başka birinin fikrini görebilmek için istişare, karşılıklı tartışma; nasihat veya öğüt; bir buyruk veya emir; çıkarma veya ortaya çıkarma.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
شَاوَرَ | fiil-III | 1 | Reyini aldı, müşâvere etti, danıştı | 3/159 |
أَشَارَ | fiil-IV | 1 | İşaret etti, gösterdi | 19/29 |
تَشَاوُرٌ | isim | 1 | Birbirine danışma | 2/233 |
شُورَى | isim | 1 | Şûra, müşâvere, danışma | 42/38 |
| Toplam | 4 |
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- شَاوَرَ (a)
- شَاوَرَ (b)
- نَصَحَ > bak: ن ص ح
- أَشَارَ
- مَشُورَةٌ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Şûrâ | شُورَى | Konuşma yeri, istişare meclisi. |
|
Şavır | شَوِر | Duyuru. |
|
Meşveret | مَشْوَرَة | Danışma. Konuşup anlaşma. Fikir edinmek için konuşup görüşme. Görüşme meclisi. |
|
Teşvîr | تَشْوِير | Satılık malı gösterme. |
|
Müşâvere | مُشَاوَرَة | İstişare etme. |
|
Müşâvir | مُشَاوِر | İstişare olunacak kimse, kendisine danışılan kişi. |
|
İşâret | إِشَارَة | Anlam yükletilen şey, anlamlı iz, im. | Çoğul: İşârât |
Müşîr | مُشِير | 1. haber veren, bildiren. 2. Emir ve işaret eden. 3. Mareşal. |
|
Teşâvür | تَشَاوُر | Danışma, müşavere etme. |
|
Müteşâvir | مُتَشَاوِر | Birbirine danışan, müşavere eden. |
|
İstişâre | اِسْتِشَارَة | Danışma. | Çoğul: İstişârât |
Müsteşâr | مُسْتَشَار | Kendisinden bilgi alınan, kendisine danışılan kimse. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
شَاوَرَ : Fiil-III.
3:159 |
فَاعْفُ عَنْهُمْ وَاسْتَغْفِرْ لَهُمْ وَشَاوِرْهُمْ فِي الْأَمْرِ
|
Diyanet Meali: | Artık sen onları affet. Onlar için Allah’tan bağışlama dile. İş konusunda onlarla müşavere et. |
أَشَارَ : Fiil-IV.
19:29 |
فَأَشَارَتْ إِلَيْهِ قَالُوا كَيْفَ نُكَلِّمُ مَنْ كَانَ فِي الْمَهْدِ صَبِيًّا
|
Diyanet Meali: | Bunun üzerine (Meryem, çocukla konuşun diye) ona işaret etti. “Beşikteki bir bebekle nasıl konuşuruz?” dediler. * |
تَشَاوُرٌ : İsim. Masdar. Tefâul Bâbı (VI. Bâb).
2:233 |
فَإِنْ أَرَادَا فِصَالًا عَنْ تَرَاضٍ مِنْهُمَا وَتَشَاوُرٍ فَلَا جُنَاحَ عَلَيْهِمَا
|
Diyanet Meali: | Eğer (anne ve baba) kendi aralarında danışıp anlaşarak (iki yıl dolmadan) çocuğu sütten kesmek isterlerse, onlara günah yoktur. |
شُورَى : İsim.
42:38 |
وَأَمْرُهُمْ شُورَىٰ بَيْنَهُمْ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَ
|
Diyanet Meali: | İşleri, aralarında şûrâ (danışma) ile olanlar, kendilerine verdiğimiz rızıktan Allah yolunda harcayanlar… |