KÖK HARFLER: ث ع ب
ANLAM:
ثَعَبَ : Açığa vurmak. Suyu akıtmak.
AÇIKLAMA:
Büyük yılan anlamındaki “sü’bân” kelimesi, “suyun akacağı yeri yardım ve akıttım, o da aktı” anlamındaki kök manaya dayanmaktadır. (Müfredât) Yılanın bir su gibi akarak gitmesinden dolayı bu hayvana isim olmuştur.
DİĞER BAZI TÜREVLER:
ثَعَبَ (geniş zamanlı يَثْعَبُ mastar isim ثَعْبًا):
ثَعَبَهُ: Onu açığa vurdu.
ثَعَبَ الْمَاءَ : Suyu akıttı.
ثُعْبَانٌ : Uzun bir yılan türü; erkek ve dişi, ancak bilhassa erkek için kullanılır; büyük veya küçük, dişi veya erkek olsun genel anlamı yılandır.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
ثُعْبَانٌ | isim | 2 | Yılan, ejderha | 7/107 |
| Toplam | 2 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Sü’bân | ثُعْبَان | Büyük yılan. | Çoğul: Saâbîn |
Sâib | ثَاعِب | Yağmur getiren bora. |
|
Mesab | مَثْعَب | Rücu edecek, geri dönecek yer. Kuyu ağzında su çeken kimsenin durduğu yer. Havuz ortası. Suyun biriktiği yer. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
ثُعْبَانٌ : İsim.
7:107 | فَأَلْقَىٰ عَصَاهُ فَإِذَا هِيَ ثُعْبَانٌ مُبِينٌ |
Diyanet Meali: | Bunun üzerine Mûsâ, asasını yere attı. Bir de ne görsünler, apaçık bir ejderha. * |
26:32 | فَأَلْقَىٰ عَصَاهُ فَإِذَا هِيَ ثُعْبَانٌ مُبِينٌ |
Diyanet Meali: | Bunun üzerine Mûsâ, asasını attı, bir de ne görsünler, asa açıkça kocaman bir yılan olmuş. * |