ن س و

KÖK HARFLER:  ن س و

ANLAM: 

نِسَاء : Kadınlar. اِمْرَاَةٌ ve نِسْوَةٌ kelimelerinin çoğul halidir.

AÇIKLAMA:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


TürAdetAnlamÖrnekAçıklama
نِسْوَةٌ – نِسَاءُisim59Kadınlar (çoğul)4/1Bu kelimenin aynı kökten tekili yoktur

Toplam59


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

  • نِسَاءٌ
    • إِنَاثٌ > bak: أ ن ث
    • نُسْوَةٌ > bu kök

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Nisâ’ نِسَاء Kadınlar.
Nisve نِسْوَة Kadınlar.
Nisvân نِسْوَان Kadınlar. Nisalar.
Nisâiyye نِسَائِيَّة Tıbbiyede kadın hastalıkları.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

نِسْوَةٌ – نِسَاءُ : İsim. Çoğul. (Bu kelimelerin aynı kökten tekili yoktur.)

2:49يُذَبِّحُونَ أَبْنَاءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَاءَكُمْ
Diyanet Meali:(Hani, sizi azabın en kötüsüne uğratan), kadınlarınızı sağ bırakıp, oğullarınızı boğazlayan (Firavun ailesinden kurtarmıştık).
2:187أُحِلَّ لَكُمْ لَيْلَةَ الصِّيَامِ الرَّفَثُ إِلَىٰ نِسَائِكُمْ
Diyanet Meali:Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı.
2:222قُلْ هُوَ أَذًى فَاعْتَزِلُوا النِّسَاءَ فِي الْمَحِيضِ
Diyanet Meali:De ki: “O bir ezadır (rahatsızlıktır). Ay hâlinde kadınlardan uzak durun.”
2:223نِسَاؤُكُمْ حَرْثٌ لَكُمْ فَأْتُوا حَرْثَكُمْ أَنَّىٰ شِئْتُمْ
Diyanet Meali:Kadınlarınız sizin ekinliğinizdir. Ekinliğinize dilediğiniz biçimde varın.
2:226لِلَّذِينَ يُؤْلُونَ مِنْ نِسَائِهِمْ تَرَبُّصُ أَرْبَعَةِ أَشْهُرٍ
Diyanet Meali:Eşlerine yaklaşmamağa yemin edenler için dört ay bekleme süresi vardır.
2:231وَإِذَا طَلَّقْتُمُ النِّسَاءَ فَبَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَأَمْسِكُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ
Diyanet Meali:Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme sürelerini bitirdikleri zaman, ya onları iyilikle tutun (yahut iyilikle bırakın).
2:232وَإِذَا طَلَّقْتُمُ النِّسَاءَ فَبَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَلَا تَعْضُلُوهُنَّ
Diyanet Meali:Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme sürelerini bitirdikleri zaman (kendi aralarında aklın ve dinin gereklerine uygun olarak güzellikle anlaştıkları takdirde, eşleriyle yeniden evlenmelerine) engel olmayın.
2:235وَلَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ فِيمَا عَرَّضْتُمْ بِهِ مِنْ خِطْبَةِ النِّسَاءِ
Diyanet Meali:(Vefat iddeti beklemekte olan) kadınlara kendileri ile evlenmek istediğinizi üstü kapalı olarak anlatmanızda (veya bu isteğinizi içinizde saklamanızda) sizin için bir günah yoktur.
2:236لَا جُنَاحَ عَلَيْكُمْ إِنْ طَلَّقْتُمُ النِّسَاءَ مَا لَمْ تَمَسُّوهُنَّ
Diyanet Meali:Kendilerine el sürmeden (ya da mehir belirlemeden) kadınları boşarsanız size bir günah yoktur.
3:14زُيِّنَ لِلنَّاسِ حُبُّ الشَّهَوَاتِ مِنَ النِّسَاءِ وَالْبَنِينَ
Diyanet Meali:Kadınlar, oğullar … gibi nefsin şiddetle arzuladığı şeyler insana süslü gösterildi.
3:42إِنَّ اللَّهَ اصْطَفَاكِ وَطَهَّرَكِ وَاصْطَفَاكِ عَلَىٰ نِسَاءِ الْعَالَمِينَ
Diyanet Meali:“Allah, seni seçti. Seni tertemiz yaptı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı.”
3:61فَقُلْ تَعَالَوْا نَدْعُ أَبْنَاءَنَا وَأَبْنَاءَكُمْ وَنِسَاءَنَا وَنِسَاءَكُمْ
Diyanet Meali:De ki: “Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım…”
3:61فَقُلْ تَعَالَوْا نَدْعُ أَبْنَاءَنَا وَأَبْنَاءَكُمْ وَنِسَاءَنَا وَنِسَاءَكُمْ
Diyanet Meali:De ki: “Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı çağıralım…”
4:1وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالًا كَثِيرًا وَنِسَاءً
Diyanet Meali:(Ey insanlar! Sizi bir tek nefisten yaratan) ve ondan da  eşini yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayan (Rabbinize karşı gelmekten sakının).
4:3وَإِنْ خِفْتُمْ أَلَّا تُقْسِطُوا فِي الْيَتَامَىٰ فَانْكِحُوا مَا طَابَ لَكُمْ مِنَ النِّسَاءِ
Diyanet Meali:Eğer, (velisi olduğunuz) yetim kızlar (ile evlenip onlar) hakkında adaletsizlik etmekten korkarsanız, (onları değil), size helâl olan (başka) kadınlardan (ikişer, üçer, dörder olmak üzere) nikâhlayın.
4:4وَآتُوا النِّسَاءَ صَدُقَاتِهِنَّ نِحْلَةً
Diyanet Meali:Kadınlara mehirlerini (bir görev olarak) gönül hoşluğuyla verin.
4:7وَلِلنِّسَاءِ نَصِيبٌ مِمَّا تَرَكَ الْوَالِدَانِ وَالْأَقْرَبُون
Diyanet Meali:Ana, baba ve akrabaların bıraktıklarından kadınlara da bir pay vardır.
4:11فَإِنْ كُنَّ نِسَاءً فَوْقَ اثْنَتَيْنِ فَلَهُنَّ ثُلُثَا مَا تَرَكَ
Diyanet Meali:(Çocuklar sadece) ikiden fazla kız iseler, (ölenin geriye) bıraktığının üçte ikisi onlarındır.
4:15وَاللَّاتِي يَأْتِينَ الْفَاحِشَةَ مِنْ نِسَائِكُمْ فَاسْتَشْهِدُوا عَلَيْهِنَّ أَرْبَعَةً مِنْكُمْ
Diyanet Meali:Kadınlarınızdan fuhuş (zina) yapanlara karşı içinizden dört şahit getirin.
4:19يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا يَحِلُّ لَكُمْ أَنْ تَرِثُوا النِّسَاءَ كَرْهًا
Diyanet Meali:Ey iman edenler! Kadınlara zorla mirasçı olmanız size helâl değildir.
4:22وَلَا تَنْكِحُوا مَا نَكَحَ آبَاؤُكُمْ مِنَ النِّسَاءِ إِلَّا مَا قَدْ سَلَفَ
Diyanet Meali:Geçmişte olanlar hariç, artık babalarınızın evlendiği kadınlarla evlenmeyin.
4:23وَأَخَوَاتُكُمْ مِنَ الرَّضَاعَةِ وَأُمَّهَاتُ نِسَائِكُمْ
Diyanet Meali:(Size şunlarla evlenmek haram kılındı:) … süt kız kardeşleriniz, karılarınızın anneleri…
4:23وَرَبَائِبُكُمُ اللَّاتِي فِي حُجُورِكُمْ مِنْ نِسَائِكُمُ اللَّاتِي دَخَلْتُمْ بِهِنَّ
Diyanet Meali:Kendileriyle zifafa girdiğiniz karılarınızdan olup, evlerinizde bulunan üvey kızlarınız…
4:24وَالْمُحْصَنَاتُ مِنَ النِّسَاءِ إِلَّا مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُكُمْ
Diyanet Meali:(Savaş esiri olarak) sahip olduklarınız hariç, evli kadınlar (da size) haram kılındı.
4:32لِلرِّجَالِ نَصِيبٌ مِمَّا اكْتَسَبُوا وَلِلنِّسَاءِ نَصِيبٌ مِمَّا اكْتَسَبْنَ
Diyanet Meali:Erkeklere kazandıklarından bir pay vardır. Kadınlara da kazandıklarından bir pay vardır.
4:34الرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاءِ بِمَا فَضَّلَ اللَّهُ بَعْضَهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ
Diyanet Meali:Erkekler, kadınların koruyup kollayıcılarıdırlar. Çünkü Allah, insanların kimini kiminden üstün kılmıştır.
4:43أَوْ لَامَسْتُمُ النِّسَاءَ فَلَمْ تَجِدُوا مَاءً فَتَيَمَّمُوا صَعِيدًا طَيِّبًا
Diyanet Meali:Ya da eşlerinizle cinsel ilişkide bulunup, su da bulamazsanız o zaman temiz bir toprağa yönelip, (niyet ederek onunla yüzlerinizi ve ellerinizi meshedin).
4:75وَمَا لَكُمْ لَا تُقَاتِلُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَالْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ
Diyanet Meali:Size ne oluyor da, Allah yolunda ve zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar (ve çocukların) uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?
4:98إِلَّا الْمُسْتَضْعَفِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالنِّسَاءِ وَالْوِلْدَانِ
Diyanet Meali:Ancak gerçekten zayıf ve güçsüz olan, (çaresiz kalan ve hicret etmeye yol bulamayan) erkekler, kadınlar ve çocuklar başkadır.
4:127وَيَسْتَفْتُونَكَ فِي النِّسَاءِ قُلِ اللَّهُ يُفْتِيكُمْ فِيهِنَّ
Diyanet Meali:Kadınlar hakkında senden fetva istiyorlar. De ki: “Onlar hakkında size fetvayı Allah veriyor.”
4:127وَمَا يُتْلَىٰ عَلَيْكُمْ فِي الْكِتَابِ فِي يَتَامَى النِّسَاءِ
Diyanet Meali:Kitapta, (kendilerine verilmesi farz kılınan mirası vermediğiniz ve evlenmek istediğiniz) yetim kızlara, (zavallı çocuklara ve yetimlere âdil davranmanıza) dair, size okunmakta olan âyetler de bunu açıklıyor.
4:129وَلَنْ تَسْتَطِيعُوا أَنْ تَعْدِلُوا بَيْنَ النِّسَاءِ وَلَوْ حَرَصْتُمْ
Diyanet Meali:Ne kadar uğraşırsanız uğraşın, kadınlar arasında adaleti yerine getiremezsiniz.
4:176وَإِنْ كَانُوا إِخْوَةً رِجَالًا وَنِسَاءً فَلِلذَّكَرِ مِثْلُ حَظِّ الْأُنْثَيَيْنِ
Diyanet Meali:Eğer kardeşler erkekli kızlı iseler, o zaman (bir) erkeğe, iki kızın hissesi kadar (pay) vardır.
5:6أَوْ لَامَسْتُمُ النِّسَاءَ فَلَمْ تَجِدُوا مَاءً فَتَيَمَّمُوا صَعِيدًا طَيِّبًا
Diyanet Meali:Veya kadınlara dokunur (cinsel ilişkide bulunur) da su bulamazsanız, o zaman temiz bir toprağa yönelin.
7:81إِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الرِّجَالَ شَهْوَةً مِنْ دُونِ النِّسَاءِ
Diyanet Meali:“Hakikaten siz kadınları bırakıp, şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz.”
7:127قَالَ سَنُقَتِّلُ أَبْنَاءَهُمْ وَنَسْتَحْيِي نِسَاءَهُمْ
Diyanet Meali:Firavun, “Biz onların oğullarını öldüreceğiz, kadınlarını sağ bırakacağız.” dedi.
7:141يُقَتِّلُونَ أَبْنَاءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَاءَكُمْ
Diyanet Meali:Oğullarınızı öldürüyor, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı.
12:30وَقَالَ نِسْوَةٌ فِي الْمَدِينَةِ امْرَأَتُ الْعَزِيزِ تُرَاوِدُ فَتَاهَا عَنْ نَفْسِهِ
Diyanet Meali:Şehirde birtakım kadınlar, “Aziz’in karısı, (hizmetçisi olan) delikanlısından murad almak istemiş.” dediler.
12:50ارْجِعْ إِلَىٰ رَبِّكَ فَاسْأَلْهُ مَا بَالُ النِّسْوَةِ اللَّاتِي قَطَّعْنَ أَيْدِيَهُنَّ
Diyanet Meali:“Efendine dön de, ellerini kesen o kadınların derdi ne idi, diye sor.”
14:6يَسُومُونَكُمْ سُوءَ الْعَذَابِ وَيُذَبِّحُونَ أَبْنَاءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَاءَكُمْ
Diyanet Meali:“Onlar sizi işkencenin en ağırına uğratıyorlar, oğullarınızı boğazlayıp kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı.”
24:31أَوْ بَنِي أَخَوَاتِهِنَّ أَوْ نِسَائِهِنَّ
Diyanet Meali:(Zinetlerini) … yahut kız kardeşlerinin oğullarından, yahut müslüman kadınlardan … (başkalarına göstermesinler).
24:31أَوِ الطِّفْلِ الَّذِينَ لَمْ يَظْهَرُوا عَلَىٰ عَوْرَاتِ النِّسَاءِ
Diyanet Meali:Yahut da henüz kadınların mahrem yerlerine vakıf olmayan erkek çocuklardan (başkalarına göstermesinler).
24:60وَالْقَوَاعِدُ مِنَ النِّسَاءِ اللَّاتِي لَا يَرْجُونَ نِكَاحًا
Diyanet Meali:Artık evlenme ümidi beslemeyen, hayızdan ve doğumdan kesilmiş yaşlı kadınların (zinetlerini göstermeksizin dış elbiselerini çıkarmalarında kendileri için bir günah yoktur).
27:55أَئِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الرِّجَالَ شَهْوَةً مِنْ دُونِ النِّسَاءِ
Diyanet Meali:“Siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere mi varıyorsunuz?”
28:4يَسْتَضْعِفُ طَائِفَةً مِنْهُمْ يُذَبِّحُ أَبْنَاءَهُمْ وَيَسْتَحْيِي نِسَاءَهُمْ
Diyanet Meali:(Şüphe yok ki, Firavun yeryüzünde (ülkesinde) büyüklük taslamış  ve ora halkını sınıflara ayırmıştı). Onlardan bir kesimi eziyor, oğullarını boğazlıyor, kadınlarını ise sağ bırakıyordu.
33:30يَا نِسَاءَ النَّبِيِّ مَنْ يَأْتِ مِنْكُنَّ بِفَاحِشَةٍ مُبَيِّنَةٍ يُضَاعَفْ لَهَا الْعَذَابُ ضِعْفَيْنِ
Diyanet Meali:Ey Peygamber’in hanımları! İçinizden kim apaçık bir çirkinlik yaparsa, onun cezası iki kat verilir.
33:32يَا نِسَاءَ النَّبِيِّ
Diyanet Meali:Ey Peygamber’in hanımları!
33:32لَسْتُنَّ كَأَحَدٍ مِنَ النِّسَاءِ
Diyanet Meali:Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz.
33:52لَا يَحِلُّ لَكَ النِّسَاءُ مِنْ بَعْدُ وَلَا أَنْ تَبَدَّلَ بِهِنَّ مِنْ اَزْوَاجٍ
Diyanet Meali:Bundan sonra, (güzellikleri hoşuna gitse bile) başka kadınlarla evlenmek, eşlerini boşayıp başka eşler almak sana helâl değildir.
33:55وَلَا أَبْنَاءِ أَخَوَاتِهِنَّ وَلَا نِسَائِهِنَّ وَلَا مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُنَّ
Diyanet Meali:(Peygamberin hanımlarına), … kız kardeşlerinin oğullarından, mü’min kadınlardan ve sahip oldukları cariyelerden ötürü (bir günah yoktur).
33:59يَا أَيُّهَا النَّبِيُّ قُلْ لِأَزْوَاجِكَ وَبَنَاتِكَ وَنِسَاءِ الْمُؤْمِنِينَ يُدْنِينَ عَلَيْهِنَّ مِنْ جَلَابِيبِهِنَّ
Diyanet Meali:Ey Peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve mü’minlerin kadınlarına söyle, bedenlerini örtecek elbiselerini giysinler.
40:25قَالُوا اقْتُلُوا أَبْنَاءَ الَّذِينَ آمَنُوا مَعَهُ وَاسْتَحْيُوا نِسَاءَهُمْ
Diyanet Meali:(Mûsâ onlara tarafımızdan gerçeği getirince), “Onunla beraber iman edenlerin oğullarını öldürün, kadınlarını sağ bırakın” dediler.
48:25وَلَوْلَا رِجَالٌ مُؤْمِنُونَ وَنِسَاءٌ مُؤْمِنَاتٌ لَمْ تَعْلَمُوهُمْ أَنْ تَطَئُوهُمْ
Diyanet Meali:Eğer, oradaki henüz tanımadığınız inanmış erkeklerle, inanmış kadınları (bilmeyerek) ezmeniz (ve böylece size bir eziyet  gelecek olmasaydı, Allah, Mekke’ye girmenize izin verirdi).
49:11لَا يَسْخَرْ قَوْمٌ مِنْ قَوْمٍ عَسَىٰ أَنْ يَكُونُوا خَيْرًا مِنْهُمْ وَلَا نِسَاءٌ
Diyanet Meali:Bir topluluk bir diğerini alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler. Kadınlar da (diğer kadınları alaya almasın).
49:11مِنْ نِسَاءٍ عَسَىٰ أَنْ يَكُنَّ خَيْرًا مِنْهُنَّ
Diyanet Meali:(Kadınlar da) diğer kadınları alaya almasın. Belki onlar kendilerinden daha iyidirler.
58:2الَّذِينَ يُظَاهِرُونَ مِنْكُمْ مِنْ نِسَائِهِمْ مَا هُنَّ أُمَّهَاتِهِمْ
Diyanet Meali:İçinizden kadınlarına zıhar  yapanlar bilsinler ki, o kadınlar onların anaları değildir.
58:3وَالَّذِينَ يُظَاهِرُونَ مِنْ نِسَائِهِمْ ثُمَّ يَعُودُونَ لِمَا قَالُوا فَتَحْرِيرُ رَقَبَةٍ مِنْ قَبْلِ أَنْ يَتَمَاسَّا
Diyanet Meali:Kadınlarından zıhar yaparak ayrılıp sonra da söylediklerinden dönecek olanlar, eşleriyle birbirlerine dokunmadan önce, bir köle azat etmelidirler.
65:1إِذَا طَلَّقْتُمُ النِّسَاءَ فَطَلِّقُوهُنَّ لِعِدَّتِهِنَّ وَأَحْصُوا الْعِدَّةَ
Diyanet Meali:Kadınları boşamak istediğinizde, onları iddetlerini dikkate alarak (temizlik hâlinde) boşayın ve iddeti sayın. 
65:4وَاللَّائِي يَئِسْنَ مِنَ الْمَحِيضِ مِنْ نِسَائِكُمْ إِنِ ارْتَبْتُمْ فَعِدَّتُهُنَّ ثَلَاثَةُ أَشْهُرٍ
Diyanet Meali:Kadınlarınızdan âdetten kesilmiş olanlarla, (henüz âdet görmeyenler) hususunda tereddüt ederseniz, onların bekleme süresi üç aydır.