أ ن ث

KÖK HARFLER:  أ ن ث

ANLAM: 

اَنُثَ : Dişi, kadınsı, yumuşak olmak.

AÇIKLAMA:

أُنْثَى (kadın) kelimesi, erkeğin karşıtıdır. Asıl itibariyle ayırımları cinsel organlarına göre yapılmaktadır. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: وَمَنْ يَعْمَلْ مِنَ الصَّالِحَاتَ مِنْ ذَكَرٍ أَوْ أُنثَى  Erkek veya kadından her kim inanarak salih amel işlerse.. (4/124). 

Bütün canlılarda, hayvanlarda, kadınlar erkeklerden zayıf olduğundan, bu kelimenin kullanımında zayıflık anlamı esas alınmış; işi, fiili etkisi zayıf olan şeylere أُنْثَى denmiştir. Bundan hareketle yumuşak demire حَديِدٌ أنيِثٌ denmiştir.

أَرْضٌ أَنِيثٌ : Düz ve toprağı yumuşak yer. Ya dişide bulunan kolaylık özelliği gözünle alınarak ya da dişçiye benzetilip arazinin veriminin iyi oluşu göz önüne alınarak böyle denir.

Lafızla ilgili hüküm verilirken, bazı nesneler erkeğe benzetildiğinden, onlar müzekker (eril) hükmünde kabul edilmiş, bazıları da dişiye benzetildiğinden, onlar da müennes (dişil) hükmünde kabul edilmiştir. يَدٌ el, أُذُن kulak kelimeleri gibi.

Yüce Allah’ın şu sözüne gelince: إِنْ يَدْعُونَ مِنْ دُونِهِ إِلاَّ إِنَاثاً Onlar (müşrikler) O’nu (Allah’ı) bırakıp da sadece dişilere tapıyorlar (4/117). Bazı müfessirler lafzın hükmünü esas alarak şöyle demişlerdir: اَلاَّتَ وَالْعُزَّى وَمَنَاةَ الثّالِثَةَ Lât, Uzzâ ve üçüncüsü Menât (53/Necm 19-20) âyetinde zikredildiği gibi onların taptıkları tanrılarının adları müennes olduğundan dolayı Yüce Allah burada إِنَاث lafzını kullanmıştır. 

Onlardan biri ise, -ki bence daha sahih olan da budur- anlamın hükmünü esas alarak şöyle demiştir. “Edilgen olan şeye” أَنِيثٌ denir. Buradan hareketle yumuşak demire de أَنِيثٌ denmiştir. Devamla şöyle demiştir:  Varlıklar, birbirlerine nispetle üç çeşittir: 1) Edilgen olmayıp yalnızca etkin olan. Böyle olan yalnızca Yüce Yaratıcı’dır. 2) Etkin olmayıp yalnızca edilgen olan. Bunlar da cansız varlıklardır. 3) Melekler, insanlar ve cinler gibi bir yönden edilgen, bir yönden de etkin olanlar. Bunlar Yüce Allah’a nispetle edilgendir. Kendi eserlerine nispetle de etkindir. Müşriklerin taptıkları tanrılar da etkin olmayıp edilgen olan cansızlar sınıfına dahil olduğundan dolayı, yüce Allah onları أُنْثَى olarak adlandırmıştır. Bu şekilde onlara tapanları delil yönünden susturmuştur.

Yüce Allah’ın: وَجَعَلُوا الْمَلائِكَةَ الَّذِينَ هُمْ عِبَادُ الرَّحْمَنِ إِنَاثاً Rahman’ın kulları olan melekleri dişiler yaptılar (43/19) sözü ise, “Melekler, Allah’ın kızlarıdır” diyenlerin inançlarına göre söylenmiştir.

DİĞER BAZI TÜREVLER:

اَنُثَ (geniş zaman يَاْنَثُ mastar isim اِنْثٌ): Dişi, kadınsı oldu veyahut o şey (demir) yumuşaktı ya da yumuşak oldu. 

اُنْثَى : Dişi; kadınsı; dişilik veya dişil cinsten. Aynı zamanda cansız şeyler; küçük yıldızlar anlamlarına da gelir (çoğul: اِنَاثٌ).

اِمْرَاَةٌ اُنْثَى : Dişil bir kadın,  mükemmel bir kadın.

مُؤَنَّثٌ : Kadınsı, (kadın gibi davranan) bir adam veya kadın gibi görünen bir erkek; dişil bir sözcük.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


TürAdetAnlamÖrnekAçıklama
أُنْثٰىisim30Dişi; kadınsı; dişilik; dişil cinsten2/178Çoğulu: إِنَاثٌ

Toplam30


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Mahreci Benzeyen Kökler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Ünsâ أُنْثٰى Dişi. Kadın, kız.
Çoğul: İnâs
İnâs إِنَاث Ünsiyet ettirme. Alıştırma.
Te’nîs تَأْنِيث Dişi kılma.
Teennüs تَأَنُّث Müennes olma. Kadınlaşma.
Müennes مُؤَنَّث Dişi.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

أُنْثٰى : İsim. Çoğulu: إِنَاثٌ

2:178 الْحُرُّ بِالْحُرِّ وَالْعَبْدُ بِالْعَبْدِ وَالْأُنْثَىٰ
Diyanet Meali: Hüre karşı hür, köleye karşı köle, (kadına karşı) kadın (kısas edilir).
2:178 بِالْأُنْثَىٰ فَمَنْ عُفِيَ لَهُ مِنْ أَخِيهِ شَيْءٌ فَاتِّبَاعٌ بِالْمَعْرُوفِ
Diyanet Meali: Kadına karşı (kadın kısas edilir). Ancak öldüren kimse, kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek gerekir.
3:36 فَلَمَّا وَضَعَتْهَا قَالَتْ رَبِّ إِنِّي وَضَعْتُهَا أُنْثَىٰ
Diyanet Meali: Onu doğurunca, “Rabbim!” dedi, “Onu kız doğurdum.”
3:36 وَلَيْسَ الذَّكَرُ كَالْأُنْثَىٰ
Diyanet Meali: “Erkek, kız gibi değildir.”
3:195 أَنِّي لَا أُضِيعُ عَمَلَ عَامِلٍ مِنْكُمْ مِنْ ذَكَرٍ أَوْ أُنْثَىٰ
Diyanet Meali: Rableri, onlara şu karşılığı verdi: “Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim.”
4:117  إِنْ يَدْعُونَ مِنْ دُونِهِ إِلَّا إِنَاثًا وَإِنْ يَدْعُونَ إِلَّا شَيْطَانًا مَرِيدًا
Diyanet Meali: Onlar, Allah’ı bırakıp ancak dişilere tapıyorlar.  Hâlbuki (aslında) azgın bir şeytana tapmaktadırlar. *
4:124 وَمَنْ يَعْمَلْ مِنَ الصَّالِحَاتِ مِنْ ذَكَرٍ أَوْ أُنْثَىٰ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَأُولَٰئِكَ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ
Diyanet Meali: Mü’min olarak, erkek veya kadın, her kim salih ameller işlerse, işte onlar cennete girerler.
13:8 اللَّهُ يَعْلَمُ مَا تَحْمِلُ كُلُّ أُنْثَىٰ وَمَا تَغِيضُ الْأَرْحَامُ وَمَا تَزْدَادُ
Diyanet Meali: Allah, her dişinin neye gebe olduğunu, rahimlerin artırdığı şeyi ve eksilttiği şeyi bilir.
16:58 وَإِذَا بُشِّرَ أَحَدُهُمْ بِالْأُنْثَىٰ ظَلَّ وَجْهُهُ مُسْوَدًّا وَهُوَ كَظِيمٌ
Diyanet Meali: Onlardan biri, kız ile müjdelendiği zaman içi öfke ile dolarak yüzü simsiyah kesilir! *
16:97 مَنْ عَمِلَ صَالِحًا مِنْ ذَكَرٍ أَوْ أُنْثَىٰ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَنُحْيِيَنَّهُ
Diyanet Meali: Erkek veya kadın, kim mü’min olarak iyi iş işlerse, elbette ona (hoş bir hayat) yaşatacağız.
17:40 أَفَأَصْفَاكُمْ رَبُّكُمْ بِالْبَنِينَ وَاتَّخَذَ مِنَ الْمَلَائِكَةِ إِنَاثًا
Diyanet Meali: Rabbiniz erkek çocukları size seçip ayırdı da kendisine meleklerden kız çocukları mı edindi?
35:11 وَمَا تَحْمِلُ مِنْ أُنْثَىٰ وَلَا تَضَعُ إِلَّا بِعِلْمِهِ
Diyanet Meali: Allah’ın ilmine dayanmadan hiçbir dişi ne hamile kalır, ne de doğurur.
37:150 أَمْ خَلَقْنَا الْمَلَائِكَةَ إِنَاثًا وَهُمْ شَاهِدُونَ
Diyanet Meali: Yoksa biz melekleri dişi olarak yaratmışız da onlar şahid mi bulunuyorlarmış? *
40:40 وَمَنْ عَمِلَ صَالِحًا مِنْ ذَكَرٍ أَوْ أُنْثَىٰ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَأُولَٰئِكَ يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ
Diyanet Meali: “Kadın veya erkek, kim, mü’min olarak salih bir amel işlerse, işte onlar cennete gireceklerdir.”
41:47 وَمَا تَحْمِلُ مِنْ أُنْثَىٰ وَلَا تَضَعُ إِلَّا بِعِلْمِهِ
Diyanet Meali: Dişi ancak O’nun bilgisi altında hamile kalır ve doğurur.
42:49 يَهَبُ لِمَنْ يَشَاءُ إِنَاثًا وَيَهَبُ لِمَنْ يَشَاءُ الذُّكُورَ
Diyanet Meali: Dilediğine kız çocukları, dilediğine erkek çocukları verir.
42:50 أَوْ يُزَوِّجُهُمْ ذُكْرَانًا وَإِنَاثًا وَيَجْعَلُ مَنْ يَشَاءُ عَقِيمًا
Diyanet Meali: Yahut o çocukları erkekler, dişiler olmak üzere çift verir, dilediği kimseyi de kısır yapar.
43:19 وَجَعَلُوا الْمَلَائِكَةَ الَّذِينَ هُمْ عِبَادُ الرَّحْمَٰنِ إِنَاثًا
Diyanet Meali: Onlar, Rahmân’ın kulları olan melekleri de dişi saydılar.
49:13 يَا أَيُّهَا النَّاسُ إِنَّا خَلَقْنَاكُمْ مِنْ ذَكَرٍ وَأُنْثَىٰ وَجَعَلْنَاكُمْ شُعُوبًا
Diyanet Meali: Ey insanlar! Şüphe yok ki, biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık ve (birbirinizi tanımanız için) sizi boylara (ve kabilelere) ayırdık.
53:21 أَلَكُمُ الذَّكَرُ وَلَهُ الْأُنْثَىٰ
Diyanet Meali: Erkek size de, dişi O’na mı? *
53:27 إِنَّ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْآخِرَةِ لَيُسَمُّونَ الْمَلَائِكَةَ تَسْمِيَةَ الْأُنْثَىٰ
Diyanet Meali: Şüphesiz ahirete iman etmeyenler, meleklere dişi isimleri veriyorlar. *
53:45 وَأَنَّهُ خَلَقَ الزَّوْجَيْنِ الذَّكَرَ وَالْأُنْثَىٰ
Diyanet Meali: Şüphesiz O, iki eşi, erkeği ve dişiyi … yaratmıştır. *
75:39 فَجَعَلَ مِنْهُ الزَّوْجَيْنِ الذَّكَرَ وَالْأُنْثَىٰ
Diyanet Meali: Nihayet ondan da erkek ve dişi iki eşi var etti. *
92:3 وَمَا خَلَقَ الذَّكَرَ وَالْأُنْثَىٰ
Diyanet Meali: Erkeği ve dişiyi yaratana andolsun ki, *

أُنثَيَيْنِ : İsim. İkili isim. Nasb / Cerr Hali. Tekili: أُنْثٰى

4:11 يُوصِيكُمُ اللَّهُ فِي أَوْلَادِكُمْ لِلذَّكَرِ مِثْلُ حَظِّ الْأُنْثَيَيْنِ
Diyanet Meali: Allah, size, çocuklarınız(ın alacağı miras) hakkında, erkeğe iki dişinin payı kadarını emreder. (Çocuklar sadece) ikiden fazla kız iseler, (ölenin geriye) bıraktığının üçte ik
4:176 وَإِنْ كَانُوا إِخْوَةً رِجَالًا وَنِسَاءً فَلِلذَّكَرِ مِثْلُ حَظِّ الْأُنْثَيَيْنِ
Diyanet Meali: Eğer kardeşler erkekli kızlı iseler, o zaman (bir) erkeğe, iki kızın hissesi kadar (pay) vardır.
6:143 قُلْ آلذَّكَرَيْنِ حَرَّمَ أَمِ الْأُنْثَيَيْنِ
Diyanet Meali: Ey Muhammed! De ki: “Allah iki erkeği mi haram kıldı, yoksa iki dişiyi mi?
6:143 أَمَّا اشْتَمَلَتْ عَلَيْهِ أَرْحَامُ الْأُنْثَيَيْنِ نَبِّئُونِي بِعِلْمٍ
Diyanet Meali: Yoksa iki dişinin rahimlerinde bulunan (yavru)ları mı? (Eğer doğru söyleyenler iseniz) bana bilerek haber verin.”
6:144 قُلْ آلذَّكَرَيْنِ حَرَّمَ أَمِ الْأُنْثَيَيْنِ
Diyanet Meali: De ki: “İki erkeği mi haram kıldı, iki dişiyi mi?
6:144 أَمَّا اشْتَمَلَتْ عَلَيْهِ أَرْحَامُ الْأُنْثَيَيْنِ
Diyanet Meali: Yoksa iki dişinin rahimlerinde bulunan (yavru)ları mı?