ل و م

KÖK HARFLER: ل و م

ANLAM: 

لَامَ : Birisini kınamak, tenkit etmek, azarlamak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek
لَامَ fiil-I 3 Kınadı 14/22
تَلاَوَمَ fiil-IV 1 Birbirini kınadı(lar) 68/30
لَوْمَةٌ isim 1 Kınama 5/54
لَائِمٌ isim 1 Kınayan 5/54
لَوَّامَةٌ isim 1 Çok kınayan 75/2
مُلِيمٌ isim 2 Kınanmayı hak eden 51/40
مَلُومٌ isim 5 Kınanan 17/29

Toplam 14

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Benzer Manada Kelimeler

  • لَوْمٌ
  • لَائِمٌ
    • مُعَاتِبٌ > bak: ع ت ب
    • لَوَّامٌ > bu kök
    • عَاذِلٌ
    • مُوَبِّخٌ

Zıt Manada Kelimeler

  • لَوْمٌ
  • لَائِمٌ

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Levm لَوْم Çekiştirmek. Birisinin yüzüne karşı kötü söz söylemek. Zemmetmek. Paylamak. Başa kakmak. Levm etmek
Levme لَوْمَة Kınanmaya ve çekiştirilmeğe sebep olacak şey.
Lâim(e) لَائِم Çekiştiren. Levmeden. Başkasını kötüleyen.  Çoğulu: Levâim
Leîm لَئِيم Alçak, aşağılık. Cimri.
Levvâme لَوَّامَة Parlayıcı, çekiştiren.
Melûm مَلُوم Azarlanmış, tahkir edilmiş, levmolunmuş.
Melâmet مَلَامَة Kınama, ayıplama, azarlama, çıkışma.
Telvîm تَلْوِيم Azarlama, azarlanma, paylama. Çoğulu: Telvîmât
Mülîm مُلِيم Kendini levmetmek.
Mülâm مُلَام Azarlama. Azar.
Telâvüm تَلَاوُم Birbirini çekiştirme.
Müstelîm مُسْتَلِيم Beğenilmeyecek iş gören.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

لَامَ : Fiil-I. 

12:32 قَالَتْ فَذَٰلِكُنَّ الَّذِي لُمْتُنَّنِي فِيهِ
Diyanet Meali: Bunun üzerine kadın onlara dedi ki: “İşte bu, beni hakkında kınadığınız kimsedir.”
14:22 فَلَا تَلُومُونِي وَلُومُوا أَنْفُسَكُمْ
Diyanet Meali: “O hâlde beni kınamayın, kendinizi kınayın.”
14:22 فَلَا تَلُومُونِي وَلُومُوا أَنْفُسَكُمْ
Diyanet Meali: “O hâlde beni kınamayın, kendinizi kınayın.”

تَلاَوَمَ :  Fiil-VI. 

68:30 فَأَقْبَلَ بَعْضُهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ يَتَلَاوَمُونَ
Diyanet Meali: Bunun üzerine birbirlerini kınamaya başladılar. *

لَوْمَةٌ: İsim. 

5:54 يُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَلَا يَخَافُونَ لَوْمَةَ لَائِمٍ
Diyanet Meali: Allah yolunda cihad ederler. (Bu yolda) hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar.

لَائِمٌ : İsim. İsm-i Fâil. 

5:54 يُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَلَا يَخَافُونَ لَوْمَةَ لَائِمٍ
Diyanet Meali: Allah yolunda cihad ederler. (Bu yolda) hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar.

لَوَّامَةٌ : İsim.

75:2 وَلَا أُقْسِمُ بِالنَّفْسِ اللَّوَّامَةِ
Diyanet Meali: (Kusurlarından dolayı kendini) kınayan nefse de yemin ederim (ki diriltilip hesaba çekileceksiniz). *

مُلِيمٌ : İsim. İsm-i Fâil. İf’âl Bâbı (IV. Bâb). 

37:142 فَالْتَقَمَهُ الْحُوتُ وَهُوَ مُلِيمٌ
Diyanet Meali: Böylece, Yûnus kendini kınayıp dururken balık onu yuttu. *
51:40 فَأَخَذْنَاهُ وَجُنُودَهُ فَنَبَذْنَاهُمْ فِي الْيَمِّ وَهُوَ مُلِيمٌ
Diyanet Meali: Bunun üzerine biz de kendisini ve ordularını yakalayıp denize attık. O ise (pişman olmuş), kendini kınıyordu. *

مَلُومٌ : İsim. İsm-i Mef’ûl. 

17:29 وَلَا تَبْسُطْهَا كُلَّ الْبَسْطِ فَتَقْعُدَ مَلُومًا مَحْسُورًا
Diyanet Meali: Büsbütün eli açık da olma. Sonra kınanır ve çaresiz kalırsın.
17:39 وَلَا تَجْعَلْ مَعَ اللَّهِ إِلَٰهًا آخَرَ فَتُلْقَىٰ فِي جَهَنَّمَ مَلُومًا مَدْحُورًا
Diyanet Meali: Allah ile birlikte başka ilâh edinme. Sonra kınanmış ve Allah’ın rahmetinden kovulmuş olarak cehenneme atılırsın.
23:6 إِلَّا عَلَىٰ أَزْوَاجِهِمْ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُمْ فَإِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُومِينَ
Diyanet Meali: Ancak eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun dışındadır. Onlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar. *
51:54 فَتَوَلَّ عَنْهُمْ فَمَا أَنْتَ بِمَلُومٍ
Diyanet Meali: Onun için, onlardan yüz çevir. Artık kınanacak değilsin. *
70:30 إِلَّا عَلَىٰ أَزْوَاجِهِمْ أَوْ مَا مَلَكَتْ أَيْمَانُهُمْ فَإِنَّهُمْ غَيْرُ مَلُومِينَ
Diyanet Meali: Ancak eşleri, yahut sahip oldukları cariyeleri başka. Çünkü onlar (eşleri ve cariyeleri ile olan ilişkileri konusunda) kınanmazlar. *