KÖK HARFLER: ل ب ب
ANLAM:
لَبَّ : [Esasen لَبِبَ] : Akıl ve zekaya sahip olmak. Bademi kırmak ve çekirdeğini çıkarmak. Bir şeye ve işe bağlı kalmak. Bir yerde durmak, ikamet etmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama |
أَلْبَابٌ | isim | 16 | Akıl (çoğul) | 65/10 | Tekili: لُبٌّ |
| Toplam | 16 |
|
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Benzer Manada Kelimeler
- لُبٌّ (a)
- لُبٌّ (b)
- لُبٌّ (c)
- نَوَاةٌ > bak: ن و ي
- بِزْرَةٌ
- لُبَابٌ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Lübb | لُبّ | İç. Öz. Her şeyin iyisi, hülasası. | Çoğulu: Lübûb, Elbâb |
Lebîb | لَبِيب | Akıllı. | Çoğulu: Elibbâ’ |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
أَلْبَابٌ : İsim. Çoğul. Tekili: لُبٌّ
2:179 | وَلَكُمْ فِي الْقِصَاصِ حَيَاةٌ يَا أُولِي الْأَلْبَابِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ |
Diyanet Meali: | Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki (bu hükme uyarak) korunursunuz. * |
2:197 | وَتَزَوَّدُوا فَإِنَّ خَيْرَ الزَّادِ التَّقْوَىٰ وَاتَّقُونِ يَا أُولِي الْأَلْبَابِ |
Diyanet Meali: | (Ahiret için) azık toplayın. Kuşkusuz, azığın en hayırlısı takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma)dır. Ey akıl sahipleri, bana karşı gelmekten sakının. |
2:269 | وَمَا يَذَّكَّرُ إِلَّا أُولُو الْأَلْبَابِ |
Diyanet Meali: | Bunu ancak akıl sahipleri anlar. |
3:7 | يَقُولُونَ آمَنَّا بِهِ كُلٌّ مِنْ عِنْدِ رَبِّنَا وَمَا يَذَّكَّرُ إِلَّا أُولُو الْأَلْبَابِ |
Diyanet Meali: | “Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır” derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar. |
3:190 | إِنَّ فِي خَلْقِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَاخْتِلَافِ اللَّيْلِ وَالنَّهَارِ لَآيَاتٍ لِأُولِي الْأَلْبَابِ |
Diyanet Meali: | Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için elbette ibretler vardır. * |
5:100 | فَاتَّقُوا اللَّهَ يَا أُولِي الْأَلْبَابِ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ |
Diyanet Meali: | Ey akıl sahipleri! Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz. |
12:111 | لَقَدْ كَانَ فِي قَصَصِهِمْ عِبْرَةٌ لِأُولِي الْأَلْبَابِ |
Diyanet Meali: | Andolsun ki, onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. |
13:19 | إِنَّمَا يَتَذَكَّرُ أُولُو الْأَلْبَابِ |
Diyanet Meali: | (Bunu) ancak akıl sahipleri anlar. |
14:52 | وَلِيَعْلَمُوا أَنَّمَا هُوَ إِلَٰهٌ وَاحِدٌ وَلِيَذَّكَّرَ أُولُو الْأَلْبَابِ |
Diyanet Meali: | Allah’ın ancak tek ilâh olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar (diye insanlara bir bildiridir). |
38:29 | لِيَدَّبَّرُوا آيَاتِهِ وَلِيَتَذَكَّرَ أُولُو الْأَلْبَابِ |
Diyanet Meali: | (Bu Kur’an), âyetlerini düşünsünler ve akıl sahipleri öğüt alsınlar diye (sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır). |
38:43 | وَمِثْلَهُمْ مَعَهُمْ رَحْمَةً مِنَّا وَذِكْرَىٰ لِأُولِي الْأَلْبَابِ |
Diyanet Meali: | Biz ona tarafımızdan bir rahmet ve akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere (ailesini) ve onlarla birlikte bir o kadarını (bahşettik). |
39:9 | إِنَّمَا يَتَذَكَّرُ أُولُو الْأَلْبَابِ |
Diyanet Meali: | Ancak akıl sahipleri öğüt alırlar. |
39:18 | أُولَٰئِكَ الَّذِينَ هَدَاهُمُ اللَّهُ وَأُولَٰئِكَ هُمْ أُولُو الْأَلْبَابِ |
Diyanet Meali: | İşte onlar Allah’ın hidayete erdirdiği kimselerdir. İşte onlar akıl sahiplerinin ta kendileridir. |
39:21 | إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَذِكْرَىٰ لِأُولِي الْأَلْبَابِ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz ki bunda akıl sahipleri için bir öğüt vardır. |
40:54 | هُدًى وَذِكْرَىٰ لِأُولِي الْأَلْبَابِ |
Diyanet Meali: | Akıl sahipleri için bir öğüt ve doğruluk rehberi olarak…* |
65:10 | فَاتَّقُوا اللَّهَ يَا أُولِي الْأَلْبَابِ الَّذِينَ آمَنُوا |
Diyanet Meali: | O hâlde, ey iman etmiş olan akıl sahipleri, Allah’a karşı gelmekten sakının! |