ف ر ي

KÖK HARFLER: ف ر ي

ANLAM: 

فَرَى : Birisine karşı bir yalan söylemek ya da uydurmak. Bir şeyi yarmak ya da kesmek. فَرِىَ : Şaşırmak veya aklı karışmak. Doğru yolunu göremeyecek durumda olmak. Ne yapması gerektiğini bilememek. Hayret etmek.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


TürAdetAnlamÖrnekAçıklama
اِفْتَرَىfiil-VIII51İftira etti, uydurdu, düzdü11/18Meçhul Muzari: يُفْتَرَى
فَرِىٌّisim1Korkunç, tuhaf, acaip19/27
اِفْتِرَاءٌisim2İftira etmek; uydurmak, düzmek6/140
مُفْتَرٍisim3İftira eden16/101
مُفْتَرَىisim3Uydurulmuş28/36Müennes: مُفْتَرَيَةٌ

Toplam60


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

  • اِفْتَرَى
    • اِبْتَدَعَ > bak: ب د ع
    • زَوَّرَ > bak: ز و ر
    • اِخْتَلَقَ > bak: خ ل ق
    • كَذَبَ > bak: ك ذ ب
    • خَرَصَ > bak: خ ر ص
    • لَفَّقَ
    • اِفْتَأَتَ
    • زَيَّفَ
  • فِرْيَةٌ
  • اِفْتِرَاءٌ
    • تَضْلِيلٌ > bak: ض ل ل
    • اِخْتِلَاقٌ > bak: خ ل ق
    • تَزْيِيفٌ

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

İftirâ’ إِفْتِرَاء Bir kimseye kasıtlı ve asılsız suç yükleme, kara çalma, bühtan.
Müfterî مُفْتَرِى İftira eden. Başkasına suç isnad eden.  Müfteriâne
Müfterâ مُفْتَرَا İftira edilen.
Müftereyât مُفْتَرَيَات Başkasının üzerine atılan suçlar, kabahatler. İftiralar.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

اِفْتَرَى : Fiil-VIII. Meçhul Muzari: يُفْتَرَى

3:24وَغَرَّهُمْ فِي دِينِهِمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُون
Diyanet Meali:Uydurageldikleri şeyler dinleri konusunda kendilerini aldatmıştır.
3:94فَمَنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ مِنْ بَعْدِ ذَٰلِكَ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ
Diyanet Meali:Artık bundan sonra Allah’a karşı kim yalan uydurursa, işte onlar zalimlerin ta kendileridir. *
4:48وَمَنْ يُشْرِكْ بِاللَّهِ فَقَدِ افْتَرَىٰ إِثْمًا عَظِيمًا
Diyanet Meali:Allah’a şirk koşan kimse, şüphesiz büyük bir günah işleyerek iftira etmiş olur.
4:50انْظُرْ كَيْفَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ وَكَفَىٰ بِهِ إِثْمًا مُبِينًا
Diyanet Meali:Bak, Allah’a karşı nasıl yalan uyduruyorlar. Apaçık bir günah olarak bu yeter. *
5:103وَلَٰكِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا يَفْتَرُونَ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ
Diyanet Meali:Fakat, inkâr edenler Allah’a karşı yalan uyduruyorlar.
6:21وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِآيَاتِهِ
Diyanet Meali:Kim Allah’a karşı yalan uydurandan, ya da O’nun âyetlerini yalanlayandan daha zalimdir?
6:24انْظُرْ كَيْفَ كَذَبُوا عَلَىٰ أَنْفُسِهِمْ وَضَلَّ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُونَ
Diyanet Meali:Bak, kendilerine karşı nasıl yalan söylediler ve iftira edip durdukları şeyler (uydurma ilâhları) onları nasıl yüzüstü bırakıp kayboluverdi? *
6:93وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا أَوْ قَالَ أُوحِيَ إِلَيَّ وَلَمْ يُوحَ إِلَيْهِ شَيْءٌ
Diyanet Meali:Allah’a karşı yalan uyduran veya kendine bir şey vahyedilmemişken, “Bana vahyolundu” diyen kimseden daha zalim kimdir?
6:112وَلَوْ شَاءَ رَبُّكَ مَا فَعَلُوهُ فَذَرْهُمْ وَمَا يَفْتَرُونَ
Diyanet Meali:Rabbin dileseydi, bunu yapamazlardı. O hâlde, onları iftiralarıyla baş başa bırak.
6:137وَلَوْ شَاءَ اللَّهُ مَا فَعَلُوهُ فَذَرْهُمْ وَمَا يَفْتَرُونَ
Diyanet Meali:Eğer Rabbin dileseydi, bunu yapamazlardı. Artık sen onları uydurdukları ile baş başa bırak.
6:138سَيَجْزِيهِمْ بِمَا كَانُوا يَفْتَرُونَ
Diyanet Meali:Bu iftiraları sebebiyle Allah onları cezalandıracaktır.
6:144فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا لِيُضِلَّ النَّاسَ بِغَيْرِ عِلْمٍ
Diyanet Meali:İnsanları bilgisizce saptırmak için Allah’a karşı yalan uyduran kimseden daha zalim kimdir?
7:37فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِآيَاتِهِ
Diyanet Meali:Kim, Allah’a karşı yalan uyduran veya O’nun âyetlerini yalanlayanlardan daha zalimdir?
7:53قَدْ خَسِرُوا أَنْفُسَهُمْ وَضَلَّ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُونَ
Diyanet Meali:Gerçekten onlar kendilerine yazık etmişlerdir. (İlâh diye) uydurdukları (putlar) da onları yüzüstü bırakarak uzaklaşıp kaybolmuşlardır.
7:89قَدِ افْتَرَيْنَا عَلَى اللَّهِ كَذِبًا إِنْ عُدْنَا فِي مِلَّتِكُمْ
Diyanet Meali:“(Allah, bizi sizin dininizden kurtardıktan sonra) eğer ona dönersek mutlaka Allah’a karşı yalan uydurmuş oluruz.”
10:17فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِآيَاتِهِ
Diyanet Meali:Artık, Allah’a karşı yalan uydurandan veya O’nun âyetlerini yalanlayandan daha zâlim kimdir?
10:30وَرُدُّوا إِلَى اللَّهِ مَوْلَاهُمُ الْحَقِّ وَضَلَّ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُونَ
Diyanet Meali:Hepsi de gerçek sahipleri olan Allah’a döndürülecekler ve (ilâh diye) uydurdukları şeyler (onları yüzüstü bırakıp) kendilerinden kaybolup gidecektir.
10:37وَمَا كَانَ هَٰذَا الْقُرْآنُ أَنْ يُفْتَرَىٰ مِنْ دُونِ اللَّهِ
Diyanet Meali:Bu Kur’an, Allah’tan (indirilmiş olup) başkası tarafından uydurulmamıştır.
10:38أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَاهُ قُلْ فَأْتُوا بِسُورَةٍ مِثْلِهِ
Diyanet Meali:Yoksa onu (Muhammed kendisi) uydurdu mu diyorlar? De ki: “(Eğer doğru söyleyenler iseniz), haydi siz de onun benzeri bir sûre getirin.”
10:59قُلْ آللَّهُ أَذِنَ لَكُمْ أَمْ عَلَى اللَّهِ تَفْتَرُونَ
Diyanet Meali:De ki: “Bunun için Allah mı size izin verdi, yoksa Allah’a iftira mı ediyorsunuz?”
10:60وَمَا ظَنُّ الَّذِينَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
Diyanet Meali:Allah’a karşı yalan uyduranların, kıyamet günü hakkındaki zanları nedir?
10:69قُلْ إِنَّ الَّذِينَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ لَا يُفْلِحُونَ
Diyanet Meali:De ki: “Allah hakkında yalan uyduranlar asla kurtuluşa eremezler.” *
11:13أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَاهُ قُلْ فَأْتُوا بِعَشْرِ سُوَرٍ مِثْلِهِ مُفْتَرَيَاتٍ
Diyanet Meali:Yoksa “onu (Kur’an’ı) uydurdu” mu diyorlar? De ki: “(Eğer doğru söyleyenler iseniz), siz de onun gibi uydurma on sûre getirin.”
11:18وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا أُولَٰئِكَ يُعْرَضُونَ عَلَىٰ رَبِّهِمْ
Diyanet Meali:Kim Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalimdir? İşte bunlar, Rablerine arz edilecekler…
11:21أُولَٰئِكَ الَّذِينَ خَسِرُوا أَنْفُسَهُمْ وَضَلَّ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُونَ
Diyanet Meali:İşte bunlar, kendilerini ziyana uğratan kimselerdir. Uydurmakta oldukları şeyler de kendilerini yüz üstü bırakıp kaybolup gitmiştir. *
11:35أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَاهُ قُلْ إِنِ افْتَرَيْتُهُ فَعَلَيَّ إِجْرَامِي
Diyanet Meali:(Ey Muhammed!) Yoksa “Onu (Kur’an’ı) kendisi uydurdu” mu diyorlar? De ki: “Eğer onu uydurmuşsam, suçum bana âittir.”
11:35قُلْ إِنِ افْتَرَيْتُهُ فَعَلَيَّ إِجْرَامِي وَأَنَا بَرِيءٌ مِمَّا تُجْرِمُونَ
Diyanet Meali:De ki: “Eğer onu uydurmuşsam, suçum bana âittir. Ben de sizin işlemekte olduğunuz suçlardan uzağım.”
12:111مَا كَانَ حَدِيثًا يُفْتَرَىٰ وَلَٰكِنْ تَصْدِيقَ الَّذِي بَيْنَ يَدَيْهِ
Diyanet Meali:Kur’an, uydurulabilecek bir söz değildir. Fakat kendinden öncekileri tasdik eden…
16:56تَاللَّهِ لَتُسْأَلُنَّ عَمَّا كُنْتُمْ تَفْتَرُونَ
Diyanet Meali:Allah’a andolsun ki, uydurmakta olduğunuz şeylerden mutlaka sorguya çekileceksiniz.
16:87وَأَلْقَوْا إِلَى اللَّهِ يَوْمَئِذٍ السَّلَمَ وَضَلَّ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُونَ
Diyanet Meali:Onlar o gün Allah’a teslim olurlar ve uydurdukları şeyler de onları yüzüstü bırakıp kaybolur. *
16:105إِنَّمَا يَفْتَرِي الْكَذِبَ الَّذِينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِآيَاتِ اللَّهِ
Diyanet Meali:Yalanı, ancak Allah’ın âyetlerine inanmayanlar uydurur.
16:116وَلَا تَقُولُوا لِمَا تَصِفُ أَلْسِنَتُكُمُ الْكَذِبَ هَٰذَا حَلَالٌ وَهَٰذَا حَرَامٌ لِتَفْتَرُوا عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ
Diyanet Meali:Dilleriniz yalana alışageldiğinden dolayı, Allah’a karşı yalan uydurmak için, “Şu helâldir”, “Şu haramdır” demeyin.
16:116إِنَّ الَّذِينَ يَفْتَرُونَ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ لَا يُفْلِحُونَ
Diyanet Meali:Şüphesiz, Allah’a karşı yalan uyduranlar, kurtuluşa eremezler.
17:73وَإِنْ كَادُوا لَيَفْتِنُونَكَ عَنِ الَّذِي أَوْحَيْنَا إِلَيْكَ لِتَفْتَرِيَ عَلَيْنَا غَيْرَهُ
Diyanet Meali:Onlar, sana vahyettiğimizden başkasını bize karşı uydurman için az kalsın seni ondan şaşırtacaklardı.
18:15فَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا
Diyanet Meali:“Artık kim Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalimdir?”
20:61وَيْلَكُمْ لَا تَفْتَرُوا عَلَى اللَّهِ كَذِبًا فَيُسْحِتَكُمْ بِعَذَابٍ
Diyanet Meali:“Yazıklar olsun size! Allah’a karşı yalan uydurmayın, yoksa sizi azap ile yok eder.”
20:61وَقَدْ خَابَ مَنِ افْتَرَىٰ
Diyanet Meali:“Allah’a karşı yalan uyduran mutlaka hüsrana uğramıştır.”
21:5بَلْ قَالُوا أَضْغَاثُ أَحْلَامٍ بَلِ افْتَرَاهُ بَلْ هُوَ شَاعِرٌ
Diyanet Meali:Onlar, “Hayır, bunlar karma karışık yalancı düşlerdir. Hayır, onu kendisi uydurdu; hayır, o bir şairdir.” dediler.
23:38إِنْ هُوَ إِلَّا رَجُلٌ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا وَمَا نَحْنُ لَهُ بِمُؤْمِنِينَ
Diyanet Meali:“Bu, Allah’a karşı yalan uyduran bir kimseden başkası değildir. Biz ona inanmayız.” *
25:4وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا إِنْ هَٰذَا إِلَّا إِفْكٌ افْتَرَاهُ
Diyanet Meali:İnkâr edenler, “Bu Kur’an, Muhammed’in uydurduğu bir yalandan başka bir şey değildir.” dediler.
28:75فَعَلِمُوا أَنَّ الْحَقَّ لِلَّهِ وَضَلَّ عَنْهُمْ مَا كَانُوا يَفْتَرُونَ
Diyanet Meali:Onlar da gerçeğin Allah’a ait olduğunu bilirler ve (Allah’a ortak diye) uydurdukları şeyler kendilerini yüzüstü bırakıp kaybolup gitmişlerdir.
29:13وَلَيُسْأَلُنَّ يَوْمَ الْقِيَامَةِ عَمَّا كَانُوا يَفْتَرُونَ
Diyanet Meali:Uydurmakta oldukları şeylerden de kıyamet günü şüphesiz, sorguya çekileceklerdir.
29:68وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا أَوْ كَذَّبَ بِالْحَقِّ لَمَّا جَاءَهُ
Diyanet Meali:Allah’a karşı yalan uyduran, yahut kendisine geldiğinde, gerçeği yalanlayandan daha zalim kimdir?
32:3أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَاهُ بَلْ هُوَ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكَ
Diyanet Meali:Yoksa “Onu Muhammed uydurdu” mu diyorlar? Hayır o, Rabbin tarafından indirilmiş gerçektir.
34:8أَفْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا أَمْ بِهِ جِنَّةٌ
Diyanet Meali:“Allah’a karşı yalan mı uydurdu, yoksa onda delilik mi var?”
42:24أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ كَذِبًا فَإِنْ يَشَإِ اللَّهُ يَخْتِمْ عَلَىٰ قَلْبِكَ
Diyanet Meali:Yoksa “Yalan uydurup Allah’a iftira etti” mi diyorlar. Eğer Allah dilerse senin kalbini mühürler.
46:8أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَاهُ قُلْ إِنِ افْتَرَيْتُهُ فَلَا تَمْلِكُونَ لِي مِنَ اللَّهِ شَيْئًا
Diyanet Meali:Yoksa, “Onu uydurdu” mu diyorlar? De ki: “Eğer ben onu uydurmuşsam, Allah’tan gelecek olana (cezaya) karşı siz benim için hiçbir şey yapamazsınız.”
46:8قُلْ إِنِ افْتَرَيْتُهُ فَلَا تَمْلِكُونَ لِي مِنَ اللَّهِ شَيْئًا
Diyanet Meali:De ki: “Eğer ben onu uydurmuşsam, Allah’tan gelecek olana (cezaya) karşı siz benim için hiçbir şey yapamazsınız.”
46:28بَلْ ضَلُّوا عَنْهُمْ وَذَٰلِكَ إِفْكُهُمْ وَمَا كَانُوا يَفْتَرُونَ
Diyanet Meali:Aksine onları yüzüstü bırakarak uzaklaşıp kayboldular. Bu, onların yalanı ve uydurmakta oldukları şeydir.
60:12وَلَا يَأْتِينَ بِبُهْتَانٍ يَفْتَرِينَهُ بَيْنَ أَيْدِيهِنَّ وَأَرْجُلِهِنَّ
Diyanet Meali:Elleriyle ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemek…
61:7وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّنِ افْتَرَىٰ عَلَى اللَّهِ الْكَذِبَ وَهُوَ يُدْعَىٰ إِلَى الْإِسْلَامِ
Diyanet Meali:Kim, İslâm’a davet olunduğu hâlde, Allah’a karşı yalan uydurandan daha zalimdir?

فَرِىٌّ : İsim. Sıfat

19:27فَأَتَتْ بِهِ قَوْمَهَا تَحْمِلُهُ قَالُوا يَا مَرْيَمُ لَقَدْ جِئْتِ شَيْئًا فَرِيًّا
Diyanet Meali:Kucağında çocuğu ile halkının yanına geldi. Onlar şöyle dediler: “Ey Meryem! Çok çirkin bir şey yaptın!” *

اِفْتِرَاءٌ : İsim. Mastar. İfti’âl Bâbı (VIII. Bâb). 

6:138وَأَنْعَامٌ لَا يَذْكُرُونَ اسْمَ اللَّهِ عَلَيْهَا افْتِرَاءً عَلَيْهِ
Diyanet Meali:Bir kısım hayvanları da keserken üzerlerine Allah’ın adını anmazlar. (Bütün bunları) Allah’a iftira ederek yaparlar.
6:140وَحَرَّمُوا مَا رَزَقَهُمُ اللَّهُ افْتِرَاءً عَلَى اللَّهِ
Diyanet Meali:Allah’ın kendilerine verdiği rızkı -Allah’a iftira ederek- haram sayanlar…

مُفْتَرٍ : İsim. İsm-i Fâil. İfti’âl Bâbı (VIII. Bâb). 

16:101قَالُوا إِنَّمَا أَنْتَ مُفْتَرٍ بَلْ أَكْثَرُهُمْ لَا يَعْلَمُونَ
Diyanet Meali:Onlar Peygamber’e, “Sen ancak uyduruyorsun” derler. Hayır, onların çoğu bilmezler.

مُفْتَرُونَ : İsim. İsm-i Fâil. İfti’âl Bâbı (VIII. Bâb). Kurallı Erkek Çoğul. Tekili: مُفْتَرٍ

7:152وَكَذَٰلِكَ نَجْزِي الْمُفْتَرِينَ
Diyanet Meali:İşte biz iftiracıları böyle cezalandırırız.
11:50مَا لَكُمْ مِنْ إِلَٰهٍ غَيْرُهُ إِنْ أَنْتُمْ إِلَّا مُفْتَرُونَ
Diyanet Meali:“(Ey kavmim! Allah’a kulluk edin). O’ndan başka sizin hiçbir ilâhınız yoktur. Siz, sadece iftira ediyorsunuz.”

مُفْتَرَى :  İsim. İsm-i Mef’ûl. İfti’âl Bâbı (VIII. Bâb). 

28:36قَالُوا مَا هَٰذَا إِلَّا سِحْرٌ مُفْتَرًى
Diyanet Meali:“Bu, ancak uydurulmuş bir sihirdir.” dediler.
34:43وَقَالُوا مَا هَٰذَا إِلَّا إِفْكٌ مُفْتَرًى
Diyanet Meali:Bir de, “Bu (Kur’an), uydurulmuş bir yalandır” dediler.

مُفْتَرَيَاتٌ : İsim. İsm-i Mef’ûl. İfti’âl Bâbı (VIII. Bâb). Kurallı Bayan Çoğul. Tekili: مُفْتَرَيَةٌ Müzekkeri: مُفْتَرَى

11:13أَمْ يَقُولُونَ افْتَرَاهُ قُلْ فَأْتُوا بِعَشْرِ سُوَرٍ مِثْلِهِ مُفْتَرَيَاتٍ
Diyanet Meali:Yoksa “onu (Kur’an’ı) uydurdu” mu diyorlar? De ki: “(Eğer doğru söyleyenler iseniz), siz de onun gibi uydurma on sûre getirin.”