أ ف ق

KÖK HARFLER:  أ ف ق

ANLAM: 

أَفَقَ : Gelişigüzel veya pervasızca çekip gitmek, “ufuklar”a gitmek. Cömertlik, bilgi ve ilimde en yüksek dereceyi almak. Bir şeyin üstesinden gelmek, aşmak.

AÇIKLAMA:

Allah buyurur ki: سَنُرِيهِمْ آيَاتِنَا فِي اْلآفَاقِ Onlara ufuklarda âyetlerimizi göstereceğiz (41/Fussilet 53). Ufuklarda, yani sağda-solda, etrafta, çevrede. آفَاق kelimesinin tekil hâli أُفْقٌ ve أُفُقٌ şeklindedir. 

Kendisine nispet edilerek kullanıldığında أُفُقِي denir.

Bir kimse âfakta, etrafta, çevrede yürüyüp gittiğinde قَدْ أَفَقَ فُلاَنٌ denir.

Ayrıca âfakta, çevrede, etrafta yürüyüp giden kimseye benzetilerek, “keremde en son, en uç noktaya ulaşmış kimseye” آفِق denir.

DİĞER BAZI TÜREVLER:

اَفَقَ (geniş zamanlı يَاْفِقُ mastar isim اَفْقًا): Gelişigüzel veya pervasızca çekip gitti. Ülkeye gitti. Gittiği yer: اٰفَاقٌ (memleketin bölgeleri).

اَفِقَ (geniş zamanlı يَاْفَقُ): Cömertlik, bilgi ve ilimde en yüksek dereceyi aldı.

اَفَقَ geniş zamanlı يَاْفِقُ : O üstesinden geldi, aştı; güzeldi.

اَفَقَ فِى الْعَطَاءِ : Bazılarına diğerlerinden çok verdi.

اَفَقٌ (çoğul اٰفَاقٌ): anlamları: (1) Yolun ana ve orta bölümü; (2) yüzü veya yüzeyi.

اُفْقٌ ve اُفُقٌ (çoğul اٰفَاقٌ) : anlamları: (1) Bir yanı; uzak bir yanı; (2) yeryüzü, gökyüzü veya göğün sınırı veya ucu; gökyüzü veya yeryüzünde ufuğun yanındaki kısım, ufuk; (3) çadırın yan tarafı.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


Tür Adet Anlam Örnek Açıklama
أُفُقٌ isim 3 Ufuk 81/23 Çoğulu: آفَاقٌ

Toplam 3


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

  • أُفُقٌ (a)
    • مُسْتَقْبَلٌ > bak: ق ب ل
  • أُفُقٌ (b)
    • جِهَةٌ > bak: و ج ه
    • رَجَا > bak: ر ج و
    • أَوْبٌ > bak: أ و ب
    • جَانِبٌ > bak: ج ن ب
    • نَاحِيَةٌ
    • نَحْوٌ
    • صُقْعٌ

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Ufuk أُفُق Kıyı, kenar. Gök kenarı. gökle yerin birleşir gibi göründüğü yer.
Âfâk آفَاق Ufuklar, dört bir taraf.
Effâk أَفَّاق 1: Çok iftira eden, çok yalan isnad eden kişi.  2: Bütün dünyayı gezen tüccar.

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

أُفُقٌ : İsim. Çoğulu: آفَاقٌ

41:53 سَنُرِيهِمْ آيَاتِنَا فِي الْآفَاقِ وَفِي أَنْفُسِهِمْ
Diyanet Meali: Varlığımızın delillerini, (kâinattaki uçsuz bucaksız) ufuklarda ve kendi nefislerinde onlara göstereceğiz ki…
53:7 وَهُوَ بِالْأُفُقِ الْأَعْلَىٰ
Diyanet Meali: O, en yüksek ufukta…*
81:23 وَلَقَدْ رَآهُ بِالْأُفُقِ الْمُبِينِ
Diyanet Meali: Andolsun o, Cebrâil’i apaçık ufukta gördü. *