KÖK HARFLER: ب ث ث
ANLAM:
بَثَّ : Bir şeyi yaymak, dağıtmak, saçmak, neşretmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
بَثَّ (geniş zamanlı يَبُثُّ ve يَبِثُّ mastar isim بَثًّا):
بَثَّهُ : Onu yaydı; onu dağıttı, onu saçtı veya neşretti.
بَثَّ الْاَمِيرُ الْجُنْدَ فِى الْبِلَادِ : Emir, illerdeki orduları dağıttı.
بَثَّ اللّٰهُ الْخَلْقَ فِى الْاَرْضِ : Allah (c.c.) insanoğlunu yeryüzüne yaydı veya dağıttı.
بَثَّ الْحَدِيثُ : Bilgiyi yaydı veya yayınladı.
بَثٌّ (mastar isim): Saçılmış, dağıtılmış ve birbirinden ayrılmış; iyi paketlenmemiş; bir hal ya da durum; bir kimsenin arkadaşıyla paylaştığı acı veya üzüntü; derin üzüntü veya acı; şiddetli veya ağır hastalık.
اِنْبَثَّ : Yayıldı; dağınık hale geldi.
مَبْثُوثٌ (Müennesi: مَبْثُوثَةٌ) : Yayılmış, saçılmış. Ayrıca “sayıca çok” anlamına da gelir.
انْبَثَّ : İntişar etmek, saçılma. İsmi faili الْمُنْبَثُّ şeklinde gelir.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek Âyet | Açıklama |
بَثَّ | fiil-I | 5 | Saçtı, yaydı, dağıttı. | 42/29 |
|
بَثٌّ | isim | 1 | Durum, vaziyet, hal. Gam, şiddetli hüzün | 12/86 |
|
مُنْبَثٌّ | isim | 1 | İntişar eden, saçılan | 56/6 |
|
مَبْثُوثٌ | isim | 2 | Saçılan, yayılan, dağılan. | 101/4 | Müennes: مَبْثُوثَةٌ |
| Toplam: | 9 |
|
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Bess (Besse) | بَثّ | Dağıtmak, neşretmek, yaymak. Bir nesneyi yayıp dağıtmak. Kenz hurmayı bir kaba doldurup üzerine bir miktar su reşş eyledikten sonra gereği gibi basıp sıkılama. Dert, keder. Merak. Aşikar olmak. İçindekini açığa vurmak.Bir haberi faş ve şayi eylemek. |
Bess (Bas, Basmak) | بَثّ | Dağıtmak, neşretmek, yaymak. Bir nesneyi yayıp dağıtmak. Kenz hurmayı bir kaba doldurupüzerine bir miktar su reşş eyledikten sonra gereği gibi basıp sıkılama. Dert, keder. Merak. Aşikar olmak. İçindekini açığa vurmak.Bir haberi faş ve şayi eylemek. |
Mebsûs | مَبْثُوث | Dağılmış. Yayılmış. Herkesçe duyulmuş. şayi’ olmuş. |
İbsâs | إِبْثَاث | Sırrı açıklama. Yayma, dağıtma. |
İnbisâs | اِنْبِثَاث | Yayılıp dağılma. |
İstibsâs | اِسْتِبْثَاث | Bir haberin doğru olup olmadığını anlamağa çalışma. |
Nişanyan Sözlük “basmak” kelimesinin eski Türkçe kökenli olduğunu söyler.
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
بَثَّ : Fiil-I.
2:164 | فَأَحْيَا بِهِ الْأَرْضَ بَعْدَ مَوْتِهَا وَبَثَّ فِيهَا مِنْ كُلِّ دَابَّةٍ |
Diyanet Meali: | Kendisiyle ölmüş toprağı dirilttiği (yağmurda), yeryüzünde her çeşit canlıyı yaymasında.. |
4:1 | وَخَلَقَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَبَثَّ مِنْهُمَا رِجَالًا كَثِيرًا وَنِسَاءً |
Diyanet Meali: | Ondan da eşini yaratan; ikisinden birçok erkek ve kadın (meydana getirip) yayan (Rabbinize karşı gelmekten sakının). |
31:10 | وَأَلْقَىٰ فِي الْأَرْضِ رَوَاسِيَ أَنْ تَمِيدَ بِكُمْ وَبَثَّ فِيهَا مِنْ كُلِّ دَابَّةٍ |
Diyanet Meali: | Yeryüzüne de, sizi sarsmasın diye sabit dağlar yerleştirdi ve orada her türlü canlıyı yaydı. |
42:29 | وَمِنْ آيَاتِهِ خَلْقُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ وَمَا بَثَّ فِيهِمَا مِنْ دَابَّةٍ |
Diyanet Meali: | Gökleri, yeri ve bu ikisi içinde yaydığı canlıları yaratması, O’nun varlığının delillerindendir. |
45:4 | وَفِي خَلْقِكُمْ وَمَا يَبُثُّ مِنْ دَابَّةٍ آيَاتٌ لِقَوْمٍ يُوقِنُونَ |
Diyanet Meali: | Sizin yaratılışınızda ve Allah’ın (yeryüzüne) yaydığı her bir canlıda da kesin olarak inanan bir toplum için elbette nice deliller vardır. * |
بَثٌّ : İsim.
12:86 | قَالَ إِنَّمَا أَشْكُو بَثِّي وَحُزْنِي إِلَى اللَّهِ |
Diyanet Meali: | Yakub, “Ben tasa ve üzüntümü ancak Allah’a arz ederim.” dedi. |
مُنْبَثٌّ : İsim. Sıfat.
56:6 | فَكَانَتْ هَبَاءً مُنْبَثًّا |
Diyanet Meali: | (Dağlar parça parça dağılıp) saçılmış toz olduğu zaman… * |
مَبْثُوثٌ : İsim. İsm-i Mef’ûl.
101:4 | يَوْمَ يَكُونُ النَّاسُ كَالْفَرَاشِ الْمَبْثُوثِ |
Diyanet Meali: | O gün insanlar, her biri bir tarafa uçuşan küçük kelebekler gibi olacaktır. * |
مَبْثُوثَةٌ : İsim. İsm-i Mef’ûl. Müennes. Müzekkeri: مَبْثُوثٌ
88:16 | وَزَرَابِيُّ مَبْثُوثَةٌ |
Diyanet Meali: | Serilmiş gösterişli yaygılar (vardır). * |