ع ص ف

KÖK HARFLER: ع ص ف

ANLAM: 

عَصَفَ : (Rüzgâr) şiddetle esmek; hızlı veya çevik olmak. Tahıl saplarından ya da olmadan kesmek.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

عَصَفَ (geniş zaman يَعْصِفُ mastar isim عَصْفٌ ve عُصُوفٌ):

عَصَفَتِ الرِّيحُ : Rüzgâr şiddetle veya şiddetlice esti; nitekim عَصْفٌ hızlı veya çevik olmak, anlamına da gelmektedir.

عَصَفَ : O kişi veya şey hızlı veya çevikti.

عَصَفَ الْحَرْبُ بِالْقَوْمِ : Savaş insanların hakkından geldi ve onları helak etti.

عَصَفَ الزَّرْعَ : Tahılı saplarından ya da sapı olmadan kesti.

عَصْفٌ : Tahıl veya ekin bitkisi; tahıl veya ekin yaprakları; tahıl sapının üzerindeki kuruyan ve dökülen yapraklar; tahıl veya samanın sapı veya gövdesi; kırık ve saman.

عَاصِفٌ : Fırtınalı, şiddetli, rüzgarlı, gürültülü, sert, huzursuz, kavgası gürültüsü çok.

عَاصِفٌ hedefinden sapan bir ok, manasına da gelmektedir.

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


TürAdetAnlamÖrnek
عَصْفٌisim2Ekin sapı, yaprak.55/12
عَصْفٌisim1(Rüzgâr) şiddetle esmek, fırtına koparmak. 77/2
عَاصِفٌisim2Şiddetle esen, fırtına koparan.14/18
عَاصِفَةٌisim2Şiddetle esen, fırtına koparan. 77/2

Toplam7

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Mahreci Benzeyen Kökler

Benzer Manada Kelimeler

Zıt Manada Kelimeler

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

Asf عَصْف Rüzgarın kuvvetli esmesi.
Âsıf عَاصِف Şiddetli rüzgar, fırtına.
Âsıfe عَاصِفَة Şiddetli rüzgar, fırtına. Çoğulu: Avâsıf

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

عَصْفٌ : İsim. 

55:12وَالْحَبُّ ذُو الْعَصْفِ وَالرَّيْحَانُ
Diyanet Meali:Yapraklı taneler, hoş kokulu bitkiler vardır. *
105:5فَجَعَلَهُمْ كَعَصْفٍ مَأْكُولٍ
Diyanet Meali:Nihayet onları yenilmiş ekin yaprakları hâline getirdi. *

عَصْفٌ : İsim. Masdar. 

77:2فَالْعَاصِفَاتِ عَصْفًا
Diyanet Meali:Kasırga gibi esenlere andolsun ki…*

عَاصِفٌ : İsim. İsm-i Fâil. 

14:18أَعْمَالُهُمْ كَرَمَادٍ اشْتَدَّتْ بِهِ الرِّيحُ فِي يَوْمٍ عَاصِفٍ
Diyanet Meali:(Rablerini inkâr edenlerin durumu şudur:) Onların işleri, fırtınalı bir günde rüzgârın şiddetle savurduğu küle benzer.
10:22جَاءَتْهَا رِيحٌ عَاصِفٌ وَجَاءَهُمُ الْمَوْجُ مِنْ كُلِّ مَكَانٍ
Diyanet Meali:Ona şiddetli bir fırtına gelip çatar ve her taraftan dalgalar onlara hücum eder..

عَاصِفَةٌ : İsim. 

21:81وَلِسُلَيْمَانَ الرِّيحَ عَاصِفَةً تَجْرِي بِأَمْرِهِ
Diyanet Meali:Süleyman’ın hizmetine de güçlü esen rüzgârı verdik. Rüzgâr, onun emriyle (içinde bereketler yarattığımız yere) eser giderdi.

عَاصِفَاتٌ : İsim. İsm-i Fâil. Kurallı Bayan Çoğul. Tekili: عَاصِفَةٌ

77:2فَالْعَاصِفَاتِ عَصْفًا
Diyanet Meali:Kasırga gibi esenlere andolsun ki…*