KÖK HARFLER: ف ط ر
ANLAM:
فَطَرَ : (Bir şey) çıkmak; eti yarmak ve çıkmak. Bir şeyi yarmak, ayırmak, parçalamak ya da çatlatmak. (Allah c.c.) daha önce var olmayan o şeyi ilk kez yaratmak, o şeyi ortaya çıkarmak, meydana getirmek; yoktan var etmek. Bir şeyi açmak ya da başlatmak. Hamuru ekmek yapmak, onu mayalamadan pişirmek; hamuru yoğurmak ve onu ekmek yapmak ya da hemen pişirmek; kabarmasını önlemek için hamuru hızlı bir şekilde hazır etmek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
xx
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek | Açıklama |
فَطَرَ | fiil-I | 10 | Yarattı, icad etti | 30/30 |
|
اِنْفَطَرَ | fiil-VII | 1 | Yarıldı, parçalandı, çatladı | 82/1 |
|
فَاطِرٌ | isim | 6 | Yaratan | 35/1 |
|
فُطُورٌ | isim | 1 | Yarık, çatlak (çoğul) | 67/3 | Tekil: فَطْرٌ |
فِطْرَةٌ | isim | 1 | Fıtrat, yaratılış, yaratma | 30/30 |
|
مُنْفَطِرٌ | isim | 1 | Yarılan | 73/18 |
|
| Toplam | 20 |
|
|
|
BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR:
Kök Harflerinin Yer Değişimi
Mahreci Benzeyen Kökler
Benzer Manada Kelimeler
- فَطَرَ (a)
- فَطَرَ (b)
- فَاطِرٌ
- فِطْرَةٌ
Zıt Manada Kelimeler
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Fatr | فَطْر | Çatlak, yarık. Mantar. |
|
Fıtır | فِطِر | Oruç açma. | Çoğulu: Futûr |
Fıtra (Fitre) | فِطْرَة | Fıtrat sadakası, yaradılış atiyyesi. |
|
Fıtrî | فِطْرِى | Yaradılıştan gelen. |
|
Fıtraten | فِطْرَةً | Yaradılıştan, fıtri olarak. |
|
Fıtrat | فِطْرَة | Yaradılış, tıynet, hilkat. |
|
Fâtır | فَاطِر | Benzeri bulunmayan şeyi yaratan. |
|
Taftîr | تَفْطِير | Orucunu açmak. |
|
İftâr | إِفْطَار | Oruç açma, oruç bozma. |
|
İftâriyye | إِفْطَارِيَّة | İftarlık. |
|
Muftır | مُفْطِر |
Oruç açan, iftar eden.
| Çoğulu: Mefâtır |
Tefattur | تَفَطُّر | Yarılma. |
|
Mütefattır | مُتَفَطِّر | Yarılan, infitar eden. |
|
İnfitâr | اِنْفِطَار | Yarılma, açılma. |
|
Münfatır | مُنْفَطِر | Yarılmış. Ayrılmış. |
|
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
فَطَرَ : Fiil-I.
6:79 | إِنِّي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذِي فَطَرَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ حَنِيفًا |
Diyanet Meali: | “Ben, hakka yönelen birisi olarak yüzümü, gökleri ve yeri yaratana döndürdüm.” |
11:51 | يَا قَوْمِ لَا أَسْأَلُكُمْ عَلَيْهِ أَجْرًا إِنْ أَجْرِيَ إِلَّا عَلَى الَّذِي فَطَرَنِي |
Diyanet Meali: | “Ey kavmim! Ben buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim ücretim, ancak beni yaratana âittir.” |
17:51 | فَسَيَقُولُونَ مَنْ يُعِيدُنَا قُلِ الَّذِي فَطَرَكُمْ أَوَّلَ مَرَّةٍ |
Diyanet Meali: | Diyecekler ki: “Peki bizi hayata tekrar kim döndürecek?” De ki: “Sizi ilk defa yaratan.” |
20:72 | قَالُوا لَنْ نُؤْثِرَكَ عَلَىٰ مَا جَاءَنَا مِنَ الْبَيِّنَاتِ وَالَّذِي فَطَرَنَا |
Diyanet Meali: | Sihirbazlar şöyle dediler: “Bize gelen apaçık delillere ve bizi yaratana seni asla tercih etmeyeceğiz.” |
21:56 | قَالَ بَلْ رَبُّكُمْ رَبُّ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ الَّذِي فَطَرَهُنَّ |
Diyanet Meali: | İbrahim, dedi ki: “Hayır! Rabbiniz, göklerin ve yerin Rabbidir. O, bunları yaratandır.” |
30:30 | فِطْرَتَ اللَّهِ الَّتِي فَطَرَ النَّاسَ عَلَيْهَا لَا تَبْدِيلَ لِخَلْقِ اللَّهِ |
Diyanet Meali: | Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun. Allah’ın yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur. |
36:22 | وَمَا لِيَ لَا أَعْبُدُ الَّذِي فَطَرَنِي وَإِلَيْهِ تُرْجَعُونَ |
Diyanet Meali: | “Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysa siz de yalnızca O’na döndürüleceksiniz.” * |
43:27 | إِلَّا الَّذِي فَطَرَنِي فَإِنَّهُ سَيَهْدِينِ |
Diyanet Meali: | “Ben ancak O, beni yaratana taparım. Şüphesiz O beni doğru yola iletecektir.” * |
تَفَطَّرَ : Fiil-V.
19:90 | تَكَادُ السَّمَاوَاتُ يَتَفَطَّرْنَ مِنْهُ وَتَنْشَقُّ الْأَرْضُ |
Diyanet Meali: | (Rahman’a çocuk isnat etmelerinden dolayı) neredeyse gökler parçalanacak, yer yarılacak… |
42:5 | تَكَادُ السَّمَاوَاتُ يَتَفَطَّرْنَ مِنْ فَوْقِهِنَّ |
Diyanet Meali: | Neredeyse gökler (O’nun azametinden) üstlerinden çatlayacaklar. |
اِنْفَطَرَ : Fiil-VII.
82:1 | إِذَا السَّمَاءُ انْفَطَرَتْ |
Diyanet Meali: | Gök yarıldığı zaman, * |
فَاطِرٌ : İsim. İsm-i Fâil.
6:14 | قُلْ أَغَيْرَ اللَّهِ أَتَّخِذُ وَلِيًّا فَاطِرِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ |
Diyanet Meali: | De ki: “Göklerin ve yerin yaratıcısı olan Allah’tan başkasını mı dost edineceğim.” |
12:101 | فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ أَنْتَ وَلِيِّي فِي الدُّنْيَا وَالْآخِرَةِ |
Diyanet Meali: | “Ey gökleri ve yeri yaratan! Dünyada ve ahirette sen benim velimsin.” |
14:10 | قَالَتْ رُسُلُهُمْ أَفِي اللَّهِ شَكٌّ فَاطِرِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ |
Diyanet Meali: | Peygamberleri dedi ki: “Gökleri ve yeri yaratan Allah hakkında şüphe mi var?” |
35:1 | الْحَمْدُ لِلَّهِ فَاطِرِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ جَاعِلِ الْمَلَائِكَةِ رُسُلًا |
Diyanet Meali: | Hamd, gökleri ve yeri yaratan, melekleri (ikişer, üçer, dörder kanatlı) elçiler yapan Allah’a mahsustur. |
39:46 | قُلِ اللَّهُمَّ فَاطِرَ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ عَالِمَ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ |
Diyanet Meali: | De ki: “Ey göklerin ve yerin yaratıcısı olan, gaybı da, görünen âlemi de bilen Allah’ım!” |
42:11 | فَاطِرُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ جَعَلَ لَكُمْ مِنْ أَنْفُسِكُمْ أَزْوَاجًا |
Diyanet Meali: | O, gökleri ve yeri yaratandır. Size kendinizden eşler yaratmıştır. |
فُطُورٌ : İsim. Çoğul. Tekili: فَطْرٌ
67:3 | فَارْجِعِ الْبَصَرَ هَلْ تَرَىٰ مِنْ فُطُورٍ |
Diyanet Meali: | Bir kere daha bak! Hiçbir çatlak (ve düzensizlik) görüyor musun? |
فِطْرَةٌ : İsim.
30:30 | فِطْرَتَ اللَّهِ الَّتِي فَطَرَ النَّاسَ عَلَيْهَا لَا تَبْدِيلَ لِخَلْقِ اللَّهِ |
Diyanet Meali: | Allah’ın insanları üzerinde yarattığı fıtrata sımsıkı tutun. Allah’ın yaratmasında hiçbir değiştirme yoktur. |
مُنْفَطِرٌ : İsim. İsm-i Fâil. İnfiâl Bâbı (VII. Bâb)
73:18 | السَّمَاءُ مُنْفَطِرٌ بِهِ كَانَ وَعْدُهُ مَفْعُولًا |
Diyanet Meali: | O günle gök (bile) yarılır, Allah’ın va’di gerçekleşir. * |