KÖK HARFLER: ع ب س
ANLAM:
عَبَسَ : Yüzünü ekşitmek, yüzünü asmak; yüzünü ekşiterek, sert veya haşin bir biçimde bakarak suratını asmak.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
عَبَسَ (geniş zaman يَعْبِسُ mastar isim عُبُوسٌ ve عَبْسٌ):
عَبَسَ اَوْ عَبَّسَ وَجْهَهُ : Yüzünü ekşitti, yüzünü astı; yüzünü ekşiterek ya da sert, haşin bir biçimde bakarak suratını astı.
عَبَسَ الْقَوْمُ : O gün sıkıntılı veya belalıydı ya da o hale geldi.
عَبِسَ : Edepsizdi ya da o hale geldi.
يَوْمٌ عُبُوسٌ : Sıkıntılı veya belalı bir gün.
اَلْعَبُوسُ وَ الْعَبَّاسُ : Çok çetin ve yüzleri ekşiten. Her iki sıfat da bir aslana istinaden kullanılmaktadır.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
عَبَسَ | fiil-I | 2 | Yüzünü astı, çehresini eğdi | 80/1 |
عَبُوسٌ | isim | 1 | Çok kötü | 76/10 |
| Toplam | 3 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelere günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Abs | عَبْس | Huzursuzluktan yüz ekşitmek, çehreyi çatmak. |
Âbis | عَابِس | Asık suratlı. |
Abûs | عَبُوس | Çatık çehreli. Asık yüzlü. Yüzü ekşi. |
Abbas | عَبَّاس | Sert, çatık kaşlı kimse. |
Abese | عَبَسَ | Çehresini çattı, sureti kerih oldu (mealinde). |
Ubûs | عُبُوس | Çatık yüzlü. |
Ubûset | عُبُوسَة | Yüz ekşiliği. Çehre çatıklığı. Somurtkanlık. |
Taabbüs | تَعَبُّس | Yüz ekşitme, somurtma, surat asma. |
Taabbüsât | تَعَبُّسَات | Yüz ekşitmeler, somurtmalar. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
عَبَسَ : Fiil-I.
74:22 | ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَ |
Diyanet Meali: | Sonra yüzünü ekşitti, kaşlarını çattı. * |
80:1 | عَبَسَ وَتَوَلَّىٰ |
Diyanet Meali: | Peygamber yüzünü ekşitti ve öteye döndü. * |
عَبُوسٌ : İsim. Sıfat.
76:10 | إِنَّا نَخَافُ مِنْ رَبِّنَا يَوْمًا عَبُوسًا قَمْطَرِيرًا |
Diyanet Meali: | “Çünkü biz, asık suratlı, çetin bir günden (o günün azabından dolayı) Rabbimizden korkarız.” |