KÖK HARFLER: ر ص د
ANLAM:
رَصَدَ : Yolda birisi için pusuda beklemek; onun için istemek veya beklemek.
AÇIKLAMA:
xx
DİĞER BAZI TÜREVLER:
رَصَدَ (geniş zaman يَرْصُدُ mastar ismi رَصْدٌ ve رَصَدٌ):
رَصَدَهُ ve اَرْصَدَ لَه : Yolda onun için pusuda bekledi; onun için istedi veya bekledi.
رَصَدٌ ve مَرْصَدٌ ve مِرْصَاد tümü aynı şeyi ifade etmektedir, yani birinin hasmını ve düşmanını pusuda beklediği veya gözetlediği bir yer.
رَصَدٌ bekleme veya pusuya yatan veya pusuda bekleyen kişi veya bir gözetleyici, manasına da gelmektedir.
رَصَدَ az miktarda yağmur ve otluk, manasına da gelmektedir.
اَرْصَدَ لَهُ الْاَمْرَ : İşi onun için hazırladı.
رَصَدَهُ بِالْخَيْرِ : İyi veya kötü olan ile birlikte onun için gözetledi veya bekledi.
اَرْصَدْتُ لَهُ الْعُقُوبَةَ : Onun için bir gazap hazırladım.
اِرْصَادٌ : Gözetleme, bekleme. Hazırlama, hazır etme, hazırlık yapma.
مَرْصَدٌ ve مِرْصَادٌ : Saklanma yeri; pusu. Rasat mevzii, rasathane, gözetleme yeri.
قَعَدَ لَهُ بِالْمَرْصَدِ ve قَعَدَ لَهُ بِالْمِرْصَادِ ve قَعَدَ لَهُ بِالرَّصَدِ : Yolda onun için pusuya yatmış.
اَنَا لَكَ بِالْمِرْصَادِ : Senin için pusuda bekliyorum, yani benden kaçamazsın.
اِنَّ الْمَنَايَا لِلرِّجَالِ بِالْمِرْصَادِ : Muhakkak ki ölümler insanlar için pusuda veya bir gözetleme yerinde bekliyor.
بَيْتُ الرَّصَدِ : Gözlem evi.
KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ:
Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.
| Tür | Adet | Anlam | Örnek |
رَصَدٌ | isim | 2 | Gözleme, gözetleme, bekçi, muhafız | 72/9 |
مِرْصَادٌ | isim | 2 | Rasathane, gözetleme yeri | 89/14 |
مَرْصَدٌ | isim | 1 | Rasat mevzii, rasathane, gözetleme yeri | 9/5 |
إِرْصَادٌ | isim | 1 | Gözetleme, bekleme, hazırlama | 9/107 |
| Toplam | 6 |
|
|
TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER:
Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.
Rasad | رَصَد | Gözetlemek, beklemek, pusuda olmak. Rasat aleti ile gözleme, ölçme. |
Râsid | رَاصِد | Muntazır, bekleyen kimse. |
Mersûd | مَرْصُود | Rasad olunmuş, ölçülüp biçilmiş, hesab edilmiş. |
Mersad | مَرْصَد | Rasad yeri. Gözetleme yeri. |
Mirsâd | مِرْصَاد | Gözetleme yeri. Rasad yeri. |
Murâsede | مُرَاصَدَة | Rasat etme, gözetleme. |
İrsâd | إِرْصَاد | Gözetlemek. |
Terassud | تَرَصُّد | Gözetleme. |
Müterassıd | مُتَرَصِّد | Gözeten. |
Rasathane | ——— | Gözlemevi. |
ÂYETLER:
DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.
رَصَدٌ : İsim.
72:27 | فَإِنَّهُ يَسْلُكُ مِنْ بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِ رَصَدًا |
Diyanet Meali: | Fakat O, Resûlün önünde ve arkasında gözetleyici (melek)ler yürütür ki.. |
72:9 | فَمَنْ يَسْتَمِعِ الْآنَ يَجِدْ لَهُ شِهَابًا رَصَدًا |
Diyanet Meali: | “Fakat şimdi her kim dinlemeye kalkacak olursa, kendini gözetleyen yakıcı bir ışık bulur.” |
مِرْصَادٌ : İsim.
78:21 | إِنَّ جَهَنَّمَ كَانَتْ مِرْصَادًا |
Diyanet Meali: | Şüphesiz cehennem, bir gözetleme yeridir. |
89:14 | إِنَّ رَبَّكَ لَبِالْمِرْصَادِ |
Diyanet Meali: | Şüphesiz Rabbin, gözetlemededir. |
مَرْصَدٌ : İsim.
9:5 | وَخُذُوهُمْ وَاحْصُرُوهُمْ وَاقْعُدُوا لَهُمْ كُلَّ مَرْصَدٍ |
Diyanet Meali: | Onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. |
إِرْصَادٌ : İsim. Masdar. İf’âl Bâbı (IV. Bâb).
9:107 | وَإِرْصَادًا لِمَنْ حَارَبَ اللَّهَ وَرَسُولَهُ مِنْ قَبْلُ |
Diyanet Meali: | Öteden beri Allah ve Resûlüne karşı savaşanlara üs olsun diye (bir mescit yapanlar vardır). |