م س ك

KÖK HARFLER: م س ك

ANLAM: 

مَسَكَ : Bir şeye veya kimseye sımsıkı tutunmak.

AÇIKLAMA:

xx

DİĞER BAZI TÜREVLER:

xx

KUR’ÂN’DA GEÇEN TÜREVLERİ: 

Aşağıdaki tabloda Kur’ân’da geçen ve bu kökten gelen kelime türevleri, bunların gramatik adlandırılışları, Kur’ân’da kaç kere geçmiş olduğu belirtilmiş ve örnek bir ayet için, sûre/âyet numarası verilmiştir.


TürAdetAnlamÖrnekAçıklama
مَسَّكَfiil-II1Tuttu, sarıldı7/170
أَمْسَكَfiil-IV18Çekti, tuttu, bıraktı, salmadı67/21
اِسْتَمْسَكَfiil-X3Sarıldı, tutundu43/43
مِسْكٌisim1Misk: güzel bir koku83/26
إِمْسَاكٌisim1Çekmek, tutmak, bırakmak, salmamak2/229
مُمْسِكٌisim2Çeken, tutan35/2Müennes: مُمْسِكَةٌ
مُسْتَمْسِكٌisim1Sarılan, tutunan43/21

Toplam27


BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR: 

Kök Harflerinin Yer Değişimi

Benzer Manada Kelimeler

  • أَمْسَكَ (a)
  • أَمْسَكَ (b)
  • اِسْتَمْسَكَ
    • أَمْسَكَ > bu kök
    • تَشَبَّثَ
  • إِمْسَاكٌ (a)
  • إِمْسَاكٌ (b)

Zıt Manada Kelimeler

  • أَمْسَكَ (a)
  • أَمْسَكَ (b)
    • أَقْدَمَ > bak: ق د م
    • غَامَرَ > bak: غ م ر
    • تَقَدَّمَ > bak: ق د م
    • حَمُسَ
    • تَجَرَّأَ
    • هَجَمَ
  • اِسْتَمْسَكَ
  • إِمْسَاكٌ (a)
    • إِقْدَامٌ > bak: ق د م
    • مُغَامَرَةٌ > bak: غ م ر
    • تَقَدُّمٌ > bak: ق د م
    • حَمَاسَةٌ
    • هُجُومٌ
    • جُرْأَةٌ
  • إِمْسَاكٌ (b)

TÜRKÇEYE GEÇEN KELİMELER: 

Aşağıdaki tabloda bu kökten Türkçeye geçmiş olan kelimeler, bunların Arapça yazılışları, Türkçe anlamları verilmiştir. Bu kelimelerin bazılarına günümüz Türkçesinde pek rastlanmaz. Daha çok Osmanlıca metinlerde görülmektedir.

MiskمِسْكBir cins güzel koku ismi.
MümessekمُمَسَّكMisk kokulu.
İmsâkإِمْسَاكKendini tutmak. Bir şeyden el çekme.
MümsikمُمْسِكÇok imsak eden, eli sıkı, bahil.
MümsikeمُمْسِكَةTutan, yapışan, sıkı tutan.
İmsâkiyyeإِمْسَاكِيَّةRamazanda imsak vaktini ve namaz vakitlerini gösteren çizelge.
TemessükتَمَسُّكTutunma. Sarılma. Sıkıca tutma.
MütemessikمُتَمَسِّكTemessük eden. Sıkı sıkı yapışıp tutan.
İstimsâkاِسْتِمْسَاكNefsine hakim olma, kendini tutma.
MüstemsikمُسْتَمْسِكBırakmamak üzere sıkı tutan.
Misket ———Mis üzümünden yapılan şarap.
Müge———İnci çiçeği.

“Güzel kokulu bir üzüm ve bundan yapılan şarap” anlamına gelen misket kelimesi, İtalyanca veya Fransızcadan dilimize girmiştir. Bu kelime bu dillere Arapçadan gelmiştir ve misk (مسك) sözcüğünden türetilmiştir. (Nişanyan Sözlük) 

Müge kelimesi de dilimize Fransızcadan geçmiştir ama Fransızcaya Arapçadan gelmiştir ve misk (مسك) sözcüğünden türetilmiştir. (Nişanyan Sözlük) 

ÂYETLER:

DİKKAT! İncelediğimiz kökten gelen kelimeleri, Kur’an-ı Kerim’deki yerlerinde, yakın çevresindeki kelimelerle ilişkilerini gösterecek şekilde listeliyoruz. Uzun ayetlerin sadece bir bölümünü ele aldık. Bazı ayetlerin sadece bir kısmını gördüğümüz için, ayetler hakkında yanlış bir hüküm verilmemesi gerekir. Tamamını ele aldığımız ayetlerin meallerinin sonuna bir yıldız (*) işareti konmuştur.

مَسَّكَ:  Fiil-II. 

7:170وَالَّذِينَ يُمَسِّكُونَ بِالْكِتَابِ وَأَقَامُوا الصَّلَاةَ إِنَّا لَا نُضِيعُ أَجْرَ الْمُصْلِحِينَ
Diyanet Meali:Kitab’a sımsıkı sarılanlara ve namazı dosdoğru kılanlara gelince, şüphesiz biz, iyiliğe çalışan (erdemli) kimselerin mükâfatını zayi etmeyiz. *

أَمْسَكَ : Fiil-IV. 

2:231وَإِذَا طَلَّقْتُمُ النِّسَاءَ فَبَلَغْنَ أَجَلَهُنَّ فَأَمْسِكُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ
Diyanet Meali:Kadınları boşadığınız ve onlar da bekleme sürelerini bitirdikleri zaman, ya onları iyilikle tutun…
2:231وَلَا تُمْسِكُوهُنَّ ضِرَارًا لِتَعْتَدُوا
Diyanet Meali:Haklarına tecavüz edip zarar vermek için onları tutmayın.
4:15فَإِنْ شَهِدُوا فَأَمْسِكُوهُنَّ فِي الْبُيُوتِ حَتَّىٰ يَتَوَفَّاهُنَّ الْمَوْتُ
Diyanet Meali:Eğer onlar şahitlik ederlerse, o kadınları ölüm alıp götürünceye kadar kendilerini evlerde tutun (dışarı çıkarmayın).
5:4فَكُلُوا مِمَّا أَمْسَكْنَ عَلَيْكُمْ وَاذْكُرُوا اسْمَ اللَّهِ عَلَيْهِ
Diyanet Meali:Onların sizin için tuttuklarından yiyin. Onu (av için) salarken üzerine Allah’ın adını anın (besmele çekin).
16:59أَيُمْسِكُهُ عَلَىٰ هُونٍ أَمْ يَدُسُّهُ فِي التُّرَابِ
Diyanet Meali:Şimdi onu, aşağılanmış olarak yanında tutacak mı, yoksa toprağa mı gömecek?
16:79مَا يُمْسِكُهُنَّ إِلَّا اللَّهُ
Diyanet Meali:(Gökyüzünde Allah’ın emrine boyun eğerek uçan kuşları görmüyorlar mı?) Onları gökte ancak Allah tutar.
17:100قُلْ لَوْ أَنْتُمْ تَمْلِكُونَ خَزَائِنَ رَحْمَةِ رَبِّي إِذًا لَأَمْسَكْتُمْ خَشْيَةَ الْإِنْفَاقِ
Diyanet Meali:De ki: “Eğer siz Rabbimin rahmet hazinelerine sahip olsaydınız, o zaman da tükenir korkusuyla cimrilik ederdiniz.”
22:65وَيُمْسِكُ السَّمَاءَ أَنْ تَقَعَ عَلَى الْأَرْضِ إِلَّا بِإِذْنِهِ
Diyanet Meali:İzni olmaksızın yerin üzerine düşmesin diye göğü O tutuyor.
33:37أَمْسِكْ عَلَيْكَ زَوْجَكَ وَاتَّقِ اللَّهَ
Diyanet Meali:“Eşini nikâhında tut (onu boşama) ve Allah’tan sakın.”
35:2وَمَا يُمْسِكْ فَلَا مُرْسِلَ لَهُ مِنْ بَعْدِهِ وَهُوَ الْعَزِيزُ الْحَكِيمُ
Diyanet Meali:(Allah, insanlar için ne rahmet açarsa, artık onu tutacak (engelleyecek) yoktur.) Neyi de tutarsa, bundan sonra onu gönderecek yoktur. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
35:41إِنَّ اللَّهَ يُمْسِكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضَ أَنْ تَزُولَا
Diyanet Meali:Şüphesiz Allah, gökleri ve yeri, yok olup gitmesinler diye (kurduğu düzende) tutuyor.
35:41وَلَئِنْ زَالَتَا إِنْ أَمْسَكَهُمَا مِنْ أَحَدٍ مِنْ بَعْدِهِ
Diyanet Meali:Andolsun, eğer onlar (yörüngelerinden sapıp) yok olur giderlerse, O’ndan başka hiç kimse onları tutamaz.
38:39هَٰذَا عَطَاؤُنَا فَامْنُنْ أَوْ أَمْسِكْ بِغَيْرِ حِسَابٍ
Diyanet Meali:“İşte bu bizim ihsanımızdır. Artık sen de (istediğine) hesapsızca ver yahut verme” dedik. *
39:42فَيُمْسِكُ الَّتِي قَضَىٰ عَلَيْهَا الْمَوْتَ وَيُرْسِلُ الْأُخْرَىٰ
Diyanet Meali:(Allah, ölen insanların ruhlarını öldüklerinde, ölmeyenlerinkini de uykularında alır.) Ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini (belli bir süreye, ömürlerinin sonuna kadar) bırakır.
60:10وَلَا تُمْسِكُوا بِعِصَمِ الْكَوَافِرِ وَاسْأَلُوا مَا أَنْفَقْتُمْ
Diyanet Meali:Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin.
65:2فَأَمْسِكُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ أَوْ فَارِقُوهُنَّ بِمَعْرُوفٍ
Diyanet Meali:(Boşanan kadınlar iddetlerinin sonuna varınca), onları güzelce tutun, yahut onlardan güzelce ayrılın.
67:19مَا يُمْسِكُهُنَّ إِلَّا الرَّحْمَٰنُ
Diyanet Meali:Onları (havada) ancak Rahmân tutuyor.
67:21أَمَّنْ هَٰذَا الَّذِي يَرْزُقُكُمْ إِنْ أَمْسَكَ رِزْقَهُ
Diyanet Meali:Peki, Allah rızkını keserse, kimdir size rızık verecek olan?

اِسْتَمْسَكَ : Fiil-X. 

2:256فَمَنْ يَكْفُرْ بِالطَّاغُوتِ وَيُؤْمِنْ بِاللَّهِ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقَىٰ
Diyanet Meali:O hâlde, kim tâğûtu tanımayıp Allah’a inanırsa, kopmak bilmeyen sapasağlam bir kulpa yapışmıştır.
31:22وَمَنْ يُسْلِمْ وَجْهَهُ إِلَى اللَّهِ وَهُوَ مُحْسِنٌ فَقَدِ اسْتَمْسَكَ بِالْعُرْوَةِ الْوُثْقَىٰ
Diyanet Meali:Kim iyilik yaparak kendini Allah’a teslim ederse, şüphesiz en sağlam kulpa tutunmuştur.
43:43فَاسْتَمْسِكْ بِالَّذِي أُوحِيَ إِلَيْكَ
Diyanet Meali:Öyle ise sana vahyedilene sımsıkı sarıl.

مِسْكٌ : İsim. 

83:26خِتَامُهُ مِسْكٌ وَفِي ذَٰلِكَ فَلْيَتَنَافَسِ الْمُتَنَافِسُونَ
Diyanet Meali:Onun (içiminin) sonu bir misktir (ağızda misk gibi koku bırakır). İşte yarışanlar, bunun için yarışsınlar. *

إِمْسَاكٌ :  İsim. Masdar. İf’âl Bâbı (IV. Bâb). 

2:229الطَّلَاقُ مَرَّتَانِ فَإِمْسَاكٌ بِمَعْرُوفٍ أَوْ تَسْرِيحٌ بِإِحْسَانٍ
Diyanet Meali:(Dönüş yapılabilecek) boşama iki defadır. Sonrası, ya iyilikle geçinmek, ya da güzellikle bırakmaktır.

مُمْسِكٌ :  İsim. İsm-i Fâil. İf’âl Bâbı (IV. Bâb). 

35:2مَا يَفْتَحِ اللَّهُ لِلنَّاسِ مِنْ رَحْمَةٍ فَلَا مُمْسِكَ لَهَا
Diyanet Meali:Allah, insanlar için ne rahmet açarsa, artık onu tutacak (engelleyecek) yoktur.

مُمْسِكَاتٌ : İsim. İsm-i Fâil. İf’âl Bâbı (IV. Bâb). Kurallı Bayan Çoğul. Tekili: مُمْسِكَةٌ Müzekkeri: مُمْسِكٌ

39:38أَوْ أَرَادَنِي بِرَحْمَةٍ هَلْ هُنَّ مُمْسِكَاتُ رَحْمَتِهِ
Diyanet Meali:“Yahut Allah bana bir rahmet dilese, onlar O’nun rahmetini engelleyebilirler mi?”

مُسْتَمْسِكُونَ : İsim. İsm-i Fâil. İstif’âl Bâbı (X. Bâb). Kurallı Erkek Çoğul. Tekili: مُسْتَمْسِكٌ

43:21أَمْ آتَيْنَاهُمْ كِتَابًا مِنْ قَبْلِهِ فَهُمْ بِهِ مُسْتَمْسِكُونَ
Diyanet Meali:Yoksa bundan önce onlara bir kitap verdik de ona mı sarılıyorlar? *